Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
injury' -smut-
🤍
Kulübün sana ayırmış olduğu odadaki masanda kalan işlerini hallederken kapının ani açılması irkilmene neden oldu. Kafanı kaldırarak meraklı gözlerle "Ne oluyor ya?" dedin.
Serdar ve Crespo'nun kollarına girmiş olan Berat, acı içinde kıvranıyordu. Endişeyle ayağa kalktın. "Kendini sakatladı salak." Serdar'ın dalga geçmesiyle kıkırdayan Berat'a şaşkınca baktın. Canına üzüleceğine gülüyordu.
Gözlerini devirerek konuya geri döndün. "Sedyeye yatırsanıza!" diyerek sarışın çocuğun yanına gittin ve büktüğü dizlerini uzatmasını sağladın.
"Siz çıkabilirsiniz," dediğinde ikili başını sallayarak dışarı çıktığında gözlerini ona çevirdin.
"Neresi acıyor?" dediğinde gözleri ile bileğini gösterdi. "Bileğim. Bileğim çok acıyor."
Başını sallayarak çorabını ve kramponunu çıkartmasını istedin. "Başka bir yerin ağrımıyorsa dik oturmaya çalış," dediğinde kendisine söyleneni yaptı ve doğruldu.
Malzeme dolabına yönelerek içinden gerekenleri çıkarttığın sırada arkandaki beden irkilmene neden oldu. Gözlerini kapatarak nefes verdin.
"Sakatlanmamıştın değil mi?"
Ağzından bir 'cık' sesi çıktı. "Aslında hayır, ancak acıyan başka yerlerim var."
İma ettiği şeyle kıkırdadın. "Sürekli sakatlanma bahaneleri ile buraya gelemezsin Özdemir. Hem kendini hem beni kovduracaksın.
Değil bir saat, bir yıl da konuşsan konuşman bittiğinde yine kendi bildiğini okuyacaktı, o yüzden ona ayak uydurdun. "İlkyardım odasında mı? Güzel zamanlamaymış."
Yüzünü ona dönmek istediğinde izin vermedi. Arkanda hissettiğin sertlik, işin ciddiye bindiğini gösteriyordu.
"Arkadaşın zamanlama dinlediğini sanmıyorum aşkım," dediğinde derin nefes bir alıp verdin.
"O halde bizde dinlemeyiz?" diyerek dolapla sevgilinin arasından sıyrılıp çıktın ve odanın kapısını kilitlemeye gittin.
Yeniden yanına geldiğinde omuzlarından tuttun. "Sandalyeye oturmanda fayda var gibi."
O sandalyeye oturduğunda dudaklarınızı ayırmadan şortunu aşağı indirmesine yardımcı oldun. Boxerının üzerinden kendini fazlasıyla belli eden erkekliğine parmak uçlarınla dokunduğunda titredi.
Sen dudaklarınızı ayırarak gülümsediğinde Berat, kendi bileğinden bir an olsun çıkartmadığı, sana ait olan tokayı at kuyruğu yapmış olduğu saçlarına bağladı.
Parmaklarını boxerın lastiklerine geçirerek onu da indirdiğinde gördüğün irilik dudaklarını yalamana neden oldu. Seni arzulaması kesinlikle hoşuna gidiyordu.
"Günlerdir seni düşünüyorum yavrum," dedi. Parmaklarınla penisini kavradığında başını yana attın. "Nasıl? Sakso çekerken mi?"
Bu beklenmedik, 'kaba' sözlerine karşın büyülenmişçesine baş salladı. Parmakların rahatça yukarı aşağı hareket ettiğinde cevap verebilecek durumda değildi.
Ağzını penisinin ucuna yaklaştırarak sözünü bitirdin. "Böyle mi aşkım?"
Dilinle yukarıdan aşağı uzun bir şerit şeklinde iz bıraktığında inlemesine engel olamadı. "Siktir. Bu kadar güzel olacağını tahmin etmemiştim," dedi.
Gülümseyerek devam ettin. Her geçen saniye daha da irileşen penisini ağzına tamamıyla aldığında gözlerini zevkle kapattı. Parmaklarınla okşayarak işi geliştirdiğinde zevkten dört köşe olmuştu.
Gözlerinin içine şehvetle baktığında az önce bağlamış olduğu saçını tek eliyle kavrayarak daha da gömülmeni sağladı. Onu mutlu hissettirmek için her şeyi yapacağını biliyordu. Her şeyi.
Dolu olan ağzının içinden dilinle yukarı aşağı hareket ettiğin sırada nefes alış verişi hızlanmaya başladı.
"Devam et. Devam et yavrum."
Hali hazırda önü açılmış olan gömleğini tamamen çıkartarak sütyeninin kopçasını açtığında serbest kalan göğüslerini ona sergiledin.
Gördüğü görsel şölen onu daha da sevindirmişti. Saçını geri çekerek ağzından çıkartmanı istediği penisini göğüslerine yaklaştırdı.
Ellerinle destek alıp onları penisini kavramakta kullandığında onun istediği şeyin de bu olduğunu anlamıştın.
