32

710 67 11
                                    

Asi Alaz'ın saçlarını severken biraz daha yaslandı arkasındaki yastığa. Alaz da başını Asi'nin kucağına yaslamış uzanıyordu. Odanın ışığını açmamışlardı. İçeri süzülen beyaz ay ışığıydı odayı aydınlatan. İkisinden de ses çıkmazken Alaz neredeyse uykuya dalmak üzereydi. Kısa saçlarında gezinen parmaklar iyice mayışmasına neden olmuştu. Biraz daha sokuldu Asi'ye. İmkanı olsa cebine girecekti.

"Ne olduğunu anlatmak ister misin bana?" Asi'nin fısıltılı sesi Alaz'ı uykunun kucağından çekip aldı. Sesindeki yumuşak tını taşlaşmış kalbinin çatırdamasına neden oldu. Güçlü bir darbeydi. Yumuşak ama güçlü bir darbe.

"Sadece sussak olur mu?" Sesi uykuluydu. Fark etmişti Asi. Üstüne gitmek istemedi.

"Birlikte konuşamıyoruz madem birlikte susalım. Sessizliğimiz konuşsun."

"Senin sessizliğin bile bu dünyadaki bütün seslerden güzel."

Bir eli Alaz'ın kumral saçlarının arasında gezinirken diğer eli Alaz'ın yeni çıkmaya başlayan sakallarını okşuyordu. Alaz derin bir nefes daha çekti içine. Asi'nin kucağı bütün yataklardan daha güzeldi. Asi'nin yanı olmak istediği tek yerdi. Asi, sahip olduğu tek güzel şeydi.

"Bana şarkı söyler misin Asi?"

"Birileri Ece bebeği kıskandı sanırım."

Verdiği nefesin sesinden Alaz'ın güldüğünü anlamıştı. Bu isteği geri çevirmeyecekti. Bir süre ne söyleyeceğine karar vermeye çalıştı. Alaz da sabırla bekledi. Aralarındaki sessizliği Asi'nin Alaz'ın kalbini eriten sesi bozdu. Anlaşılan ne söyleyeceğine karar vermişti.

El kadar bir çocuk
Sokakların elinde
Yok sayılmış
Hiç sayılmış
Toplamdan çıkartılıp
Atılmış
Sokaklardan dost olmaz
Kara kışlardan kardeş
Kötüler dünyasında
Issız yapayalnız
Köprü altı benim
Meskenimdir dedi
Ağladı gözleri
Sustu dilleri
İki çay söyledim
Elini sürmedi
Ben niye doğmuşum
Arkadaş dedi
Ana yok sarılsın
Baba yok avutsun
Çok itilmiş
Hor görülmüş
Toplamdan çıkartılıp
Atılmış
Hiç mi değişmez bu kader
Bu kadar mı imkânsız
Bu ne bir ilk
Ne de sondur

Alaz'ın düzenli şekilde alıp verdiği nefeslerden uyuduğunu anlamıştı. Bir süre daha saçlarını sevmeye devam etti. Sonrası onun için de koca bir karanlıktı.

◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇

"Alaz ben sağda ineyim."

"Niye? Aynı yere gitmiyor muyuz?"

"Yeterince malzeme olduk okula. Bir de birlikte geldiğimizi görmesinler."

"Görsünler ve senden uzak dursunlar Asi." Gözünü yoldan ayırıp Asi'ye bakarken göz kırpmayı da ihmal etmemişti.

Bu sabah Alaz'ın özel tarifim diyerek yaptığı klasik kaşarlı sucuklu tostu yedikten sonra apar topar evden çıkmışlardı. Tarifin özelliği tam olarak neredeydi anlayamamıştı Asi. Alaz'a sorduğundaysa özel tarif deme nedeninin tostu yapanın kendisi olmasından kaynaklandığını söylemişti. Şimdiyse Alaz'ın arabasıyla kampüse girmek üzerelerdi.

Alaz arabayı spor salonuna doğru sürerken Asi başındaki bordo bereyi biraz daha aşağı çekti.

"Şu an sınırdan insan kaçırıyor gibi hissediyorum Asi."

"Çok komiksin. Espri anlayışını yanına almasaydın keşke."

Alaz'ın kahkası arabayı doldururken dün geceden beri ilk defa gülmüştü.

"Heyecanlı mısın?"

"Evet çünkü sen de izleyeceksin. Bütün sayılarım senin için olacak bugün."

street of lost souls | aslaz textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin