15

167 17 12
                                    

Oturduğu sert zeminde dizlerini göğsüne çekmiş bir halde bedeni sürekli öne arkaya sallanıyordu. Gözü ise sadece karşısındaki oğlandaydı. Ona bakarken  kendi sevgilisinden bir şeyler görmek için çabalıyordu. Üstü başı kan içinde olan güzel oğlanın ağzındaki salyalar umrunda dahi değildi. Biraz izin verse ona uzanıp yüzünü silmek ve üstünü değiştirmek istiyordu. Ama Güney izin vermemişti.

Ama keşke tek sorunu bu olsaydı. Artık ona baktığında bembeyaz bir yüz göremiyordu. Damarları yüzünden fazla morarmış bir teni vardı ve gözleri ise Kerem'in kalbini dağlıyordu. Eskiden baktığında sadece çimen yeşili olan gözler şimdi buz mavisine dönmüştü. İçi ise kıpkırmızıydı. Oysa Kerem buna da razıydı. Ona aşkla baksın yeterdi ama o çok farklıydı..

Kerem onu izlerken tamamen gitmiş kafası ile yeniden ağlamaya başladı. Artık mekan ya da zaman algısı gitmiş gibiydi. Aklında bir tek güzel oğlan varken ne bir yere gidebilir ne de sığabilirdi.

"Güney.." dedi titreyen sesiyle. Bağırmaktan kısılmış ve konuştukça acı veriyordu boğazı. Sevgilisi ise ayağına bağlanmış zincir yüzünden sadece belli bir yerde hareket ederken, çok boş görünüyordu. Artık ne yüzüne bakıyor ne de ona odaklanıyordu.

"Güney.. Beni duyuyorsun biliyorum. Çok canın acıyor mu? Ne yapmam gerekiyor bilmiyorum. Acıktın değil mi? Ama sana ne vereceğim? Bana yardımcı olsan biraz, aklıma gelmiyor.. çok çaresiz hissediyorum kendimi"

Söylerken bile beyninde dönen şeylerle gözleri büyüdü. Artık sağlıksız olan  düşüncelerinin farkında olmadan birden ayağa fırladı. Gözlerini hızla elinin tersiyle silerken sanki bir anda aydınlanma yaşamış gibiydi. Sahi niye akıl edemiyordu ki. Güzel sevgilisi yemek yemeliydi ve ona ne vereceğini biliyordu.

Onun ani kalkışı ile Güney boş boş yürürken birden kendisine döndü. Oğlanın gözleri yüzüne bakmıyordu ama Kerem onun dikkatini çekebildiği için bile heyecanla gülümsedi. Sevgilisi hırlar gibi çıkan sesiyle ona yürürken kollarını da uzatıp tutmak istedi, ama zincir bir kaç adımda durmasını sağlamıştı.

Kerem ise heyecanla gülümseyip delirmiş gibi ellerini ona uzattı. Ama tutmadı. Tutamazdı. Henüz olmazdı. Sadece onu karşılıksız bırakmak istememişti.

"Bekle hemen geleceğim. Sadece bir kaç dakika tamam mı? Acıktın biliyorum. Sonra da seni temizleriz. Bu şey..Bu kanlar gidecek. Bekle sadece"

Oğlana günler sonra ilk kez heyecanla konuşup derin nefesler aldı. Aklına gelen fikir bile pişmanlık ve acıyla kavrulan göğsünü ferahlatmıştı. Güney kendisine ulaşmaya çalışırken "Geliyorum hemen korkma sakın" diyerek geri geri yürüdü. Onu bu odada tek başına bırakmak istemiyordu. Ama onun için bir şeyler bulmalıydı.

İçindeki heyecanla kaldıkları odanın dışına çıkarken yüzünde hala gülümseme vardı. Dışarıdan biri görse onun ya çok mutlu olduğunu ya da delirmiş olduğunu sanabilirdi. İkisi de olmuştu. Ama Kerem farkında değildi. Deliliğin sınırında gidip geliyordu.

"Önce silah..silah almam lazım. Sonra gideceğim"

Kendi kendine plan yaparken birden karşısına dikilen bedenle irkilerek adımlarını durdurdu. Turgay yine yüzündeki garip ifade ile kendisini süzerken, Kerem başını sağa sola sallayarak gergince çenesini kaşıdı. Yine güzel sevgilisini elinden alsın istemiyordu.

"Ne.. Ne istiyorsun?..Git" dedi panikle. Konuşması bile değişmişti ama bunu sadece Turgay fark ediyordu. Oğlan sertçe yutkunup ona bir adım yaklaştığında gözlerinin dolu dolu olduğunu gördü. O niye acı çekiyordu ki.

"Kerem..nereye gidiyorsun. Ben de seni bir şeyler ye diye çağıracaktım. Gel hadi gidelim. Daha ne kadar bekleyeceksin başını? Böyle olmaz kardeşim biliyorsun"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 05 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BİR ZOMBİ HİKAYESİ (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin