CEO KADIN

BÖLÜM 5\karar anı\

 Bölüm 5: Karar Anı

Nehir, son günlerde hep bir adım geride durarak Demir ailesiyle daha fazla zaman geçirmeye devam etmişti. Onların ne kadar samimi olduğunu görmek, ona güç vermişti; ama aynı zamanda içindeki kimlik karmaşası da daha da derinleşiyordu. Gerçek ailesini ve Arslan ailesine olan bağlılığını, Demir ailesinin sıcaklığı ve ilgisiyle birleştirmek, gün geçtikçe zorlaşıyordu. Bir yanda yeni bir yaşam, diğer yanda geçmişin silinmeyen izleri... Nehir, her iki dünyanın arasında sıkışmış hissediyordu.

Bir sabah, Mert Nehir'i sabah kahvaltısına davet etti. "Gelin, bugün birlikte kahvaltı yapalım. Kendini biraz daha iyi hissedeceğini düşünüyorum," dedi, Nehir'in gergin ruh halini fark ettiğini bilerek.

Nehir, Mert'in önerisini kabul etti. O gün, kahvaltı masasındaki atmosfer her zamankinden farklıydı. Herkes, Nehir'in biraz daha rahatlamasını sağlamak için çaba harcıyordu. Kaan, onun yanında otururken, gülümseyerek "Bugün bizimle biraz vakit geçirmeni istiyoruz. Seni anlamak istiyoruz, Nehir," dedi.

Nehir, bir an duraksadı. İçinde bir şeyler kırılmaya başlamıştı, ama hala emin değildi. "Gerçekten mi?" diye sordu, sesi biraz kararsızdı.

Mert, kahvesinden bir yudum alarak "Evet, Nehir. Seninle vakit geçirmek, seni tanımak istiyoruz. Arslan ailesinden geldin, evet, ama burada yeni bir aile var. Bu yeni dünyaya uyum sağlamak zor olabilir, ama seni sadece anlayışla karşılamak istiyoruz."

Nehir, bu sözlerin içindeki samimiyeti hissetti. Gerçekten de, Demir ailesinin ona sunduğu anlayış, rahatlık ve sevgi çok farklıydı. Ama yine de, bir yanda geçmişin hayaletleri vardı. Arslan ailesinin gülümseyen yüzleri, onu her zaman geçmişine bağlayan bir ip gibiydi. Nehir, aradığı huzuru bulamıyordu. Geçmişiyle olan bağlarını koparmak kolay değildi.

Kahvaltıdan sonra, Kaan Nehir ile yalnız konuşmak istedi. "Nehir, seninle biraz daha ciddi konuşmamız gerekiyor," dedi. "Bunu zaten hissettiğini biliyorum, ama seni yeni bir dünyaya kabul etmek, biraz zaman alacak. Ama unutma, burada sana her zaman yer var."

Nehir, bir an duraksadı. O an, Kaan'ın söylediklerini içselleştirmeye çalıştı. "Benim için, her şey çok hızlı oldu. Hem geçmişimden, hem de Demir ailesinden... Bunlar arasında bir denge kurmak, kolay değil."

Kaan, sabırlı bir şekilde gülümsedi. "Evet, bu zorlu bir süreç. Ama unutma, burada seni seviyoruz. Seninle olduğumuz sürece, seni yalnız bırakmayacağız."

Nehir, içindeki karmaşayı hissetmeye devam etti. Gerçek ailesi, Arslan ailesi, her şey ona ait bir dünyaymış gibi hissediyordu. Ama Demir ailesi de ona farklı bir hayat sunuyor, onlara bir şekilde bağlanması gerektiğini söylüyordu. Geçmiş ve şimdi arasında kalmıştı. Bir tarafta Arslan ailesinin eski hatıraları, diğer tarafta Demir ailesinin sıcaklığı ve kabulü... Hepsi birbirine zıt gibiydi.

Bir gün, evde yalnız kaldığında, Nehir düşündü: Gerçekten ben kimim? Hangi aileye aitim? Arslan ailesiyle büyüdüm, ama Demir ailesi de bana bir şeyler sunuyor. Kiminle yol alacağım?

O sırada, telefonunun ekranı titredi ve ekranın köşesinde Baran'ın adı belirdi. "Baran?" diye mırıldandı. Onunla konuşmak, son zamanlarda Nehir'e bir nebze de olsa rahatlık veriyordu. Aradığında, Nehir telefonu açtı. "Merhaba," dedi.

Baran'ın sesi sakin ve yumuşaktı. "Nehir, seni biraz daha yakından tanımak istiyorum. Kendini tanıtmana yardımcı olmak istiyoruz. Ama önce, gerçek duygularınla yüzleşmelisin. Geçmişini tam anlamadan, geleceğe doğru bir adım atmak zor olabilir."

Nehir, Baran'ın ne demek istediğini anladı. Zihninde, her şeyin anlam bulması gerektiği bir an vardı. "Baran, her şey o kadar hızlı değişti ki... Gerçekten de zamanın içinde kaybolmuş gibiyim."

Baran, sessizce dinledikten sonra, "Bunu anlaman gerek. Geçmişini reddetmek değil, onu kabul etmek ve yeniden inşa etmek önemli. Arslan ailesi seni büyüttü, evet, ama Demir ailesi de seni kabul ediyor. İkisinin arasında bir denge kurmalısın. Gerçekten kim olduğunu bulman için önce kendinle barışmalısın," dedi.

Nehir, Baran'ın söylediklerini düşündü. Kendini geçmişle yeniden barıştırma zamanının geldiğini fark etti. Demir ailesiyle de bir bağ kurabilirdi, ama bunun için geçmişin gölgesinden kurtulması gerekirdi.

Ertesi gün, Nehir, bir karar aldı. Baran'la ve Kaan'la daha açık bir şekilde konuşmak ve onları biraz daha tanımak istedi. Hem Demir ailesinin kabulünü, hem de Arslan ailesinin mirasını aynı potada eritmeliydi. Geleceğini şekillendirecek olan bu adım, bir dönüşüm süreci olacaktı.

O akşam, Kaan'a mesaj attı: Bugün bir şeyler konuşmak istiyorum. Hazır mısınız?

Kaan, hemen yanıt verdi: Tabii, Nehir. Seni dinlemeye hazırız.

Kaan'ın yanıtı, Nehir'i rahatlatmıştı. Demir ailesiyle bu kadar açık bir iletişim kurarak, kendi içindeki belirsizlikleri biraz olsun yok edebilecekti. O geceyi, geçmişi ve geleceği düşünerek geçirdi. Demir ailesinin ona sunduğu sıcaklık, Arslan ailesinin hatıralarıyla birleştirilebilecek miydi?

İçindeki bu kararsızlık devam ediyordu, ama bir şey kesin gibiydi: Nehir, geçmişin yükünden sıyrılmalı ve yeni bir adım atmalıydı. Hem Arslan ailesinin mirasını taşıyarak, hem de Demir ailesinin sunduğu yeni dünyanın içinde yer alarak kendi kimliğini bulmalıydı