7

125 17 23
                                    

Güney daha bir kaç saat önce tertemiz yaptığı ıslak betonda bir sağa bir sola yürürken, içi de içine sığmıyordu. Kerem ve diğerleri sabah erken saatlerde çıkıp gittiği için düştüğü boşluk çok fazlaydı. Hem kızgındı hem de korkusu vardı. İnatçı sevgilisine gitmeden önce tekrar tekrar söylese de yanında gitmesine izin vermemişti.

Ama Turan hariç bütün erkekler şuan onun yanındaydı. Güney ise beklemekten nefret ediyordu. Onu zar zor yollayıp saatleri geçirmek içinse bir sürü iş yaptı. Önce binanın içinde en çok kullandıkları alanları süpürdü ve tozları aldı. Resmen bir ev hanımı gibi görünse de zaman geçirmek için başka yol da bulamamıştı.

Turanla bütün işleri yaparken, Seda koca göbeğiyle onlara yardım etmek istemiş ve ikisi de tekrar odasına yollamışlardı. Tüm işler bitince sırf zaman geçirmek için kuyudan su çekti. Bir sürü kovayı doldurup banyo için hazır hale getirdikten sonra sıra bahçeye gelmişti.

Aslında düzenli olsa da uzamış bir kaç yabani otu toplayıp zombilere karşı savaş açmışlardı. Otları onlara fırlatıp kendi kendilerine eğlence yapmışlardı. Turan da kendisi de gayet mutlulardı ama zombiler onlara daha çok öfkelenince, tekrar içeri girmişlerdi.

Ama zaman bir türlü geçmiyordu. Sanki onun idanına saliseler bile dakika gibiydi. Salonda Namık amcayla sohbet girişimine başladığında, adamın 74 barış harekatı hikayesini dinledikçe göğsü daraldı. Aslında onu dinlemeyi hep çok severdi. Ama sevgilisi yokken iç karartıcı şeyler dinlemek hoş gelmemişti.

Onu rahat bırakıp bu defa yaşlıların yanına gitti. Narin teyze, zaten Güney tek bir kelime söylese gülüyordu. O kadın sayesinde bir nebze de olsa iyi hissetti. Ara ara dizlerine yatıp saçlarını okşamasına izin verdi, bazen de Ayten teyzeyle kavga etti. O kadını da sevmişti. Güney'i belki de kaybettiği oğlu yerine koyup cingir cingir çekişmişti. Kendisi de altta kalmadığı için kadını fazla kızdırmadan yanlarından uzaklaştı.

Şimdi ise sanki bir hapishanede gibi sürekli sağa sola giderken "Turan" Diye bağıran adama baktı.

"Noldu Namık amca?" Dedi Turan. Hepsi o adama saygı duyuyordu.

"Gel oğlum gel. Şu tesbihin boncukları döküldü. Gözüm görmüyor sen yapıver"

Güney neden bu iş için kendisini çağırmadığına sonra bozulmak için rafa kaldırdı. Şuan çok daha önemli şeyler vardı. Tekrar yürümek için hareket ettiğinde ise koca göbeğiyle içeri giren kadını gördü. Gündüzleri ara ara gidip uyuyordu ve yüzü gözü bile şişmişti. Güney daha önce de hamile insanlar görse de ilk kez bu kadar yakınında bulunuyordu.

Seda bir eli göbeğinde sağa sola sallanarak yürürken, Güney yardım etmek için hızla ona ilerledi. Bebek hakkında hiç konuşmamışlardı ve belki zaman geçirmek için güzel bir fırsat olacaktı.

"Koluma gir yenge. Zor oluyor yürümek galiba" dedi onun yanına geçip. Özellikle yenge diyordu çünkü kadının korkmasını istemiyordu. Seda ise hafif gülümseyip koluna girdi. Güzel kadındı. Kendisi gibi sarışın ve solgun bir teni vardı.

"Sağol Güney. Valla zorlanıyorum artık. Hayırlısıyla bir doğsun da rahat edeceğim" dedi. Kendisi de bebeği görmek istiyordu. Onun yavaş adımlarına uyum sağlayıp en rahat koltuğa ilerledi.

Sabah sevgilisi gitmeden önce bebek hakkında da bir şeyler konuşmuşlardı. Ona göre kıyafet ve bebek bezi de bulacaklardı. Aslında daha çok ihtiyacı vardı ama sevgilisine bu konu da güveniyordu. Ama içini sızlatan şey ise Seda'ya canının istediği bir şey olup olmadığını sordukları kısımdı. Utana sıkıla "Vallahi çikolata bulursanız yerim. Çok canım istiyor" demişti. Keşke elinde olsaydı da ona hepsini verebilseydi ama imkanları kısıtlıydı.

BİR ZOMBİ HİKAYESİ (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin