Sabah Koray abinin perdeleri açıp Güneş ışığını yüzüme yansıtması yüzünden uyanmıştım. Saat henüz 10.30'du. Normal şartlar altında geç bir saat olabilirdi fakat bugün Pazardı. Yani miskinlik yapma ve öğlene kadar yatma günüydü. Karşımda Zürafa gibi dikilen biriyle uyanmayı hiç hayal etmemiştim.
Mızmızlanarak kalkmaya çalıştığım sırada aniden yerden iki metre yükseklikte bulmuştum kendimi. Oyuncak bebek gibi kucaklarında geziniyordum. Kibarca inmek isteyecektim ki gerek kalmadı. Saçlarıma bir öpücük kondurduktan sonra yatağın yanına ayaklarımın üzerine bırakmıştı. Hemen ardından da tek kelime etmeden odadan çıktı. Az önce yaşananlara anlam veremesem de bir şey olmamış gibi üzerimi giyindim. Dün Alaz abimin sürdüğü kremler iyi gelmişti. Morluklarım daha da azalmış ve artık acımıyorlardı.
Yatağımı örttükten sonra saçımı yapmak için gardırobumun oradaki aynaya gittim. Açık kahverengi - ince telli bir saç yapısına sahip olduğum için şanslıydım. Diğer arkadaşlarım bu işe en az 20 dakikalarını harcarken bense 5 dakikada hazır oluyordum. Bugün içimden dalgalı yapmak gelmişti ı yüzden de perçemlerime basit bir fön çekerek hacim kattım. Ardından da dışarı doğru diğer aaçlarıma katarak ufak bir su dalgası verdim.
İşim tamamiyle bittiğinde aynada kendimi baştan aşağı güzelce süzdüm. Gerçekten çok iyi görünüyordum. Altımda beyaz bol bir eşofman altı üzerime ise düz lacivert bir t-shirt giymiştim. Tek sorun dışarı gitmeyecek olmamızdı. Yani sadece abilerim için bu şahane kombini feda etmiştim. Yine de neşemi kaybetmemiştim. Çıkmak için kapıya yöneldiğim sırada içeri Enis abi girdi.
_(ıslık sesi) prenses bu ne güzelliktir yaa! Nereye gidiyorsun?
_Sizin için hazırlandım abicim. Beni güzel güzel görün diye giyindim. Evet evet kesinlikle öyle yaptık. Asla can sıkıntısından kombin belirlemedik. Bunu evde harcayacağımız için üzülmedik. Aa kim yapmış ki onuu?
_Bak senn (imalı bir ses tonuyla) o zaman bari dışarı çıkalım da boşa süslenmiş olma. Ayy Enisim yaa aşk abim adam kalbimi okuyor seve sevee
Tabi ki iç sesime uymadım. Ama kibarca bunun çok güzel olacağını dile getirdim. O da "Tahmin etmiştim zaten. Süslü prenses" Diyip şakalaşmayı tercih etti. Bir anlık unutup reflexle saçlarımı karıştıracaktı da son saniyede hatırlayıp geri çekmişti.📝📐
Şu an içimde çiçek böcek kelebek ne varsa uçuşuyordu. Çok heyecanlı, neşeli, mutluydum. Kıpır kıpır ve yerimde duramıyordum. Aslında en başta yalnızca Enis abi, Koray abi, ben dışarda kahvaltı yapacaktık. Annemle babam eski arkadaşlarıyla pikniğe gitmiş, Alaz abimle Asaf abimi ise işten çağırmışlardı. Onların adına üzülsem de akşam hep beraber kutu oyunu oynamaya söz vermişlerdi. Bu yüzden de kafama takmama gerek kalmamıştı.
Heyecanlıydım çünkü ilk defa okula gidecektim. Yemek bitiminde ben eve dönmeyş beklerken bana kayıt yaptırmaya gideceğimizi söylemeleriyle dünyalar benim olmuştu. Kafenin ortasında çığlık atmış olabilirim heheheheh. Tabi hemen utançla yerime oturmuştum ama ne yazık ki iş işten geçmişti. Bu tepkim ise ikisini de kahkahalara boğmuştu. Güldükleri için en başta gıcık olsam da sonradan ben de eşlik etmiştim.
Şimdiyse beni yazdıracakları okulun bahçesine girmek üzereydik. Burası evimizin yaklaşık 10 Km. Uzağındaki bir kolejdi. Oradaki öğretmenlerin hepsi annemin arkadaşı olduğu ve tüm abilerim burada okuduğu için devlet okulu yerine burayı tercih etmişlerdi. Açıkçası neşemin yanında kaygı da bana eşlik ediyordu. Yine kulaktan dolma yetimhane bilgilerime göre hep zengin bebelerinin olduğu, ego tatmin okuluymuş. Böyle olup olmadığını ise ancak yarın öğrenecektim. Bir yanım duyduklarımı önemsemeyip ön yargılı yaklaşmamamı diğer yanımsa sürekli ezileceğimi veya aşağılanacağımı söylüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİN: BİR YENİDEN DOĞUŞ HİKÂYESİ
General FictionBir kız çocuğu hayal edin. 16 yaşında kadar kim olduğunu, nereden geldiğini, niye yaşadığını bilmemiş. Hayatı bir günde tepeden tırnağa değişiyor. O güne kadar tek bir ismi var. 17 numara...