Merhabalaarr yeni bölümle sizlerin karşısındayım. Uzun bir süredir devam edemediğim kurguma ve kurgumun okuyucularına hak ettikleri özeni ve ilgiyi verememiş olduğum için gerçekten üzgünüm ama buradan bundan sonra düzenli bölüm geleceğini söyleyebilirim. Yedinci bölüm cumartesi günü gelecek. Instagram hesabımda duyurularımı yapıyorum, takip etmek isterseniz kullanıcı adım: beyzaaozaydin
Tamamiyle geri döndüm ve halihazırda yazdığım güncel bölümlerin geldiği romantik komedi olan diğer kurgum 'Var Mısın?' a da göz atmanızı öneririm.
Bilgilendirme: Defne'nin patronunun ismini Kıvanç olarak değiştirdim ve devamında da Kıvanç olarak devam edecek.
İyi okumalaaarr <3
—
"Tekrar tebrik ederim canım, ofisini gönlünce düzenledikten sonra tekrar gelmek isterim."
Odamdan çıktığımızda açık alandaki masalarda çalışanların çoğunun bakışları olduğumuz yere doğru dönmüştü. Sanem'in de bakışları tam da dilediğim gibi bize doğru dönükken bir süre önce kendime söz verdiğim gibi çenemin ucuyla o tarafı gösterirken başımı hafifçe Betül'e eğip "Bahsettiğim eski baş editör o." Dediğimde Sanem tam da istediğim gibi ondan bahsettiğimi ve içeriğini anlayabilmişti. Bir süre önce baş editör olduğunda tam olarak bana çektiği tarifeyi, şimdi de kendisi görüyordu. Tek fark o sadece bir kere yapmıştı, ben en az on kere falan yapmıştım.
Arkadaşım güldükten sonra elini koluma getirip "Sen çok tehlikelisin. Kız fark etti." Diye fısıldadı. "Tam da istediğim gibi." Derken onu çıkışa yönlendirdim. Betül'le vedalaştıktan sonra Kıvanç'ın odasına yönelirken bakışlarım eskiden Beyza'nın oturduğu koltukta oturan yeni sekreterin üstünde geziniyordu. Yeni sekreter benim Kıvanç'ın odasına yönelmemi sadece izlediğinde cam kapıyı açmadan önce derin bir nefes alıp durdum ve Sıla'ya döndüm. "Canım beni durdurman ya da Kıvanç Bey'e telefonla haber etmeye çalışman gerekiyor böyle bir durumda."
Sıla'nın bir eli telefona giderken ne yapacağını bilemez bir halde bana baktığında güler gibi oldum. Ah, düzen değişikliklerinden nefret ediyordum ama yoğun haftalarda olduğumuz için bir an önce sekreter işe alımı yapılması gerekmişti ve yeni sekreter işi kavramakta zorlanıyordu. Muhtemelen birkaç hafta içerisinde kovulacak sekreterin Kıvanç'ı arama çabasına gülümsedikten sonra "Ben de genelde böyle durumlarda beklemeden içeri giriyorum." Diyerek cam kapıyı ittirdim ve Kıvanç ile Zeynep'in odalarının olduğu koridora girdim. Baş editör olmamın getirisi olarak Zeynep Hanım da, Zeynep'e dönüşmüştü. Önceden üstten üstten ahkâm kesen kişilerle aynı mertebeye ulaşmak ve keyfince davranamamaya başlamaları izlemek iyi hissettiriyordu. Ardımdan "Defne Hanım..." diye seslenirken çoktan Kıvanç'ın kapısını tıklatmıştım. Bana kızmamalıydı, onun yönetmesi için küçük kriz anları yaratıyordum. Değerimi bilmeliydi.
Kıvanç kim olduğumu bilmeden anlayıp "Defne gir." Deyince sırıtarak kapıyı açtım ve içeri girdim. Yüzünde bıkkın bir ifade varken eliyle yeni çalmaya başlayan şirket telefonunu gösterdiğinde ardımdan kapıyı kapatıp gülerek odanın içine doğru ilerlemeye başladım. Kıvanç Bey telefonu açtıktan sonra sabırla "Dur tahmin edeyim Sıla, Defne Hanım odama gelmek mi istiyor?" dediğinde Sıla saf saf "Evet." Demiş olacak ki Kıvanç sinirle inleyip cevap vermeden telefonu kapattı. "Sabahtan beri kaç tane telekonferans düzenlemesi gerekiyordu, düzenlemedi. Muammer Bey'i bağla diyorum, telefonu sosyal medya ekibindeki Hüseyin açıyor, ona bağlamış."
Sinir kusması bittikten sonra elleriyle yüzünü sıvazlamaya başladı. Normalde karşısındaki koltuğa oturmayı planlarken gergin gözüktüğü için masanın ardından yanına yöneldim ve telefonumu masasının üstüne bıraktıktan sonra elimi omzuna götürdüm. "Sanem yardımcı olsun kıza." Dediğimde ellerini yüzünden çektikten sonra siniri henüz geçmemiş olsa da çatılan kaşları gevşemiş, dudakları hafifçe kıvrılmış bir şekilde tepesinde dikilen bana baktı. "Şu kızla alıp veremediğini bırak." Dediğinde güldüm. Eli omzundaki elime gittikten sonra sandalyesini vücuduma doğru döndürdü ve elimi ellerinin arasında tuttu. Bakışlarım beklemediğim temasına odaklanırken onun eli destek ve sakinlik alır gibi elimin üstünü okşuyordu. "Gerçekten işleri devredesim ve hiç bitmeyen bir tatile çıkasım var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SEÇ VE YAŞA
Mystery / ThrillerBir yayınevinde editör olarak çalışan Defne Saraç, bir gün kapısının önüne bırakılan, yazarının anonim olduğu bir kitapla karşılaşır. Yayınevine gittiğinde, kitabın tüm çalışanlara bilinmeyen biri tarafından bırakıldığını öğrenir. Kitap, okuyucunun...