9

87 13 16
                                    

Hemen önünde mışıl mışıl uyuyan oğlanı izlerken, bir yandan da giydiği tişörtün yakasını düzeltti. Aslında amacı sevgilisi ile birlikte doya doya yatıp biraz da başbaşa zaman geçirmekti ama dün gece Turgay'ın söyledikleri yüzünden içindeki huzursuzluk uyumasına izin vermemişti.

Güneyle sürekli yan yana oldukları için de, Anıl'la tek başına konuşmak için en uygun zaman şimdiydi. Sevgilisi uyanık olduğu sürece birbirlerinden ayrılmıyorlardı. Kerem onu yalnız bırakıp gidecek olmanın sıkıntısını hissetse de önce zihnini meşgul eden sorunu halledecek sonra da sevgilisine gelecekti. Neredeyse öğlen olduğu için de hepsinin uyanık olduğunu biliyordu.

Sonunda hazır olduğunda önce yatağın boş kısmına oturdu. Güney inatla uykusuz kalıp onunla sabaha kadar oturduğu için derin bir uykunun içindeydi. Yüz üstü yatmış oğlanın dudakları hafif öne doğru çıktığı için aşırı sevimli duruyordu. Kerem bir kaç saniye yüzündeki gülümseme ile onun beyaz ve güzel yüzünü izledi. Eskiden sarı saçları biraz uzun ve bakımlı olurdu ama artık asker traşı kadar kısaydı.

Belki tüm bu kabus sona erdiğinde yeniden sevgilisi saçlarını uzatır ve Kerem de doya doya okşardı. Onu uyandırmamak için çok yavaş şekilde elini kaldırıp parmağıyla pürüzsüz yanağını okşadı. İnatla sakal traşı olmaya devam ediyordu ama hiç pürüzü bile yoktu. Onu izledikçe kalbi sevgiyle dolup taşarken bu defa eğilip şakağına dudaklarını bastırdı. Öperken kokusunu almak için burnundan derin bir soluk aldı. Çok seviyordu bu oğlanı.

Kerem daha fazla oyalanmamak için zorda olsa ayağa kalktı. Eğer sevgilisini izlemeye devam ederse gitmekten vazgeçeceğini ve sıcacık koynuna gireceğini biliyordu. Bir kaç saatlik uyku yüzünden kızarmış gözlerle kapıya ilerledi. Şimdi içinde büyük bir huzursuzluk vardı.

Aslında tüm gece mantıklı olanı düşünmüştü. Eğer Anıl kendisine belli etmemişse belki de Kerem hiç bir şey bilmiyor gibi davranmalıydı. Ama onun ne düşündüğü hakkında fikri olmadığı için de daha tedirgin hissediyordu. Turgay'ın boş yere konuşmadığına emindi. Belki de başka şeyler de görmüş ama söylememişti. Onu bile rahatsız eden bu konuyu Anıl'ın gözlerinde görmedikçe rahat etmeyecekti. Sonra da ona göre tavrını koyabilirdi.

Beklemeden dışarı çıkıp yavaşça odanın kapısını kapattı. Güney uyanmadan bu meseleyi halletmesi gerekiyordu. Daha sonra pişman olacağını ve konuşmaması gerektiğini bile bile merdivenlere yürüdü. En üst katta oldukları için hep sessiz ve sanki her şeyden uzak gibilerdi. Ama sevgilisinin inlemelerini başkasının duymasına izin vermezdi. O yüzden zaten bu katı sadece kendileri kullanıyorlardı.

Güney'in bazen arsızca ve kontrolsüzce çıkan inlemeleri aklına geldiğinde bile heyecanla sırıttı. Onun tavrı yüzünden kendisi de hep kontorlü kaybedip güzel oğlanın canına okuyordu. Ama Güney bile isteye kendisini kışkırtırken Kerem kayıtsız kalamazdı. Sırf soğuk suyla banyo yapmamak için bir kaç gündür uzak kaldığı oğlanı belki bu gece sıkıştırmalıydı. Şimdiden o arsız inlemelerin hayalini kurup sırıtmaya başladığı için kendisini zaten tutamazdı.

Sessiz merdivenleri indiğinde direkt büyük salona ilerledi. Özellikle hepsinin oturma yeri orasıydı çünkü kimin nerede olduğunu bilmek güven veriyordu. Bu koca binanın içinde birbirlerini aramak istemiyorlardı. Kerem özellikle herkesin orada olmasını söylemişti ve hepsi de bu kurala uyuyordu.

Salonun kapısına gelirken karşısına çıkan koca göbekli kadını gördüğünde yüzünde bir gülümseme oluştu. Seda'yı defalarca uyarmasına rağmen sürekli iş yapmaya çalışıyor ve kendisini yoruyordu.

"Günaydın Kerem" dedi kadın aynı gülümseme ile. Ona belki de ısınmasının en büyük sebebi sarı saçları olabilirdi. Tıpkı Güney'in saçları gibiydi ve hoşuna gidiyordu.

BİR ZOMBİ HİKAYESİ (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin