Bölüm 1: Gerçeklerin Yüzü
Nehir Arslan, sabahın ilk ışıklarıyla uyanmış, penceresinden dışarıya bakarak güne başlamaya hazırlanıyordu. İstanbul'un sabah sisi, gökyüzünü griye boyamıştı. Şehir, yine her zamanki gibi, bu kalabalık metropolde hızla uyanıyordu. Bir yanda trafiğe takılan arabaların korna sesleri, diğer yanda sabah kahvesini içen insanlardan gelen sohbet sesleri... Nehir, her zamanki gibi, kalabalığın ortasında bir adım önde olmak için yoğun bir hazırlık yapıyordu.
İçerisi, zarif bir ofis düzenine sahipti. Yüksek tavanlar, modern mobilyalar ve geniş cam pencereler, işine odaklanabilmesi için ihtiyacı olan her şeyi sunuyordu. Son birkaç yıldır, Arslan Holding'in CEO'su olarak, iş dünyasında saygı gören bir yer edinmişti. Hem genç yaşına rağmen başardığı şeyler, hem de disiplinli çalışmasıyla herkesin takdirini kazanmıştı. 24 yaşında olmak, insanları etkilemenin çoğu zaman bir avantajıydı. Ancak, Nehir için bu, sadece bir başlangıçtı. Hedefleri daha yüksekti, başarıları ona yetmiyor gibiydi.
Bugün de diğer günlerden farklı olmayacaktı. Sabaha erken başlamış, birkaç iş görüşmesi için hazırlık yapmıştı. Bir yandan bilgisayarındaki e-postaları kontrol ederken, diğer yandan yanında duran telefonun ekranındaki bildirimleri gözden geçirdi. Ancak bir şeyler eksikti. İçinde, garip bir huzursuzluk vardı. Bu hissi tanıyordu; sıkça yaşadığı bir şey değildi ama bir şekilde her şeyin yolunda gitmediğini hissediyordu.
Telefonu, masanın üzerine koydu ve derin bir nefes aldı. Şirketin geleceğini düşündü, ailesini düşündü. Arslan ailesi... Ebeveynleri, kardeşleri, her şey... Arslan ailesinin kızıyken, onlardan başka hiçbir şeyi tanımıyordu. Annesi ve babası onu büyütmüş, her şeyini onlara borçlu hissediyordu. Yine de son zamanlarda, içindeki bu eksiklik duygusuyla, kendisini hep sorguluyordu.
Birden telefonun ekranında "Bilinmeyen Numaradan Arama" yazısını gördü. Yine de aramayı açtı, çünkü bir şeyler onu bu çağrıyı yanıtlamaya zorluyordu. "Merhaba, ben Demir ailesinden arıyorum," dedi soğuk ve sakin bir kadın sesi.
Nehir'in içinde bir şeyler kıpırdamaya başladı, ama o an tam olarak ne olduğunu çözebildiğini söylemek zordu. "Demir ailesi mi? Tanıştığınızı hatırlamıyorum," dedi, biraz tedirgin.
"Hayır, tanışmadık," dedi kadın. "Ama bilmeniz gereken çok şey var. Gerçek aileniz Arslan ailesi değil, Demir ailesi."
Nehir'in dudakları bir anda kurudu. Nehir, birkaç saniye boyunca hiçbir şey söyleyemedi. Bu, tüm hayatını değiştirecek bir cümleydi. Gerçek ailesinin kim olduğu? Demir ailesi mi? Her şey bir anda yerle bir olmuştu. Tüm dünyası, altüst olmuştu. Nehir, derin bir nefes aldı, ama zihninde neler olup bittiğini anlamakta zorlanıyordu.
"Bu... bu ne demek oluyor?" diye sordu, sesindeki titremeyi kontrol edemeyerek.
Kadın, telefondan biraz daha yakınlaşmış gibi hissediliyordu. "Gerçek adınız Nehir Demir. Arslan ailesi tarafından evlat edinildiniz. 24 yıl önce kaybolmuş olan Demir ailesinin kızı sizsiniz."
"Hayır, hayır," dedi Nehir, sesi daha sertleşerek. "Bu mümkün olamaz! Ben Arslan ailesinin kızıyım, başka bir aileyi kabul etmiyorum. Bunu kimse bana zorla kabul ettiremez."
Kadın, soğuk bir şekilde cevap verdi: "Bu bir şok olabilir, ama bu gerçeği kabul etmeniz gerekiyor. Sizi çok uzun bir süre aradık, fakat şimdi sizi bulduğumuzda, bilmeniz gereken her şey elinizin altında olacak."
Telefonu kapatmadan önce Nehir'in içindeki ses bir kez daha yüksekçe yankılandı: "Hayatımda her şeyin bir anlamı olmalıydı, değil mi?" Ama o an, hiçbir şeyin anlamı yoktu. Her şey bir yalan mıydı? Nehir'in kafası karışmıştı. Arslan ailesiyle büyümüş, onlara her şeyini borçlu hissediyordu. Ama Demir ailesi? Bir anda ortada kaybolan bir aile ve tanımadığı bir kimlik vardı. Kendi kimliğine, geçmişine dair bildiği her şey sorgulanıyordu.
Telefonu elinden bıraktı. Hızla içeriye girip penceresini açtı ve dışarıdaki kalabalık şehri izlemeye başladı. Gözleri uzaklara daldı. O kadar uzun zamandır, bir şeylerin eksik olduğunu hissediyordu ama şimdi gerçek yüzleşmeyle karşı karşıyaydı. Gerçek ailesiyle tanışmak, eski hayatından kopmak ve yeni bir kimlik bulmak ne demekti?
Bir hafta sonra, Nehir Demir ailesiyle tanışmaya karar verdi. Kendi kimliğini, geçmişini ve her şeyini yeniden keşfetmek için İstanbul'un lüks bir semtinde bulunan görkemli bir villa ona ev sahipliği yapacaktı. Arslan ailesinin ona verdiği hayat, Nehir için her şeydi, ama Demir ailesi de, ona ait olduğunu düşündüğü her şeyin kaybolmuş olduğu bir yerdir.
Villa, devasa bir yapıydı. Her köşesi, gücü ve serveti simgeliyordu. Zemin katta geniş bir oturma odası vardı, büyük bir şömine ve etrafında lüks koltuklar. Odaya girdiğinde, her şeyin çok sessiz olduğunu fark etti. Hiçbir şey, onun bu kadar kolayca kabullenebileceği bir yer gibi görünmüyordu.
Bir hizmetçi, Nehir'i karşılamak için odasına girdi. "Hoş geldiniz, hanımefendi. Lütfen, sizi Demir ailesiyle tanıştıracağım." Kadın, bir anda derin bir sessizlik içinde kaybolmuş gibi hissediyordu. Adımlarını atarken, her biri daha da zorlaşıyordu. Ailesi ve eski hayatı ile bu yeni dünyayı nasıl birleştirecekti?
Nehir, koridorda yürürken, her adımında yeni bir karar, yeni bir seçim yapıyor gibiydi. Ve her bir seçim, onu gerçeğe biraz daha yaklaştırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEO KADIN
ActionBen Nehir. Nehir Arslan 24 yaşındıyım .Her yerde tanınmış manken-oyuncu ve LUNA (AY) şirketinin ceo'su NEHİR ARSLAN yoksa ÖZSOY demeliyim Bence şans verib okuyun