Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
secret sender'
🤍
Patronun çiçeklerin üstüne eğilerek "Bu hafta aldığın üçüncü çiçek buketi Y/N, kimden olduğunu bilmediğinden emin misin?" diye sordu.
Bu seferki buket beyaz orkidelerden ve adını bilmediğin şeftali rengi çiçeklerden oluşuyordu. Kartta her zamanki gibi gönderenin sadece bir hayran olduğu yazıyordu, seninle kimin konuşmaya cesaret edemediğini merak ediyordun.
İlk çiçek buketi beyaz zambaklarla ayçiçekleriydi, gerçekten güzel bir renk karışımıydı ve solmadan önce bir hafta kadar sehpanın üzerinde durmuşlardı.
İkincisi ise yarım düzine kırmızı gül ve zambaklardı. Çiçekler gelmeye başlamadan önce hayatında hiç çiçek almamıştın. Gittiğin hiçbir buluşma sana bir demet çiçek verilerek başlamamıştı, bir kıza çiçek verebilecek kadar romantik veya eski kafalı biriyle hiç tanışmamıştın.
Kim olduğunu merak ediyordun.
Buketi restoranın arka odasına götürdün, böylece müşteriler bu güzelliği görmeyecek veya mahvetmeyecekti. Personel odasındaki sehpaya koydun, ardından restoranda çalışan diğer kızların kendi aralarında yaptığı dedikoduyu dinlemeye çalıştın.
Görünüşe göre, birkaçı çiçekleri dikkat çekmek için kendine gönderdiğimi düşünmüştü. Neden böyle düşündüklerini bilmiyordun. Evet, uzun zamandır bekardın ve restoranda çalışan diğer tüm kızların erkek arkadaşları vardı ama onları hiç kıskanmıyordun ki.
Bekar hayatını seviyordun, vardiyanın sonunda tek başına kaldığın dairene gitmekten rahatsız olmuyordun.
"Başka şeyler de aldım" dedin patronuna. Yarım saatten biraz fazla bir süre sonra açılacak restoranın masa ve sandalyelerini düzenliyordu. "Ne gibi?" diye sordu sana.
"Twitter veya Instagram'da beni takip ediyor olmalı çünkü buketler dışında aptalca, küçük, düşünceli şeyler de geldi. Bir gün oturduğum eve geldiğimde kapımın önünde bir küvet dolusu sıcak çikolata tozu vardı, bir önceki gece sıcak çikolata istediğimi tweetlemiştim."
Bunu düşünürken dudağımı ısırdın, aslına bakılırsa gerçekten tatlı bir şeydi.
Patronun, "Bu bana gerçekten ürkütücü geliyor" diyerek omuz silkti.
