11 bölüm

410 26 2
                                    

*Aydenin Anlatımı*

O kadar çırpınıp ağlasada onu kutuya bağladım ve odadan çıktım. Sesini hala duyuyordum. Salona geldim,kendime bir viski alıp koltuğa uzandım ve televizyonu açtım.Viskini yudumlayarak televizyona bakıyordum bir anda haberlerde tanıdık isimle dikkatimi televizyona verdim ve elimdeki viskini sehpaya koydum.Evet bu oydu Daniel.. Marionun (Vasiyeti veren kişi) ölümüne sebep olan adam. Sinirle kaşlarımı çatdım ve pür dikkatle izlemeye başladım.

"Ünlü mafya isimlerinden olan Marionun ölümünde suçlu bilinen ve tutuklanan Daniel-in suçsuzluğu ispat olundu.Ve bu yüzden Daniel Bastos yarından itibaren hapisten çıkıyor"

Bu sözleri duymamla adeta beynime kan fırladı.Marionu o öldürmüştü ve suçsuzmu çıkmıştı!?Sinirli şekilde yerimden kalkdım ve elime bir vazo alıp duvara atarak paramparça etdim.

Bunu nasıl yaptı ve suçsuz çıktığını bilmiyorum ama eminimki tonlarla para dökmüştür.Elimi saçıma geçirdim ve derin nefes aldım. Sinir krizi geçirmek istemem.Çünki her sinir krizinde birini öldüre biliyorum.

Viskini aldım hepsini içtim ve yenide sehpaya bıraktım.Koltuğa oturup düşünmeye başladım. Mario ve Daniel çok sıkı bir düşmandılar.Daniel Marionu bir atışmada ve ya silahla öldürmemişti.Evdeki hizmetçilerden birini ayarlamıştı ve yemeğine zehir katmasını sağlamıştı.Ve Mario kaç günlerle acı çekerek öldü.

Hangi hizmetçi olduğunu öyrenememiştim ve bu yüzden sinirle hepsini öldürtmüştüm.Şimdi eğer Daniel hapisten kurtulduysa demek ki şimdi benim peşime düşecek ve beni öldürmeye çalışacak.Bu beni tabikide korkutmuyordu. Beni öldürmek o kadar kolay olmayacak.

Şimdi evde hiç bir hizmetçi yok. Hayatda hiç kimseye güvenmiyorum ve güvenmeyeceğimde.Annem ve babam bile beni bu hayatda yüz üstü bırakırken kime güvenmem gerekirki.Hayatda sadece bir adama güvenmiştim oda babam gibi gördüğüm Mario olmuştu.Şimdi eğer Daniel hapiste değilse demekki onu öldüre bilirim.Gülümsedim ve adamlarımı çağırdım onlara her şeyi anlatdım ve onu takip edip boş bir anını yakaladıklarında tutup benim yanıma getimelerini söyledim.

Onu kendi ellerimle öldüreceğim.Bir kaç saat sonra Jessica aklıma geldi ve odaya gitdim. Kutuyu açtığımda şaşırdım...elleri kan içindeydi qaliba çıkmak için yumuruklamıştı kutuyu.Dudağıda kanamış. Dokunduğumda yara olduğunu gördüm.Aslında bir kaç defa gerildiğinde ve ya korktuğunda dudaklarını kemirdiğini görmüştüm.Onu kucağıma aldım ve yere koymak istediğimde bedeninin titrediğini fark etdim.Kiyafetleri yaş ve soğukdu. Hastanalıp ölmesini istemem doğrusu.

Acı çekecek değilmi.Onu odama götürdüm ve yatağa koydum.Kiyafetlerini çıkartdım ve tişortlarımdan birini alıp üzerine geçirdim.Çok güzel bir bedeni vardı.Ama o bedenin üzerinde çok yara izleri yaratacağım.Ellerine krem sürdüm ve sardım. Elleri titriyodu ama hala bayqındı. Telefonumun sesini duydum ve salonda olduğunu hatırlayarak salona gitdim.Arayan adamlarımdı.

"Ne oldu"diye açtım telefonu.

"Efendim Danielin şuan yurt dışında olduğunu öğrendik"

Küçük bir küfür savurdum

"Tamam neden yurt dışına gitdiğini araşdırın o zaman" dedim ve telefonu kapatdım

*Jessicanin anlatımı*

Uyandığımda etrafıma bakındım ama kutuda değildim.Bir odadaydım.Qaliba Aydenin odasıydı.Sıcak bir yatakdaydım.Oda siyah döşenmişti. Bütün eşyalar siyah ve beyazdı.Odada ve hatta sıcak bir yatakda olduğuma şaşırmıştım açıkcası.Belkide beni öldürmekden vaz geçmişdir.Ah ne diyorum ben o hiç bir zaman vaz geçmez.O bir canavar.Üzerime baktığımda sadece bir tişortleydim.Ama tişört bana büyük olduğundan kalçalarımın biraz altında bitiyordu.Ve ellerim sarılmıştı.Dokunduğumda çok kötü acıyordu.O kutuda olduğumda kutuyu o kadar yumurukladımki ellerimin bu hale gelmesine şaşırmamalı.Kapının açılmasıyla Aydeni gördüm.Sinirli görünüyordu.

"Kalk" dedi sert şekilde

Ayağa kalkdım. Kalkdığımda başım döndü ama duvardan tutunarak düşmemi engelledim.

Beni kolumdan tutdu ve sürükleyerek yine o odaya saldı. Sandığı gördüğümde yüzümü buruşdurdum.

"Ne o yinemi girmek istiyorsun oraya" dedi sırıtarak

Kaşlarımı çatdım ve başımı yere eğdim. Kim bilir şimdi neler yapacak bana.

"Çobuk ölmeni istemeyiz değilmi" dedi alaycı şekilde

"Yemek yemelisin" dedi ve odadan çıktı. Bir kaç dakika sonra elinde tepsiyle geldi.Sandiviç ve su vardı tepside. Açıkcası çok acıkmıştım.Ama onun verdiği hiç bir şeyi yemek istemiyordum.Açlıkdan gebermekde istemiyordum.Gerçekden çok ilginç bir insanım.Bu hayatda başıma gelmeyen pislik kalmadı ama yinede şuan ölmek istemiyorum.Bir çok kez intihar etmeğe çalışmıştım ama ölmemiştim.Arada bir düşünüyorum belkide Aydenin elinden kurtula bilirsem kendime güzel bir hayat kura bilirim.Buna o kadarda inanmıyorum ama kalbimde saklanan küçücükde olsa bir umudum vardı.Bana doğru yaklaşdı ve tepsini önüme koydu.

"Şimdi ben gidip uyuyorum ve geldiğimde bunu yememiş olursan işkencelerden işkence beyen.Hayatta kalmanı sağlamalıyız be kızım.Bu kadar çobuk ölme.Senin için çok güzel işgenceler hazırladım" deyip sadist bir şekilde kıkırdadı

Odadan çıktı ve kapını kilitledi.Kaç gündür su içmiyor ve yemek yemiyordum.Suya uzandım ve hepsini bir nefese içdim.Qaliba dünyada içtiğim en lezzetli suydu.Sanki suyun tadı varda.Savdiviçi de bitirdikden sonra karnım doymuşdu. Acaba nasıl Aydenin elinden kurtula bilirdim.Kapıya doğru gitdim ve açmaya çalıştım ama açılmadı.Saçımdaki toka aklıma geldiğinde gülümsedim.Tokayı aldım ve kapıyı açmaya çalıştım.Ve kapı açıldı!! Hemen odadan çıktım ve etrafıma bakındım.Ayden yokdu.Odasında uyuyor olmalı.Sessizce yürümeye çalıştım.Kapıya doğru gitdim ve kolu çevirdim.Evvett açıktı tam evden çıkıyordumki korumaları gördüm ve kapıyı kapatdım ama onlar beni görmediler.Uzakdaydılar ve siyah bir arabanın yanında durmuş bir şeyler konuşuyolardı.Ayden uyanmadan buradan hemen kaçmalıyım.Belkide arka kapı vardır oradanda kaça bilirim.

Ev çok büyük ve arka kapının nerede olduğunu bilmiyorum.Biraz daha aradıkdan sonra arka kapıyı buldum.Hemen kapıya doğru gitdim ve kapıyı açtım.Burada hiç kimse yokdu.Hava birazcık soğuk olduğundan ürperdim.Hem sadece bir tişörtleyim.Dışarıya çıkmışdımki bir anda biri benim kolumdan tutdu.Kimin tutduğuna baktığımda bunun Ayden olduğunu gördüm.Aman tanrım işte şimdi boku yedim.Bana şuan öyle bir sinirle bakıyorki şimdiden bana yapa bileceği bütün işgenceler gözümün önünden geçdi.Ne yapa bilirim diye düşünüyordum ve ani bir haraketle Aydenin iki ayağının ortasına tekmeyi geçirdim.Evet bu gerçekdende ani oldu.O iki büklüm olurken beni tutduğu eli biraz gevşedi ve ben o anda elimi elinden çekerek koşmaya başladım.

"Seni yakaladığımda aklına bile gelmeyen şeyler yapıcam Jessica" diye bağırdı

Allahım sen bana yardım et.Hızlı bir şekilde koşuyordum.Ev ormanlık alandaydı.Evden birazcık uzakda başka evlerin olduğunu göre biliyordum.Ama ben o yöne değil ağacların olduğu yöne doğru koşuyordum.

Arkama baktığımda Aydenin de bana doğru koşduğunu gördüm.Aramızda baya bir mesafe vardı.Daha hızlı koşmaya çalışıyordum ama korkudan ayaklarım bir birine giriyordu.

Bağırdığını duyuyordum ama ne dediğini anlayamıyordum.Ayağıma bir şeyin takılması ile yere kapaklan dım.Ayağa kalkmaya çalıştım ama ayağım çok kötü acıyordu.Onun beni yakalamasına izin vermemeliyim.Ayağa güçlükle kalkıp koşmak istedim ama saçımı arkadan tutarak çeken eller buna izin vermedi.Bu tabikide Aydendi.Işte hayatımla vedalaşmak vakti geldi.

VasiyetHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin