Bölüm 7: Kaza
Nehir, son birkaç gündür içindeki karışıklığı bir nebze de olsa çözebilmişti. Demir ailesinin ona sunduğu destek, yavaşça kendini kabul etmesine yardımcı olmuştu. Ama içindeki boşluk, geçmişiyle yüzleşmesi gerektiğini her an hatırlatıyordu. Hem Arslan ailesinin, hem de Demir ailesinin parçası olmak zor olsa da, bu yolculuğa devam etmeye kararlıydı. Yavaşça, ama emin adımlarla adım atıyordu. Ama bazen hayat, insanın hazır olduğu anlarda bile beklenmedik şekilde yoluna çıkabiliyordu.
Bir akşam, Nehir'in işyerinde yoğun bir gün geçirmişti. CEO olarak sorumlulukları her geçen gün artıyordu ve bu da ona kendi hayatıyla ilgili daha fazla düşünme fırsatı vermiyordu. İş yerinde büyük bir toplantıdan çıkarken, hemen telefonunu çıkardı ve Kaan'ı aradı. Kaan, onun sık sık kaybolan telefonlarına alışmıştı. "Nasılsın?" diye sordu Kaan, Nehir'in başını eğdiğini fark ederek.
"Yoğunum, biraz kafam karışık ama her şey yolunda. Bugün, işin dışında bir şeyler yapmak istiyorum. Akşam yemeğini birlikte yiyebilir miyiz?" dedi Nehir, sesinde biraz yorgunluk vardı ama aynı zamanda bir şeylere ihtiyaç duyuyordu. Kaan, rahatlatıcı bir şekilde yanıt verdi. "Tabii, Nehir. Her zaman."
Nehir, iş yerinden ayrıldıktan sonra hızla yola çıktı. Şehir trafiği yine her zamanki gibi yoğun ve karmaşıktı. Ama Nehir, kafasını toparlayıp Kaan'la vakit geçirmek, ona bir şeyleri anlatmak istiyordu. O sırada, çok da dikkatli olmayan bir şekilde direksiyonuna odaklanmamıştı. Bir anlık dalgınlık, her şeyin değişmesine sebep olacaktı.
Hızla akan trafikte, bir anda arabanın önüne aniden çıkan başka bir araç gördü. Panikle direksiyonunu çevirdi, ancak karşı yönden gelen başka bir araç onu sıkıştırmıştı. Nehir, panik halinde frene basmaya çalıştı, ama her şey çok hızlı gelişmişti. Araba savrulurken, bir çığlık duyuldu. Ardından her şey karardı.
Gözlerini açtığında, Nehir, bir hastane odasında buldu kendini. Başının ağrısı, vücudunun her yerindeki sızılar, her şeyin doğru olduğu hissini kaybettiriyordu. Hızla gözlerini açarak etrafına baktı. Hemen yanında bir doktor, birkaç hemşire ve Kaan vardı. Kaan, korku dolu bir şekilde ona bakıyordu. Nehir, hafifçe başını çevirerek, yavaşça konuştu:
"Nereye geldim? Ne oldu?" sesindeki titreme, Kaan'ın içini paramparça ediyordu.
Kaan, elini Nehir'in eline nazikçe koyarak, "Hastanedesin, Nehir. Bir kaza geçirdin, ama seni kurtardılar. Şu an her şey yolunda, merak etme," dedi, sesinde rahatlatıcı bir ton vardı, ama gözlerinde kaybolan bir korku vardı.
Nehir, hafifçe başını sallayarak, "Kazayı hatırlamıyorum," dedi. "Ama gerçekten iyiyim, değil mi? Her şey yolunda mı?" İçinde, hala kendisini anlamadığını hissediyordu. Sanki kaza, gerçeklikten bir kopuş gibiydi. O anı hatırlayamamak, kendisini daha da kaybolmuş gibi hissettiriyordu.
Kaan, endişeyle başını salladı. "Evet, her şey yolunda. Birkaç test yapıldı, ama ciddi bir şey yok. Sadece dinlenmen gerek."
Nehir, bir süre sessiz kaldı. Gözleri hala şaşkınlıkla odanın her köşesini tarıyordu. Kaan'ın ona söylediği her şey doğru muydu? Yavaşça, elini tutan Kaan'a baktı. "Kaan, bu durum... çok garip. Gerçekten hissetmiyorum," dedi.
Kaan, ona daha yakın bir şekilde oturdu ve "Biliyorum, Nehir. Ama şu an burada olmak önemli. Endişelenme, bu sadece bir şok. Zamanla atlatırsın," dedi. Kaan, Nehir'in omzuna elini koyarak, güven vermeye çalıştı. "Buradayım, her şey yoluna girecek."
Nehir, gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. Kaza anının hatırlamaması, bir eksiklik gibiydi. Sanki kendini kaybetmişti. Ancak, Kaan'ın ona güven veren duruşu, içindeki korkuyu biraz olsun hafifletiyordu.
Bir süre sonra, Nehir'i uyandıran hemşire, ona birkaç saat dinlenmesi gerektiğini söyledi. Kaan, ona veda ederken, "Ben seni burada bekleyeceğim, Nehir. Uykunun bitmesini bekleyeceğim. Her şeyin normal olduğunu hissetmen için buradayım," dedi.
Nehir, bir süre sessizce dinlendi. Gözlerini kapatıp kendini bırakmaya çalıştı. Zihnindeki karmaşa, vücudundaki ağrılarla birleşmişti. Ama bir şey daha vardı; Kaan'ın sıcaklığı ve ona duyduğu güven. Bu, kazadan sonra içindeki karanlıkla savaşmaya çalışırken ona yardımcı olacak tek şeydi.
Gecenin ilerleyen saatlerinde, Nehir derin bir uykuya daldı. Gözlerinde huzursuzluk olsa da, içindeki yalnızlık hissi, Kaan'ın varlığıyla hafifliyordu. Şimdiye kadar hayatındaki en büyük darbeyi almıştı, ama her şeyin yeniden başlayabileceğini hissetmeye başlamıştı. Gözlerini kapattı ve uyumaya devam etti, geleceğin ona neler getireceğini merak ederek.
4o mini
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEO KADIN
AcciónBen Nehir. Nehir Arslan 24 yaşındıyım .Her yerde tanınmış manken-oyuncu ve LUNA (AY) şirketinin ceo'su NEHİR ARSLAN yoksa ÖZSOY demeliyim Bence şans verib okuyun