O BURADA BÖLÜM IV.
“Kalp Yolu”
“O yol biteli yıllar oldu.”3 YIL ÖNCE
“Merhaba Ada.” Bankta kahvemi içerken Barlas yanıma oturmuştu. Kahvemi dizlerimin yanındaki kitaplarımın üstüne bıraktım ve sakince yanıma çoktan oturmuş ve kollarını ensesinde birleştirmiş oğlana döndüm.
“Barlas sana kafamı dinleyeceğim demedim mi?” Hemen aramızda olan kahveme iğrenç bir bakış atarak bana döndü. “Dedin de ben bir kez daha sorup sonra gideceğim.” Elindeki davetiyeyi kahve bardağının üstüne bıraktı. Tip bir bakış atarak derin bir nefes verdim.
“Kaç kere söyleyeceğim daha? Gelmeyeceğim dedim uzatmayı kes.” Oflayarak kulağıma doğru eğildi.
“Ya bir dur. Çok fena bir şey öğrendim. Gayesizler denen bir grup geliyormuş bir şeyler çalacaklar. Herkes partneriyle gidiyor.” Melül bir bakış attı. “Ada tek kız arkadaşım sensin şuan. Bölümün başkanı da yarışma düzenleyip lojistik kulübüne verecekmiş. Kazanırsam kulüp başkanlarıyla beş günlüğüne İspanya’ya gideceğim inanabiliyor musun?”
“İnanmıyorum Barlas. Şimdi defolur musun?” Nazik uyarım göz devirdi ve bir anda diz çöktü ellerimi alarak kafasının üstüne koydu. Yüzümü buruşturdum. Kurtarmaya çalışırken daha sıktı.
“Yemin ederim İspanya’dan en güzel kalemleri getireceğim sana.” Tek kaşımı kaldırdım.
“Beni bunlarla kandıramazsın.” Ayağımla dizine hafifçe vurduğumda geriye sendeledi. Umursamazca bardağın üstündeki davetiyeyi banka koyup bardağı ve kitapları aldım. Kalkacağım anda davetiyeyi kapıp yeniden dibine kadar azalmış kahvemin içine atınca dişlerimi sıkarak bu sert bir tekme savurdum.
“Barlas! Gebertirim seni.” Kıçının üstüne yere devrilince yanımızdan geçen iki kız kendi aralarında gülüşerek ilerledi. Sinirden onlara da tip bir bakış attım. Bu bakışımı görünce daha hızlı uzaklaştılar. Yeniden yerde oturmaya devam eden salağa dönünce bana değil yere bakıyordu.
“Kes şunu. Okul ortamını sevmediğimi biliyorsun. Israr edip durma. Ya da git başkasına birlikte gitmeyi teklif et. Eminim kabul edeceklerdir.” Arkamı dönüp karşı kaldırıma ilerlemeye başladım. Birkaç adım atmıştım ki kısık sesini duyunca bir anlığına adımım duraksadı.
“Kimse benimle gitmek istemiyor.”
İçimde bir nokta sızlayınca derin bir of çektim. Lanet olsun böyle işe. Yarımca arkamı döndüm. Kalkmıştı ve omuzları düşmüş bir şekilde uzaklaşıyordu. Dişlerimi sıkarak arkasından bağırdım.
“Hesaplar senden!” Bir anda bana dönünce yüzüne cins cins bakıyordum. Ama o otuz iki diş sırıttı. “Cimrisin işte kızım sen! Hesaplar köpeğin olsun. Bugün değil üç gün tüm yemeklerini ben ödeyeceğim.”
Gözlerimi kıstım. “Hadi be oradan.” Yeniden ilerlemeye başladığımda dudağımda ufak bir tebessüm vardı. Kampüsten çıktığımda hala elimde taşıdığım bardağı çöpe atmak için duraksadım. İçindeki yarı kahveye bulanmış davetiyeyi alıp bardağı çöpe savurdum. Günlerdir elime tutuşturduğu ama asla incelemediğim davetiyeye baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O BURADA
Mystery / ThrillerGeçmiş bu gece ortaya çıkınca herkesin gerçeği de ortaya döküldü. Yılların azmi bir anda dağılırken, yanımda tek bir kişi bile yoktu. Karşımda çok kişi varken, yanımda tek bir kişi olsun istedim. Bu sefer bir başıma savaşmayayım, yardım etmese bile...