"Unutma düşman kör nişancıdır ama dost nereden vuracağını bilir."
"Şirketim de yalancı istemiyorum, parasını ver siktirip gitsin." Bu ses nereden geliyordu? Gözlerimi açtığımda kafamı uyuduğum yerden kaldırdım. Siktir hala şirketteydim! Sesin geldiği yöne bakınca Barlas beyi gördüm, telefon ile konuşuyordu.
"Kapat çeneni Zafer dediğimi yap."
Zafer bey ile ne konuşuyordu? Telefonumu elime aldığımda saatin 19.58 olduğunu gördüm. Bir saat fazla kalmıştım şirkette! Uyuyakalmıştım resmen! Esnediğim sırada Barlas beyin bakışları bana döndü. Ardından telefonu kapattı.
"Uyanmışsın." Dedi. Kesin azar işitecektim.
"Uykumu fazla alamadığım için kusura bakmayın." Oturduğum yerde kafamı eğmiştim. Adamın yüzüne bakamıyordum! Çizime baktığımda üstüne uyuduğum için mahvolmuştu! Ağlayabilirim şu anda. Ben bunları hak edecek ne yaptım ya!
Küçükken o karıncalara taş fırlatmayacaktın.
Barlas beyin ayak sesleri ile yerinden kalktığını anladım. Kafamı kaldırınca masamın başında elinde ıslak mendil ile duruyordu. Islak mendili bana uzattığında anlamayan bakışlarla ona baktım.
"Yüzünü sil."
"Yüzüm de ne varki?" Masanın üstünden bana eğilip ıslak mendili yanağımda gezdirdi ardından bana gösterdi. Islak mendilde hem mürekkep hem de teknik çizim kalemimin izleri ile doluydu.
"Yüzünün yarısı bu halde." Demesi ile gözlerimi açtım. Elinden ıslak mendili alıp telefonumun kamerasından yüzümün sol tarafına baktım. Gerçekten boylu boyuna öyleydi. Islak mendil ile hepsini sildim. O sırada Barlas bey önümdeki kağıdı eline aldı.
"Daha bitmedi." Dedim ayağa kalkarak.
"Zaten mahvolmuş."
"Düzeltebilirim." Zorundayım.
"Gerek yok." Deyip kendi masasına ilerleyince onun yanına gittim.
"Ecrin hanım çok kızar ama o çok önemliymiş-"
"Uykusuzluk düşünmen mi engelliyor?" Diyerek beni susturdu.
"Anlamadım." Bu dediğime güldü. Komik olan neydi?
"Sence elimdeki milyon dolarlık bir iş olsa sana verilir mi?" Dedikleri ile kaşlarımı çattım. Haklıydı.
"O zaman bu önemli değil mi?"
"Hayır eskiz çalışması olarak düşünebilirsin zaten bu proje çoktan faaliyete geçti." Dedikleri ile gözlerimi kocaman açtım. Ben bu kadar saat boşuna mı uğraşıyordum!
"Neden beni uyarmadınız!" Hafif yüksek çıkan sesimle kaşlarını çattı.
"Barlas bey neden söylemediniz?" Şeklinde daha ılımlı bir şekilde konuştum.
"Kendini geliştirmen için söylemedim. Zararı yok sonuçta." Demesi ile içimden öfke patlaması yaşadım. Ellerim ağrıyordu ve çok fazla stres yapmıştım. Uykusuzlukla beraber başım çatlıyordu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORENDA (+18)
Teen Fiction"Böyle nasıl?" Dedi kulağıma fısıldayarak. Arkamdan bana sarılmıştı şu an masa ile arasında duruyordum. Ne oluyordu? "Barlas bey-" boynumda hissettiğim dudakları ile sustum. Sanırım bir günaha adım atıyordum. . . . Yetişkin içerikli sahneler vardır...