18

833 67 33
                                    

İstek üzerine Asi'nin Alaz hastaneden çıktıktan sonra evine gittiği kısmı düz yazı olarak yazdım. Kafanız karışmasın diye açıklamak istedim. Keyifli okumalarrr💫
***************************

Saat sabahın dokuzuydu ve Asi buz gibi havaya aldırmadan neredeyse bir saattir Soysalanların büyük siyah bahçe kapısının ardında dikiliyordu. Ellerini birbirine sürtüp biraz olsun ısınmayı umdu. Soğuğa alışıktı. Bu buz gibi havada buraya neden geldiğini bilmiyordu. Aslında biliyordu ama buraya gelirken kendisinde bulduğu cesaretin bir balon misali sönmesini kabul edemediği için görmezden gelmeyi tercih etti. Buraya gelme nedeni oldukça basitti. Alaz'ı görmek istiyordu. Yanında olamasa da yakınında olmak istemişti. Günlerdir yazıştığı fake hesabın Alaz olduğunu anladığından beri her şey o kadar hızlı gelişmişti ki kendisini zamanın dışında hissediyordu. Alaz'ın kontrolünü bu kadar kaybetmesinden kendisini de sorumlu tutuyordu. Ailesiyle ilgili söylediklerine pişman olmuştu. Aklına Alaz'ın da kendisine söyledikleri gelince içinden bir küfür savurdu. Sanki o sütten çıkma ak kaşık diye geçirdi içinden. Bu kez de aptallığına küfretti. Gitmekle kalmak, içeri girmekle burada böylece dikilmek arasında savaş verdiği sırada cebindeki telefonun titrediğini hissetti. Uykusuzluktan acıyan gözlerini sıkıca yumup açarken telefonunu çıkardı. Alaz'dan mesaj gelmişti.

arsızbirisi: Güzelim
Günaydın

Karnında kanat çırpışlarını hissettiği kelebekler cebinde taşıdığı kelebeğin hissini bastırınca bir küfür daha savurdu. Kendine gelmeliydi. Alaz'ın hiçbir şey olmamış gibi attığı mesajlar kafasını daha fazla karıştırıyordu. Dün ufak çaplı bir kıyamet koparmamış gibi sabahında sıradan bir günaydın mesajı atabiliyordu.

Normal başlayan mesajlaşmaları her zamanki gibi tansiyonun artmasıyla devam ederken git gide gerildiğini hissetti.

arsızbirisi: Yanımda olmana ihtiyacım var Asi
İyi olmamı istiyorsan
Yanımda ol

İçinde sönen cesaret balonu büyük bir kuvvetle patlayacakmışçasına yeniden şişerken tekrar sönmesine fırsat vermeden yazmaya başladı.

asibirisi: O zaman kapıyı aç Alaz oğlan
Seni bir an önce iyileştirelim

◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇

Kendisinin geldiğini gören Neslihan Teyze'nin şaşkınlığına anlam verememişti. Bu kadar şaşıracak ne vardı? Eşref Bey ise şaşkın değil ama oldukça memnuniyetsizdi. Memnuniyetsizliği bir kitap misali yüzünden okunmuştu. Çağla ise bir ikizine bir Asi'ye bakıp alttan alttan gülüp durmuştu. Alaz'ın araya girmesiyle birlikte odasına çıkmak için yanlarından ayrılmışlardı.

Alaz odasının kapısını açıp bir adım geri çekilerek içeri girme önceliğini Asi'ye verdi. İkisi de doğru düzgün birbirinin yüzüne bakmıyordu. Asi hızlıca odaya girip son birkaç dakikadır yaptığı gibi elinin parmaklarıyla oynamaya devam etti. Gergindi. Az önce attığı mesaja da eve girdiğine de daha şimdiden pişman olmuştu. Arkasına bakmadan koşarak kaçmayı düşünmüş ve saçmaladığında karar kılmıştı.

Alaz da odaya girip kapıyı kapadığında ikisi de bir süre ayakta dikildi. Alaz'ın kendisine baktığının farkındaydı ama bunu da görmezden gelmeyi tercih etti.

"Şey... İstersen şöyle oturabilirsin." Aralarındaki sessizliği Alaz'ın yatağının karşısındaki koltuğu işaret ederek konuşması bozmuştu. Asi başını sallayıp onaylamakla yetinirken her an koşarak kaçacakmış gibi koltuğun ucuna oturmuştu. Nihayet ellerindeki bakışlarını kaldırıp Alaz'a baktığında onun da kendi yatağına oturmuş kendisine baktığını fark etti. Göz altlarındaki karanlık küçücük kalmış gözlerini içine çekebilecek cinstendi. Oldukça yorgun görünüyordu.

street of lost souls | aslaz textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin