Medya.. ahhhh
"Benimle sahilde yürümek ister misin ? "
'İSTERİM TABİİ Kİ SORU MU BU.'
"Ah.. olur gidelim."
Tek eliyle sandalyemi çekip masadan kalkmama yardımcı oldu. Ardından bende kekleri ağzına dolduran Hinata'ya kısa bi haber verdikten sonra onun peşinden yürümeye başladım.
Sahilde pek fazla insan yoktu. Beach club doğum günüm için kapalı olduğundan sahilin diğer tarafındaki clublara gidiyorlardı. Yani sadece biz , bir kaç çalışan ve 10'u geçmeyecek kadar da insan vardı.
Denizin kenarından yürürken köpüren dalgalar ayaklarıma değiyordu. Dolunay, denizin durgun yüzeyine yansıdığından nerdeyse iki kat daha parlaktı. Birkaç adım önümden yürüyen Omi'nin saçları rüzgarda birbirine karışıyor, kalın ensesine dokunup uzaklaşıyordu. Rüzgar sırtına doğru estiğinden gömleği sırtına yapışıyor , kaslarını besbelli ediyordu.
Ben onun sırtını hayran hayran izlerken o adımlarını yavaşlatıp durdu. Yüzünü bana dönüp gözlerini üstümde gezdirdi. Biraz yanıma yaklaşıp elini cebine attı ve siyah bir kutuyla geri çıkardı.
Evlenme teklifi mi yoksa ! Eğer öyleyse şuracıkta bayılabilirim. Abim izin vermezse nolucak. Evden kaçsam kızar mı.. Ya Omi'yi vurursa..
" Atsu iyi misin.. terlemeye başladın."
" Hı..Evet evet iyiyim.. sıcak ya ondan."
Kıkırdayarak başını salladı. Sanırım onu güldürüyordum. Ama o buna gülerken ben burda heyecandan ölebilirdim.
" Hediyeni özel olarak vermek istedim."
Bir yandan uzattığı kutuya bir yandan tepkimi ölçen siyah gözlerine bakıyordum. Kalbim teklemeye ve göğüs kafesime baskı yapmaya başladı. Titreyen elimle kutuyu alıp açmaya başladım.
" Hi-hiç gerek yoktu Omi inan, yine de teşe-"
Gördüğüm şeyle donakalmıştım.
Ne yapacağımı hatta ne düşüneceğimi bile bilmiyordum. Bir nesne bana bildiğim bütün kelimeleri unutturup aynı zamanda geçmişin eksik parçalarını yerine otutturmuştu.
Yıllarca doğru sandığım yanlış yüzüme kaynar su gibi çarpmıştı. Aynı anda şaşkınlık ve mutluluğu kalbim algılamıyor sadece ellerimdeki bilekliğe bakıyordum.
Yaprakları ve sapı zümrüt , çiçeği çeşitli pembe elmaslarla süslenmiş lale motifli bilekliğe..
Hastane pencereme konanların birebir aynısıydı..
Bu demek oluyor ki .. Aman Tanrım
"Sen hastane çalışanı koyuyordu deyince şaşırdım .. bildiğini sanıyordum."
"Omi sen .. nasıl ? "
" O aylar her gün Bay Hyuga'nın yanındaydım biliyorsun. Yanına gelemediğim için çiçekçiden her gün odana lale bırakmasını istedim. Suna sana söylememiş miydi ?"
SUNA. SUNAAAAAAA GEBERTECEĞİM SENİ.
Sevinçten dolan gözlerimin gözükmemesi için başımı yere eğerek konuştum
"Hayır söylemedi. "
'Suna sana yapacağımı biliyorum amına koyduğumun keşi'
Sinirle dudaklarının arasından konuşmuştu. Her kelimesinde çok haklıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Balkona Çık | sakuatsu
FanfictionYıllarca doğru sandığım yanlış yüzüme kaynar su gibi çarpmıştı. Aynı anda şaşkınlık ve mutluluğu kalbim algılamıyor sadece ellerimdeki bilekliğe bakıyordum. Yaprakları ve sapı zümrüt , çiçeği çeşitli pembe elmaslarla süslenmiş lale motifli bilekliğe...