+17 | Final

667 41 28
                                    

5 Ay Sonra

Asi ağzına attığı kurabiyeyi çiğnerken aynı zamanda kumsalın kumlarını da midesine indirdiğinden emindi. Son lokmasını da yutup sıcak kuma sırt üstü uzandı. Bugünkü hava denize girmek için oldukça idealdi. Ayrıca erken saatte geldiği için deniz çarşaf gibiydi. Başına taktığı güneş gözlüğünü gözlerine indirdi. Deniz, kum, güneş ve sessizlik tam şu an ihtiyacı olan tek şeydi ve hepsi bir aradaydı. Bundan daha iyisi olamazdı.

"Güzelim."

Asi kendisine seslenildiğinin farkındaydı ama duymazdan gelip uyuma numarası yapmaya devam etti. Yoksa ihtiyacı olan sessizliği kaybedecekti.

"Asi."

Gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı. Güneş gözlüğü taktığı için görünmeyen gözlerini sıkı sıkı yumdu.

"Uyumadığını biliyorum."

Çıplak karnında hissettiği parmaklar kendince çektiği numaranın sonu olmuştu. Huylanarak doğrulurken gülmeden edemedi.

"İki dakika rahat vermiyorsun. Çek ellerini üstümden."

"Bu saatte buraya kadar uyumak için mi geldik? Deniz çok güzel girelim hadi."

"Bir yere kaçmıyor ya gireriz. Biraz şu sessizliğin tadını çıkaralım."

"Hadi kalk hadi!"

"Ya Aslı çekiştirmesene!"

"Hadi Asi ya söylenme de kalk denize girelim."

Asi pes ederek ofladı. Arkadaşının kalkması için uzattığı elini tutup ayağa kalktı.

"Seninle gelende kabahat. Keşke tek başıma gelseydim."

"Sıkılırdın kabul et."

"Sen öyle san."

İkili birbirleriyle atışarak denize ilk adımlarını attıklarında Aslı ürpererek geri çekildi.

"Çok soğuk!"

"Abartıyorsun bence."

Aslı, arkadaşının yüzünde görmeye alışık olduğu buruk gülümsemede takılı kaldı bir süre. Özellikle son birkaç haftadır kafasını daha fazla meşgul etmeye başlayan soruyu sorup sormamak konusunda kararsızdı. İçi içini yiyordu. İçinde doğan cesaretle boğazını temizleyip söze girdi.

"Alaz'ı özlüyor musun?"

Denizin derinliklerine doğru attığı adımlar duyduğu isimle olduğu yerde donup kaldı. İsimden sonrasını algılayamamıştı. Aylardır dudaklarından bile dökülmeyen hatta içinden bile söyleyemediği ismi bir başkasından duymak afallamasına neden olmuştu.

"Ne?"

"Onu... Özlüyor musun?"

Şimdi anlayabilmişti kendisine yöneltilen soruyu. Çünkü ismi geçince bile aklı bulanıyordu. Unutmaya çalışsa da pek başarılı olamamıştı ama görmezden gelmek konusunda ustaydı.

Beş ay önce terk edildiğini anladığı gecenin sabahında Ankara'dan yanına gelen arkadaşı karanlık sabahına güneş gibi doğmuştu. Asi'nin ve evin halini görünce İstanbul'a gelmiş olmasının heyecanını unutup neden bu halde olduğunu öğrenmek için ardı ardına sorular sormaya başlamıştı. Koltuğun üstünde gördüğü mektup ve Asi'nin oldukça özet geçerek anlattığına emin olduğu şeylerle ne olup bittiğini az çok anlamıştı. Konuyu o sabah birdaha açılmamak üzere kapatmışlardı ama Asi'nin kapatamadığının farkındaydı. Arkadaşını daha fazla böyle görmeye tahammülü kalmamıştı.

"Nereden çıktı bu şimdi? Bu konuyu aylar önce kapattık bitti Aslı. Ne diye tekrar açıp keyfimizi kaçırıyorsun?"

Arkadaşının yüzüne bakmadan ve kıyıya yaklaştıkça ayağına batan taşları umursamadan sert adımlarla ilerleyerek denizden çıktı. Havlularını serdikleri yere doğru ilerleyip sinirle oturdu.

Adını duymak bile kötü hissetmesine neden olmuştu. Siniri arkadaşına değil kendisineydi. Bu konunun hâlâ onu bu denli etkiliyor olduğuyla yüzleşmek sinirlerini bozmuştu.

Ondan artakalan her şeyi çöp gibi toplayıp atmıştı. Fotoğraflarını ve binlerce mesajlarını gözünü kırpmadan silip kurtulmuştu. Televizyonundaki basket kanallarını bir bir silip birdaha görmemek üzere yok etmişti. Çok severek dinlediği ama anısı olan şarkıları listesinden çıkarmış, herhangi bir yerde denk geldiğinde kulaklarını tıkamıştı. Artık gri giymiyor, saçlarını boyamıyordu. Özellikle sabahları tost yapmayı yasaklamıştı. En çok da aptal spor arabalardan nefret ediyordu.

Asıl derdi aklından ve kalbinden silemediklerindeydi. Henüz oralara ulaşamıyordu.

Aynı gecenin sabahı Çağla da evine gelmişti ama kovmaktan beter etmişti. O karmaşanın içinde duyabildiği tek şey Alaz'ın İtalya'ya gittiğiydi. O andan sonra birdaha Çağlayla tesadüfen bile karşılaşmamaya özen göstermişti.

2.991 kilometre. Aralarındaki mesafenin nicel kanıtıydı. Aynı mesafeyi gönlünde de hissedebilseydi her şey çok daha kolay olabilirdi ama Alaz'ı 2.991 kilometre uzağında değil kalbinin tam ortasında hissediyordu.

Nerede olduğunu genel anlamda bilse de detaylarını bilmiyordu. Bilmek de istememişti. Ne yaptığını, kendisine nasıl bir yol çizdiğini, nasıl yaşadığını, onun tarafından hâlâ sevilip sevilmediğini bilmiyordu.

Umrunda da değildi.

Tamamen yalandı.

Onu sevmiyordu.

Sevmemeliydi.

Unutacaktı.

Mahcup şekilde yanına oturan Aslı'nın omzuna yaslanıp gözlerini kapattı. Kulağına dolan müzik sesiyle Aslı'nın şarkı açtığını anladı.

Tutulmayacak olsa da verilmesi gereken sözler var bazen diyordu şarkının sözleri.

Alaz, birbirlerine verdikleri sözleri tek gecede çiğneyip atmıştı. Ama Asi kendisine verdiği sözü tutacak ve her zaman olduğu gibi önüne bakacaktı. Gittiği yön arkası değil önüydü. Gittiği yöne bakmazsa takılıp düşerdi. Buna izin vermeyecekti.

◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇◇

Alaz birdaha basket topuna elini bile sürmedi. Parke sahaya adımını dahi atmadı. Kendisine işini görecek bir motor alıp birdaha direksiyon başına geçmedi. Oyuncak araba koleksiyonundaki bir araba hariç diğer hepsini İstanbul'da bıraktı.

Asıl bıraktığını tarif edecek kelimeleri yoktu ama hayatını da İstanbul'da bırakmıştı. Hayatı tek kişiydi. Öyle de kalacaktı.

İkisi de birbirinden asla haber almadan yaşadılar. Bazı şarkılar birdaha hiç çalınmadı. Bazı yemekler masalarında hiçbir zaman yer bulmadı. Gözlerinden yitip giden ışık birdaha hiçbir zaman parıl parıl parlamadı.

Kadehler hiçbir zaman ikisi için dolmadı.

Bazı danslar hiç edilmedi.

İki kayıp ruh, o sokakta birbirini bulmaya devam etti ama bedenleri sonsuza dek apayrı yerlerde kayboldu.

Yarım kalmışlık, yaşanması muhtemel en kötü sonlardan bile daha acıydı.

♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡

Bu evreni yazmayı çok çok sevdim. Umuyorum ki sizler de okumayı sevmişsinizdir.

Oylarınız, yorumlarınız ve en önemlisi de zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim🖤

Belki başka evrenlerde görüşmek dileğiyle🪸

street of lost souls | aslaz textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin