Ayden benim kafama silah dayayan adama öldürücü bakışlar atıyordu.Iki adam daha arabadan indi ve Aydenin kollarından yakalayarak ona diz çökdürtdüler.
"Senin bir sevgilin olduğunu bilmiyorduk" dedi beni tutan adam ve histerik bir şekilde güldü.
Bizi sevgilimi sandılar?Beni öldürmeye çalışan adamla beni! Qaliba Aydenin beni öldürmek istediğini bilmiyorlardı.
"O benim sevgilim değil ve hemen kızı bırak!" diye bağırdı
"Ah hayır belki onu kaçırarak biraz eğleniriz" dedi beni arkadan kendine bastırarak.Ah iğrenc!
"Bırak beni pislik" diye tısladım.Bir kolu boğazımı sıkıyordu ve kolunu biraz daha sıkılaştırdı.Zorlukla nefes alıyordum.
"Bana bak eğer kızı bırakmassan sonra yaşayacağın şeylerde sana acımam" dedi
Adam kahkaha atarak
"Sonra yaşayacağım şeyler?" diye sordu ve yine güldü.
Bir anda araba sesleri duydum ve baktığımda iki araba daha geldiğini gördüm.Arabadaki adamlar iner inmez beni tutan adama ve onun adamlarına silah doğrultdu.Evet! Bu Aydenin adamları!Aydeni o adamların ellerinden kurtardılar ve onları etkisiz hale getirdiler.
Bir birlerine ateş ediyorlardı ve beni tutan adamın eli yaralandığı için beni bırakmak zorunda kaldı.Ayden yanıma gelerek beni arabaya götürdü ve kendide arabaya bindi.Camı açdı ve adamlarına seslendi
"Onları depoya götürün" dedi ve bana döndü.
"Iyimisin" diye sordu.Sadece başımı salladım.
*****
Uzun yolculuk sonrası bir eve geldik."Senin ne kadar evin var" diye sordum ona bakarak
"Arkadaşımın evi o burada değil ev boş" dedi ve arabadan indi.
Eve girdik ve ikimizde koltuğa oturduk.
Gerçektende çok yorulmuşdum.Hem fiziksel hem ruhsal.Başıma gelen şu saçma sapan şeyler beni yormuştu.Annemle kardeşim öldükten sonra bile kendime 'yaşaya bilirim'diyip hayatdan tutunuyordum ama sanki hayat ayakta kala bildiğimi görüp bana biraz daha acı çektiriyordu.Anlayamıyorum..Neden ben?Bunları hak edecek hiç bir şey yapmadım.Ama hayat çok acımasız.
Bunları düşünürken ağlamamak için doğa üstü çaba harcıyordum.Derin bir nefes aldım ve kollarımı dizime koyarak ellerimle yüzümü kapadım.Ağlama isteyim geçene kadar öyle kaldım.Sonunda ağlamayacağımdan emin olarak elimi yüzümden çekdim.Ayden boş gözlerler beni izliyordu.Ona kısa bir bakış atdım ve yüzümü cama çevirdim.
Yağmur yağdığını görmemle dışarı çıkma isteğim yarandı.Yağmurun sesi çok huzur vericiydi.
Ayağa kalkdım ve cama yaklaştım.Bir süre dışarıyı izledikden sonra Aydene bakarak
"Dışarıya çıka bilirmiyim?" diye sordum"Söz veriyorum kaçmayacağım buna çok ihtiyacım var"
Bana baktı ve başını evet anlamında salladı.
"Ama bende geleceğim" dedi.Onu onayladım ve kapıya doğru adımladım.Bana güvenmiyordu.Güvenmesi aptallık olurdu zaten.Sonuçta bir kaç kez kaçma girişiminde bulunmuştum.
Dışarıya çıktığında yağmur beni ıslatmaya başlamıştı bile.Elimi açarak yüzümü gök yüzüne doğru tutdum.
Galiba burada ağlaya bilirim.Yağmurdan ağladığım anlaşılmazdı.
Başıma gelen bütün pisliklere nahlet ederek ağlamaya başladım.Bütün her şeye her kese nahlet ederek!'Her şeyden nefret ediyorum'diye fısıldadım.Yıllardır içimde birikmiş bütün nefreti kusarmış gibi ağlıyordum.Ağlamam gitdikce şiddetleniyordu ve ben artık bağırarak ve hıçkırarak ağlamaya başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vasiyet
RomanceSadece bir vasiyet..Bir adamın ölmeden önce oğlu kadar yakın olan Aydene söylediği vasiyet..Ya kız yada babası ölecek.. Jessica hiç bir suçu olmasada bir vasiyet için kurban seçilen masum kız..