YAZAR'DAN Devamkine
Ayperi bir anlık ile öfkeyle söylediklerinden hemen pişman olmuştu bile, güya bugün kimsenin onu yıkık görmesine izin vermeyecekti. Ancak gel gör ki çoktan birileri canını sıkmayı başarmıştı.
Karşısında ki adam ise öylece durmuş acı çeken kızın gözlerine bakıyordu sadece. Mavi gözleri hırçın bir dalga nidası ile titriyor ve durmadan doluyordu. Kızın kendini sıktığının farkındaydı yaklaşmak istese bu sefer kız kıyameti koparacaktı.
"Anlıyorum desem yalan olcak ama anlayabilirim seni, bazen baş ucunda duran birileri bile sana aile olamayabilir. Önemli olan kendini nasıl yetiştirdiğindir. Onların yanında kimsesizliği iliklerine kadar hissettiğin zaman yanlarında durmanın bir faydası olmayacak senin için. Kendi ayakların üstünde durman gerek bazen ama bazende omuzlarının birisinin yanında çökmesi, gözlerinin birisinin yanında dolması gerek, bazen ise saatlerce konuşmadan seni anlayacak birine ihtiyaç duyar insan. Sadece çevrende böyle biri olsa bile yeter." Genç adamın sakinliği karşısında Ayperi yere çöktü, dizlerini kendine çekti. Adamın dediklerinden sonra aklına sadece Çilay gelmişti. Bir tek onun yanında çöküyordu. Cebinden telefonu çıkarıp ablasına iyi olduğunu hemen geleceğini bildiren bir mesaj gönderip hala kadınlar tuvaletinde yer alan adama baktı.
"Anlattıkların için sağol ama çıkman gerek artık, burası kadınlar tuvaleti ve her an sapık damgası yiyebilirsin." dedi Ayperi sahte bir gülümseme ile.
"Doğru çıkayım ben artık," dedi adam, kapıya doğru adımlarken son kez genç kızın gözlerine bakma isteği buldu kendinde ve omzunun üzerinden kıza doğru baktı."Kendine iyi bak mavi gözlü kız" diyerek kızın konuşmasına izin vermeden çıktı. Ayperi ise şaşkınlıkla adamın arkasından bakakalmıştı.
Genç adam çıktığı esnada kapıda yere çömelmiş orta yaşlarda bir adam görmeyi beklemiyordu. Sabır çekti adam içinden kesinlikle normal bir gün geçirmiyordu.
"İyi misiniz beyefendi?" Dedi aynı sakinlikle. Uğur bey ise kafasını usulca kaldırıp karşısında ki genç adama baktı.
"Sağol delikanlı." Dedi Uğur bey, kendisinin yapamadığı şeyi yabancı bir genç yapmıştı.
Genç adam şaşırdı ne içindi bu teşekkür diye düşündü, yetmeyecek ki dile getirdi.
"Neden?" Diye sordu genç adam.
"Kı-kızıma teselli olduğun için" dedi buruk bir şekilde.
Genç adamı ise bir kızgınlık kapladı. Madem kızım diye yanıyordu içi, ne diye kızını yalnız bırakmış diye düşündü içinden.
"Haddime değil ancak, kızınız bitap durumda, en azından sadece gözlerine baksanız bile anlayacaksınız. Bu mu babalık gerçekten, pişman olacağınız şeyler yapmayın yazık günah kıza." Sinirle söylediklerinin ardından cevap beklemeden ilerledi genç adam. Sıkılmıştı bu ilgisiz ailelerden.
Uğur Bey'in içi acıdı, adamın sözleri birer okmuş misali kalbine saplandı, orada çürüyüp gitti sanki. Yavaşça ayaklandı, kızını görmesi gerekiyordu dimi. Eli usulca kapıya gideceği esnada karşı taraftan açılan kapı ile eli boşta kaldı Uğur bey'in.
Göz gezdirdi kızında. Resimdeki gibi masumdu ancak resimdeki gibi gözleri boncuk boncuk bakmıyor yaralı bakıyordu, yüzü solmuş, şaşkın bakışlarla karşısında ki adama bakıyordu.
"Kızım" dedi içli içli, bir kez daha içi yandı Ayperi'nin. Bu kelimeyi başka bir yerde duysa içi kıpır kıpır olmazdı ancak ilk defa kendini tuhaf hissetmişti. İçinde kalan 10 yaşında ki kız mutlu olmuştu sanki. Kendinden beklenmedik bir şekilde ise 2 kez üst üste hapşırmıştı Ayperi ve bu sadece heyecanlanınca veya utanınca oluyordu!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FARKLI BİR RÜYA
Ficțiune adolescențiKim yaşadığı hayatın ikinci dakikasını bilebilirdi ki, hiç kimse öyle değil mi? İşte buda Ayperi'inin 2 dakika içerisinde değişen hayatıydı. Peki ya karıştırılan Eftelya? iki farklı aile. İki farklı deli dolu hayat.