Şu an Asaf abiyi eve bırakmış, Koray abiyle beraber arkadaşının kliniğine gidiyorduk. Aslında bunun için erkendi fakat son yaşananlardan sonra Koray abi kesin ve ani bir kararla acilen psikoterapiye başlamam gerektiğine kanaat getirmiş, bu yüzden de psikiyatrist arkadaşına götürüyordu. İçimde anlamlandıramadığım değişik bir his vardı. Sanki lunaparkta ki gondola binmişim de aşağı düşecekmiş gibiydi.
Yol boyu yalnızca arabada çalan müziğin sesiyle nihayet varmıştık. Kliniğin konumu çok güzeldi. Yolun karşısında kocaman bir çocuk oyun parkı vardı. Yanında ise, eczane, kuyumcu, market, öbür tarafında da kırtasiye bulunuyordu. Yukarıya beyaz kocaman bir tabela asmışlardı. Üzerinde de siyah renkte "Uzm. Dr. Bora Esendağ"
Çocuk ve Ergen psikiyatristi
Yazıyordu.İçeri girdiğimizde beni kocaman bir yer karşıladı. Etraf maviye boyanmış her tarafta belli yaş gruplarına uygun çizimler vardı. Kapının tam karşısında sekreterlik, yanında da oturmak için sandalyeler bulunuyordu. Onlar da siyah renkteydi. Her tarafta anne babasıyla gelmiş gerçekten sorunlu olduğu belli olan çocuklar vardı. Ortam beni epeyce germişti. Koray abi de fark etmiş olacak ki başıyla boş olan yerlerden birini işaret ederek "abicim sen otur ben hemen geliyorum" Dedi. Ben de sözünü dinleyerek oturup etrafı incelemeye koyuldum.
Yaklaşık 10 dk sonra yanıma geldi. Stres yaptığım içim sürekli sağ bacağımı sallayıp duruyordum. Bir şeyleri anlamasın diye yaklaştığını görünce titretmeyi kesmiştim ancak bu sefer de kendi başlamıştı. Belli bir süre sesini çıkarmadan öylece durdu. Hiç beklemediğim bir andaysa elini bacağımın üstüne koyup saçlarıma ufak bir öpücük bıraktı.
_Güzelliğim! Ben yanındayım. Endişe etmene gerek yok. Hiçbir şey olmayacak. Kasma kendini bu kadar. Yalnızca Bora abinle birazcık konuşacaksınız. Hem bak görünce sen de ne kadar tatlı olduğunu anlayacaksın.
Koray abinin verdiği teselli ve sakinleştirme çabası çok güzeldi fakat bilmediği şey asıl konuşmanın beni germesiydi. Karakolda rahatça ifade vermiştim çünkü oradaki polis kadındı.
Diyecek bir şey bulamadığım için sessiz kalmayı tercih etmiştim. Koray abi ise saçlarımı okşamakla meşguldü. Bu adam işi biliyor lan. Her ne kadar 6+4=10 yıl okumak gibi bir enayilik yapsa da gerçekten taktik maktik biliyor
Tabi bilecek ama bunun onunla ilgisi yok. Kime yapsan rahatlatır ki. Ayrıca iç ses az bir sussana yaa. Niye enayi diyon adama?
Çünkü öyle kızım. Yalan mı söyleyek?
Tam iç sesime karşılık vereceğim esnada ismim söylendi._Derin Ateş!
_Benim dedim cılız bir sesle. Niye sesim içime kaçmıştı ki şimdi?
_Bora bey sizi bekliyor. Soldan birinci odaya gidebilirsiniz.
_Tamamdır teşekkürler.
Ben önde Koray abi arkada olmak üzere ilerliyorduk. Kapının önüne geldiğimizde ortamdaki bütün oksijeni bitirecek kadar büyükçe bir nefes çekerek içeri girdim. Karşımda 20'lerinin sonunda olduğunu tahmin ettiğim, 1.80 boylarında, ela gözlü, mavi plastik gözlüklü, kısa-açık kahverengi saçlı, kaslı vücut görünümüne sahip bir abi oturuyordu.
Oda ise küçük ve kare şeklindeydi. Kapıdan girer girmez doktor masası ve üzerindeki kalemlik, bilgisayar, reçete için kâğıtlar karşılıyordu bizi. Arka tarafta ise 5 bölmeli raf, her birinde de testler bulunuyordu. Masanın önünde iki adet birleşik hastane koltuğu vardı. Duvarlar açık sarı renkte boyanmış, üzerine ise çeşitli resimler yapılmıştı. Masanın sağ arka çaprazında da beyaz ama renkli noktaları olan bir örtü serilmiş, iki insanın zor sığabileceği mini boyutta koltuk duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DERİN: BİR YENİDEN DOĞUŞ HİKÂYESİ
Ficción GeneralBir kız çocuğu hayal edin. 16 yaşında kadar kim olduğunu, nereden geldiğini, niye yaşadığını bilmemiş. Hayatı bir günde tepeden tırnağa değişiyor. O güne kadar tek bir ismi var. 17 numara...