Yaşanan serum macerasından sonra yanımda yalnızca Asaf abim kalmıştı. Yarın hayatımın en korkuç günlerinden biri olacaktı ama bir o kadar da heyecanlı ve mutluydum. En nihayetinde haberlere çıkmıştım. Bu yüzden illa ki dedikodum dönmüştü. Beni ezikleyeceklerini düşünmek dahi anlatılmaz bir üzüntü oluştururken yaşadığımı düşünmek okuldan daha gitmeden bile nefret etmeme sebep oluyordu.
Sanırım dertleşecek birine ihtiyacım vardı fakat Asaf abim derin bir uykuya dalmıştı. Bunu horlamasından da anlayabiliyordum. Onu uyandırmak istemediğim için usulca yanından kalktım. Serum normal şartlar altında gitmeme engel olurdu fakat Alaz abim takarken defalarca çaktırmadan izlediğim için nasıl kurtulabileceğimi biliyordum. Seruma bağlı olan kablonun ucundaki sarı şeyi koluma açtığı damar yolundan çıkarmam yetiyordu. Ben de öyle yapmıştım. Şu an önümde 4 seçenek vardı: Alaz, Koray, Enis abim ve annemler. Açıkçası abilerimin hepsi tüm gün yorulduğu için en mantıklı seçenek annemler olarak görünmüştü. Ben de verdiğim karara uyarak en az sesle mutfağa gittim.
İçeri girdiğimde babam koltukta uyukluyor annemse bulaşıkları makineye yerleştiriyordu. Ayak seslerimi duyar duymaz arkasına baktı. Gözleri beni bulduğunda mutluluktan parlıyordu. Sanırım onunla yakın olmam kendi kızını hatırlattığı için bu kadar mutlu oluyordu ya da gerçekten beni seviyordu. İnanmak istediğim elbette ikincisiydi fakat yaşananları bildiğim için bir güç beni bundan alıkoyuyordu.
Düşüncelerimden sıyrılmam annemin sesiyle mümkün olmuştu.
_Güzelliğim! Ne oldu annecim?
_Anne işin bitince seninle bir şey konuşabilir miyiz?
_Tabi ki prensesim ama kötü bir şey yok değil mi?
_Hayır hayır yalnızca yarınla ilgili.
_Tamam aşkım. Sen bizim odaya geç geliyorum ben hemen.
Annemin sözünü dinleyerek usulca yatak odasına geçtim. Burası evin görmediğim bir yeriydi. Daha doğrusu hiç evi gezmemiştim. Yalnızca Alaz ve Koray abim beni çağırdığı için onların odasına gitmiştim. Burası biraz karanlık ve iç karartıcı tasarlanmıştı. Bu tabi ki benim kendi görüşümdü ancak içimdeki sıkıntı daha da artıyor gibi hissediyordum.
_Buyur annecim. Seni dinliyorum.
_Anne ben ilk defa okula gidicem biliyorsun. Hem çok heyecanlıyım hem de çok gerginim. Nedense kötü bir şey olacakmış gibi bir hissiyat var içimde. Aşağılanmaktan, dışlanmaktan, sevilmemekten, hor görülmekten ve daha birçok duyguyu yaşamaktan korkuyorum. Bir de gideceğim yer kolej. Zengin çocukların okumuş olmak için okuduğu yer yani. Ben sürekli morluklarımı saklamakla, kendimi ifade etmekle uğraşmak istemiyorum.
_Seni çok iyi anlıyorum annecim ama güven bana öyle bir şey olmayacak. Hatta aksine senin böylesine süslğ bir maceran olduğu için bu onların daha da ilgisini çekecek. Etrafında toplanıp sürekli sana neler yaşadığını soracaklar. Elbette kötü niyetli insanlar da olacaktır: seni çekemeyen, zorbalamaya çalışan fakat aldırış etmeyip önemsemezsen emin ol üç gün sonra uğraşmayı keseceklerdir. Kendini savunmayı öğrenmen lazım. Biri sana kötü bir lafta bulunursa ya da rahatsız olur kalmak istemezsen herhangi bir öğretmeninden bizi arayabilirsin. Hatta okulun bahçesinde ben seni bekleyebilirim. Diyerek alnıma ufak bir öpücük kondurarak beni kendine yasladı.
Bu konuşma cidden iyi gelmişti. Resmen içime soğuk su serpilmiş gibi hissediyordum. Bana bu denli değer vermesi çok hoşuma gitmişti. Aklıma hayalime sığmayacak şeyler yaşıyordum. Şu an bir ailem vardı ve çok mutluydum. Umarım bu hiç bozulmazdı.
Biraz daha annemin yanında durduktan sonra kimseye çaktırmadan odaya gitmek için çıkmıştım fakat önümde kocaman bir gölge belirmesi gecikmemişti. Alaz abim ellerini beline koymuş dik dik bana bakmaktaydı. Bense kızmaması için masum sırıtışımı takınmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİN: BİR YENİDEN DOĞUŞ HİKÂYESİ
General FictionBir kız çocuğu hayal edin. 16 yaşında kadar kim olduğunu, nereden geldiğini, niye yaşadığını bilmemiş. Hayatı bir günde tepeden tırnağa değişiyor. O güne kadar tek bir ismi var. 17 numara...