BÖLÜM 5

716 91 53
                                    




İYİ OKUMALAAAR <3

----

Özgür bilgisayarındaki sisteme kitabı ödünç alan kişinin bilgilerini girerken, kadın karşısında saatine bakıp duruyordu. Özgür kadına bakmıyor olsa da gerginliğini hissetmiş olsa ki "Kusura bakmayın, biraz bekletiyorum. Sistem oldukça yavaş." Diyerek açıklama yaptığında kadın ödünç aldığı kitabı çantasından geri çıkarıp Özgür'e doğru uzattı. "O zaman başka zaman gelsem daha iyi olacak. Gitmem gereken yere yeterince geç kaldım."

Özgür sistemi açmak için iki saattir boşa uğraşmış olmasının verdiği kara komediyle bakışlarını kadına çıkarttı ve sadece gülümsedi. "Peki. İyi günler dilerim."

Özgür kadının uzattığı kitabı aldıktan sonra kadın başıyla onaylayıp kitabı çıkartmak için koluna indirmiş olduğu çantasını tekrardan omzuna çıkartıp kütüphanenin çıkışına, yani olduğum tarafa yöneldi. Göz göze geldiğimizde ufak bir gülümseme bahşedip yanımdan geçerek kütüphaneden çıktı. Kadının çıkışıyla beraber gözlerim Özgür'e döndüğünde göz göze geldik. Sonra yerine koyacağı kitabı arkasında bulunan küçük kitaplıkta boş bir rafa yerleştirirken "Hoş geldin Defne." Dedi. İsmimi hatırladığına göre hafızası iyi olmalıydı ya da daha dün ismimi öğrenmiş olmasının getirdiği taze bilgi de olabilirdi.

"Hoş buldum." Derken kütüphanenin içerisine doğru ilerleyip arkasında bulunduğu yüksek masanın önüne geçtim. "Sana nasıl yardımcı olabilirim?"

Dudağımı büzerken ne kadar saçma bir bahane bulmuş olduğumu fark etmiş olsam da aklıma başka bir şey gelmediği için elimde tuttuğum poşeti kaldırdım. "Dün verdiğin poşetini geri getirdim."

Kurduğum cümleye karşılık şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdığında gülmemek için zorlandım. Utanç duygusu hayatımda çok yer edinemediği için utanmak yerine üste çıktım. "Ne oldu? Poşete ihtiyacın olabilirdi."

Benim aksime gülme isteğini tutamadığı için güldü ve kaldırdığım poşete baktı. "Komşuluk usulü, boş getirmek istememişsin sanırım."

Memnun bir şekilde başımla onaylarken içerisinde dosya olan poşeti ona doğru uzattım. Poşeti aldıktan sonra açıp içerisinde ne olduğuna baktı. Dosyayı poşetten çıkardıktan sonra poşeti masaya koyup dosyayı sağ elinin avucunda tutarken sol eliyle dosya içerisindeki sayfalara bakmaya başladı. Birkaç sayfa çevirdikten sonra tekrar ilk sayfaya dönüp giriş cümlelerini okudu. Algılamaya çalışmasına yardımcı olup "Kitaba dönüştürülmemiş bir roman." Dedim.

Bakışlarını yüzüme çevirdiğinde açıklamamın devamını soru sorar gibi getirdi. "Ve sen yazdın?"

"Nereden anladın?"

"Kitaba dönüştürülmemiş bir romansa elinde olmasının diğer ihtimali çalmış olman." Dedikten sonra omuz silkti. "İyi olan ihtimale inanmayı seçtim."

Gülerken "Gerçeği hiçbir zaman bilemezsin." Dediğimde başını onaylamazca sallarken gülümsedi. "Yine de okuyacağım."

Dosyayı kapattıktan sonra arkasında bulunan kitaplığın en üst rafına koydu. "İsim seçmedin henüz galiba."

"Evet. Okuduktan sonra belki öneride bulunursun."

Masanın arkasından çıktıktan sonra yanıma doğru geldiğinde vücudumu yeni aldığı konuma döndürdüm. "Koca bir roman yazıp isim seçmede tıkanmak nasıl bir his?"

"Şu anda da hissettiğim gibi bir his." Dediğimde başıyla onayladı. "Poşetin bahane olduğunu biliyordum."

Başımla onaylarken gülümsedim. "Mantıklı olmayabilir sonuçta daha dün tanıştık ama çevremdeki samimiyetsiz insanlara nazaran sana danışmak istediğimi fark ettim." Dedikten sonra hızla ekledim. "Tabii, sana da garip gelmiyorsa."

SEÇ VE YAŞAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin