[10] 🩸

948 208 158
                                    

İyi okumalar 🦋
__________

Felix, büyük yatakta yastığa sarılmış öylece boş duvara bakıyordu. Telefonu yanındaydı, arkadaşlarını arayabilirdi ama şu an sadece düşüncelere dalıp gitmek, onlar arasında boğulmak istiyordu. Artık arkadaşlarının bile ona yardım edemeyeceğini biliyordu.

Düştüğü durumu kabullenmeye başlasa bile, yapamazdı... eğer karnında bir bebek varsa bile onu yaşatamazdı. Birkaç ay sonra üniversitesi başlayacaktı, daha onu bekleyen öğrencilik hayatı vardı bunu yapamazdı.

Kararı kesindi, bir yolunu bulacak ve bu çocuktan kurtulacaktı ama Hyunjin'in sözleri onu korkutuyordu. Kızıl olan dediklerinde ciddi ve haklıydı.

Felix çocuğu öldürmeyi, Hyunjin'e söylememeyi planlıyordu. Böylece haberi olmazsa onu tekrar hamile bırakmaya çalışmazdı...

Yatakta öylece oturan çaresiz beden kucağındaki yastığı kenara fırlatmış ve yavaşça ayağa kalkmıştı. Hala başı dönüyordu ve halsizdi. Ne bir şey yemişti ne de bir bardak su içmişti bu yüzden sanki vücudu daha da yorgundu.

Yatakta duran telefonunu da aldıktan sonra kapıya doğru ilerlemiş, azıcık açtıktan sonra bir süre salonu dinlemişti. Hiçbir ses duymadığında ise kimsenin olmadığına emin olmuş ve odasının kapısını tamamen açmıştı.

Ev sessiz olsa da ses çıkarmamak için merdivenleri parmak uçlarında iniyordu. Merdivenin sonuna vardığında ise eğilerek salona bakmış ve Hyunjin'in salonda olmadığını gördükten sonra rahat bir şekilde salona geçmişti.

Yine boğunuk renkler ile dekore edilen salon çok büyük olduğu için, karanlık durmuyordu. Özellikle mutfak ile salon birleşik olduğu için aksine eve azıcık da olsa sıcak hava katıyordu.

Küçük beden boş midesi yüzünden evi fazla süzmeden hemen mutfağa geçmişti. Şimdi bir şeyler yemezse düşüp bayılacakmış gibi hissediyordu.

İlk dikkatini çeken buzdolabı olduğu için dolabı heyecanlı bir şekilde açmıştı ama koskoca dolabı boş görmek onu duraksatmıştı. Su bile yoktu.. tamamen boş..

Donuk bakışlarla dolabı kapattıktan sonra diğer dolaplara doğru yönelmiş ve hepsini teker teker açmış, hayal kırıklığı ile geri kapatmıştı.

Yiyecek bir şeyleri bırak, içecek su bile yoktu kocaman evde...

İstemsizce dolan gözleri ile son bir kez, bir umut yeşertisi ile buzdolabını tekrar açmış ama karşılaştığı boşluk yüzünden dolabı bile kapatmadan salona geri dönmüştü.

Zaten hayatı yeterince zordu, neden şimdi de aç kalmak zorundaydı ki? Neden bu hayat onu öldürmek yerine, işkence etmeyi seçiyordu?

Duygusallığın verdiği etki ile ağlayarak kendini koltuğa atmış ve koltuğun küçük yastığına sarılarak yüzünü ona gömmüştü..

Açlık, yorgunluk, yaşadığı zorluklar, hamilelik ve sonunda da ağlamanın verdiği etki yüzünden koltukta öylece uyuyakalmıştı küçük olan.

...

Hyunjin eve girdiğinde kaşlarını çatarak etrafa bakmıştı. Ötme sesinin açık buzdolabından geldiğini anladığında ise bakışlarını koltukta uyuyan bedene çevirmişti.

Felix, yüzüstü yastığa sarılarak uyuduğu için ağzı hafif aralık kalmıştı ve saçları yastığa dağılmıştı.

Hyunjin, açık kalan buzdolabını ve birkaç dolabı kapatmış ve koltukta uyuyan sarışını bir süre izledikten sonra evden çıkmıştı.

Kızıl olan kapıyı ardından kapatır kapatmaz, Felix gözlerini açmış ve az önce kapanan kapıya doğru bakmıştı.

Bunu şimdi yapmalıydı.. ya şimdi yapacaktı ya da sonsuza kadar bununla yaşamak zorunda kalacaktı.. o, yalnış karar verip, büyük sorumluluklara katlanmaya hazırdı...

Taste of Blood (HyunLix, Minsung)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin