1.9

23 8 6
                                    

Başlamadan önce yıldızımızı parlatmayı unutmayın!
Keyifli okumalar. ✨

- Geçmiş - Yazarın anlatımı ile. -

Barkın seslerden çok korkmuş ve birden yataktan sıçramıştı. Karşısında Müdüreyi görünce şok olmuş ve korkmuştu. Ne diyeceğini bilememiş eli ayağına dolaşmıştı.

"Müdüre abla?" dedi Barkın ürkek bir ses ile.

"Müdüre abla tabi!" dedi orta yaşlı kadın. Barkın'ın yanına yaklaştı ve daha küçük çocuk ne olduğunu anlayamadan kolundan çekerek odadan dışarı sürükledi onu. Sonra odaya dönüp; "Hiçbirinizin sesi çıkmayacak! Hemen uyuyun. Yoksa sonuçlarına katlanırsınız." dedi, ışığı kapattı ve odadan çıktı.

Korkudan dizleri titreyen çocuğa baktı sinirle.
"Sen gel bakalım benimle kurnaz seni. Öğrenmeyeceğim sandın dimi!"

Barkın anlamıştı neye kızdığını. Sütü çalmasına kızmıştı kadın. Kendi kendine bittiğini düşünüyordu. Pişman mıydı? Asla. Çünkü küçük kızı mutlu etmiş ve birde hayvan beslemişti. Fakat korkuyordu, canının acımasından korkuyordu. "Müdüre abla açıklayabilirim."

"Kes sesini! Yürü peşimden bakalım sen."

Çocuğun kolundan tutup sürüklemeye başlamıştı kadın. Barkın'ın kendisi gibi bünyesi de oldukça zayıftı. Canı çok yanıyordu, gözlerinden yaşlar bir bir süzülmeye başlamıştı çoktan.

"Müdüre abla ne olur çekiştirme canım çok acıyor."
dedi küçük çocuk.

"Kes sesini dedim Barkın!"

Çocuk kaderine razı gelmiş ve susmuştu. Canı çok yanıyordu ve muhtemelen kadının tutup sıktığı kolu moraracaktı. Gerçi Barkın alışık değil miydi bunlara? Barkın çok daha ağır yaralar almıştı fakat tek bir şey söylememişti bu zamana kadar.

Peki Barkın bu duruma alışık olmak zorunda mıydı? Daha 10 yaşında olan küçük bir çocuk neden şiddete alışıktı? Ve neden bu duruma susuyordu herkes? Küçücük çocuklar şiddete alışıkken, neden hiç kimsenin sesi çıkmıyordu?

Yetiştirme yurduydu orası, şiddet görme, azarlanma yeri değildi. Sorumsuz ailelerin küçücük çocuklarını terk ettiği yerdi. Bırakıp gittiği, "burası senin yuvan" dediği yer.

Çocukların yuvaları annesinin, babasının olduğu yer değil miydi oysa? Sıcacık yemeklerin piştiği, salonda oturup televizyondan çizgi film izledikleri yer değil miydi yuva? Aile sevgisi değil miydi asıl yuva?

Kadın, Barkın'ı bir odaya götürmüştü ve arkasından kapıyı kapatıp üstüne birde kilitlemişti. Barkın daha önce bu odaya çok girmişti. Burası azar işitilen ve suçun büyükse dayak yediğin, ceza odası gibi bir şeydi. Barkın buraya Asena için tonlarca kez girmişti. Ama küçük kızın bundan elbette haberi yoktu.

Barkın olacakları az çok tahmin ediyordu ama ona göre değerdi. Asocuğu için değerdi.

"Açıkla bakalım şimdi seni şeytan!" dedi kadın acımasızca.

Şeytan çok ağır bir tabir değil miydi bir çocuğa göre? 10 yaşındaki bir çocuk neden insanlara göre şeytan konumundaydı? Bir süt yüzünden mi? Ya da bir kurala uymadığı için?

Barkın umutsuzca kadına baktı.
"Kedi vardı bahçede müdüre abla. Bende ona süt vermek istedim ve aldım. Özür dilerim." dedi çocuk sessizce.

"Kedi vardı öyle mi?"
Çocuğun kolunu tekrar eline aldı kadın.
Sıkarak, "Seni bitiririm çocuk! Duydun mu beni?"
Tekrar hırpaladı çocuğu. Bir ileri bir geri sallıyordu çocuğu kolunu sıkarak. Küçük çocuğun gözünden yaşlar süzülüyordu, dizleri titriyordu.

EVE DÖN | TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin