1.8

17 7 0
                                    

Başlamadan önce yıldızımızı parlatmayı unutmayın!
Keyifli okumalar. ✨

Asena'dan

İşte yine buradayım. Kaçtığım ama her seferinde kendimi bulduğum yerdeyim. Hiçbir zaman olmak istemediğim ama mecbur bırakıldığım yerde.

Şimdi yine senelerimin geçtiği yetiştirme yurdunun önündeydim. Tabii artık kullanılmıyordu hatta harabe gibiydi. Yıkık dökük bir yere dönüşmüştü.

Üzerimde siyah bir palto, saçlarım rüzgardan ötürü uçuşup duruyor, elimde ise bir sigara. Ben ise yetiştirme yurdunun karşısında durmuş sigaramı dudaklarımın arasına götürmüş çekiyordum.
Saat gece 02.00 ve ben yine buradayım.
Ben buradan kurtulamayacağım.
Çocukluğum buradan kurtulamayacak.

Gözümden bir bir yaşlar süzülmeye başlamıştı.
Çocukluğumun geçtiği, annemin bir gün beni buraya terk edip gittiği ve "yuvan" dediği yer de cehennemdi bana. Sahi, benim neden hiç yuvam olmamıştı?Benim buradaki cennetim o çocuktu, Barkın'dı.

Ben cehennemin içinde cenneti bulmuştum, ama çok sürmeden o cennet beni cehenneme terk edip gitmişti. Affedemiyordum, yapamıyordum.
Ben değil, benim çocukluğum affedemiyordu.
O küçük kız çocuğu affedemiyordu onu. Ben affederdim belki, ama o asla.

Yavaşça bahçeye doğru adımladım. Bahçedeki banklardan birisine oturdum ve gözlerimi bir noktaya kilitledim.

- Geçmiş - Yazarın anlatımı ile. -

"Barkın! Barkın koş bak kedi, hemen koş." diye bağırıyordu 8 yaşındaki tatlı kız.

Çocuk koşarak kızın yanına gitti.
"Noluyor Aso neden bağırıyorsun yine sen."

"Ya Barkın baksana şu kediye, çok tatlı değil mi?" dedi kız parlayan gözleriyle çocuğa bakarak.

"Evet Asocuğum çok tatlıymış ama bak gel müdüre abla kızacak gidelim." Çocuk tedirgindi. Bir yandan etrafa bakıyor, bir yandan küçük kızı çekiştirmeye çalışıyordu.

"Ya Barkın gitmek istemiyorum! Kediyi sevmek istiyorum ben. Hem ona süt verebiliriz bence? Olmaz mı Barkın. Lütfen lütfen."

"Asocuğum sana söz o kediye süt getireceğim ama bak lütfen gidelim müdüre abla çok kızacak bize."

"Söz mü Barkın?" dedi tatlı kız gözlerini kocaman açarak.

"Söz Asocuğum söz. Hadi gidelim." dedi ve kolundan çekiştirdi kızı.

Yurda doğru ilerlemeye başladılar beraber.
Tatlı çocuk, kızı kenara çekti ve;
"Bak şimdi, sen burada bekle. Ben kediye süt bulup ona verip geleceğim tamam mı? Sakın çaktırma olur mu?" dedi gözleri yeşile çalan tatlı çocuk.
Kız sadece gülümsedi ve başını salladı.
Çocuk yavaşça etrafa bakarak kızın yanından ayrıldı.

Yavaşça yemekhaneye giren çocuk önce etrafı kolaçan etti, kimsenin olmadığına emin olduğunda ise sütlerin olduğu bölüme ilerledi sessizce ve oradaki sütlerden birini kaptığı gibi koşmaya başladı. Kimse fark etmemişti çocuğu, o da hemen kedinin yanına gidip sütü bir kaba doldurdu ve kedinin karşısına koydu. Kedinin başını sevdikten sonra tekrar etrafa baktı yine kimsenin olmadığından emin olup kızın yanına doğru ilerlemeye başladı. Müdüre hanım görürse eğer çok kızacaktı. Çünkü çocuk yemekhaneden bir şey çalmıştı, tatlı kız için yapmıştı bunu.

Kızın yanına geldiğinde kız heyecanla sordu.
"Verdin mi sütü kediye Barkın!"

"Verdim prenses verdim. Bak." dedi ve kedinin olduğu tarafı gösterdi.

Kız heyecanla o tarafa baktı ve ellerini birbirine çarptı. Hızla ve mutlulukla çocuğun boynuna atladı.
"Harikasın sen çocuk!" dedi bağırarak.

Çocukta sarıldı. "Asıl sen harikasın prenses.
Bağırma sakın!" dedi temkinlice.

Yaklaşık 2 dakika sonra "Hadi içeri gidelim Asocuğum." dedi çocuk.
Birbirlerinden ayrıldılar ve binaya girdiler.

Yürürken kız, çocuğa sorular soruyordu.
"Barkın, sence müdüre abla niye kızıyor bize sürekli?"

"Çünkü biz farklıyız prenses. Olmamızı istedikleri kişi olmuyoruz o yüzden kızıyor bize." dedi çocuk.

"Olsun Barkın! Farklıyız ve güzeliz dimi?" dedi kız parlayan gözleriyle çocuğa bakarak.

"Güzeliz prenses. En güzel de sensin." dedi çocuk gülümseyerek.

Tatlı çocuklar gülerek içeriye girdiler ve odaların olduğu kısma geldiler.

"Şimdi Asocuğum, ben odama gidiyorum. Sende odana gir ve uyu tamam mı?"

"Tamam Barkın. Sabah görüşürüz!"

"Görüşürüz prenses." dedi çocuk. Tam ilerlerken kızın sesini duydu.

"Barkın!"

"Efendim Asocuğum?"

"Seni seviyorum." dedi kız ve odasının kapısını açtığı gibi içeri kaçtı.

Çocuk yavaşça tebessüm etti.
"Bende Asocuğum, bende."

Çocuk odasına geçmişti gülümseyerek. İçeriye girmiş, üstünü değiştirmiş ve yatağa uzanıp yorganını üzerine çekmişti. Odadaki diğer çocuklarda ışıkları kapatmış ve yataklarına geçmişlerdi. Herkes uyuyordu.

Barkın ise tatlıca Asena'yı düşünüyordu.
Barkın 7 yaşındayken gelmişti yetiştirme yurduna.

Asena'dan tam bir gün sonra gelmişti ve Asena ile çok iyi anlaşmıştı. 3 yıldır da asla birbirlerinden ayrılmıyorlardı.

Barkın tam uykuya dalacakken gürültülü bir şekilde odanın kapısı açıldı, ardından ışıklar hızlıca ve sertçe açıldı. Daha sonra bir ses yükseldi.

"Barkın Soytürk!"

-

Oy verip yorum yapmayı unutmayın.
Hoşçakalın! 🧚🏻‍♀️

EVE DÖN | TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin