Merhaba gençler, ben geldim. Fice ara vereceğim. Ne zaman ünlü olursam, o zaman yazmaya devam ederim. Bu fice yazarken çok heyecanlıydım, ama şimdi nedense yazasım gelmiyor. Bu ara verme olayı kısada olabilir, uzunda dediğim gibi, ficin okuma kitlesi artarsa devam edeceğim. Bir sonraki bölüme kadar görüşürüz.🎀Gördüğüm beden karşısında adeta dona kalmıştım. Dört duvar arasında nefesim daralıyordu. Gözlerimin şimdiden dolduğunu hissediyordum. Bu an, içimde bir fırtına gibi esiyordu. O an, zaman durmuş gibiydi; her şey yavaşlamıştı. Bedenim titriyordu, kelimeler dilimde düğümlenmişti. Bu duygu karmaşasında, içimdeki çalkantıyı dizginlemeye çalışıyordum. Duygularımın dalgaları beni sürüklerken, gerçekliğin sınırlarını zorluyordum. Bu hislerle baş etmek zor olsa da, içimdeki fırtınayı yatıştırma umuduyla ilerliyordum.
Gözlerimden süzülen yaşlar, buğulu camın ardında kaybolup gidiyordu. Yüreğimdeki acı, adeta sızlayan bir yara gibiydi. O an, geçmişin hayaletleriyle yüzleşiyormuş gibi hissediyordum. O iğrenç yüz, her detayıyla hafızamda canlanıyordu. Boğazımda düğümlenen nefret, beni adeta tutsak ediyordu. Bu duygusal fırtınada kaybolmuş gibiydim, ama içimdeki kararlılıkla ayakta kalmaya çalışıyordum.
"Senin burda ne işin var?!"
Dedim sert ses tonuyla. Şu an onun hapiste olması gerekiyordu, yoksa hayal falan mı görüyordum? "Jungkook sanki ol" dedi annem. Nasıl sakin olurdum, hayatımı mahveden iğrenç adamın yanında nasıl sakin olurdum? Çocukluğumu mahvetmişti, en güzel anılarımı mahvetmişti.
Anılarımın gölgesinde kaybolmuştum, geçmişin acı hatıralarıyla boğuşuyordum. O ihanet dolu bakışları, yüreğimi paramparça etmişti. Bu duygusal yıkımın ortasında, içimdeki öfkeyi ve hüznü dengelemeye çalışıyordum. Belki bir gün, bu acı dolu anılarla barışabilirim, ama şu an için hala yaralarım taze ve kanıyordu.
"Defol git evimden!"
Dedim bağırarak. Gözümden yaş süzüldü yanağıma. Canım acıyordu, yaşayan ölü gibiydim. Kalbim çok acıyordu. Bakışlarımı anneme çevirdim. 'Neden burada bu adam?' diye sinirle konuştum. Annem bakışlarını benden kaçırdı.
Gözyaşlarımın acısı, içimi kemirirken, yüreğimdeki ağrıyı anlatamazdım. Karanlık duygular içinde boğulurken, annemin kaçamak bakışları, içimdeki kederi daha da derinleştirdi. Bu acı dolu anların içinde, kırılganlığımı ve öfkeyi dengelemeye çalışıyordum. Belki bir gün, bu yaralar iyileşir ve huzura kavuşabilirim. Ama şu an için, içimdeki fırtınalar dinmek bilmiyordu.
"Yoksa sana bir şeymi yaptı?"
"Konuşsana anne! "
"Bana hiç bir şey yapmadı!"
Annemin bana bağırmasıyla öylece ona baktım. O an içimde karmaşık duygular vardı. Neden buradaydı bu adam? Paramı mı istiyordu, yoksa annemi mi tehdit etmişti? Kafamda bin bir soruyla doluydum ve korkuyla karışık bir merak içindeydim. Annemin gözlerindeki endişeyi ve kızgınlığı hissedebiliyordum. Belki de o an, hayatımın dönüm noktası olacaktı.
"Bu adam o zaman neden hapisde değil?!"
Titreyen sesimle konuştum. Acaba kaçmış mıydı? Polisi aramam gerektiğini biliyordum. Sadece bir an bile evimde olmasını istemiyordum. Nefret ediyordum ondan, o iğrenç yüzüne bile bakmak istemiyordum. Kalbimdeki korku ve öfke beni sarmıştı.
"Tatlım, ona benim hiç hapsie girmediğimi söylemedinmi?"
İğrenç ses tonunu duymamla biraz daha tedirgin olmuştum. O an dünyam başıma yıkılmıştı. Nasıl yani, hiç hapse girmemiş miydi? O zaman bunca yıl neredeydi bu? Korkuyla anneme baktım. Annemin benden kaçırdığı bakışlarla kalbim sıkıştı. İçimdeki karmaşık duygularla dona kaldım. gözlerimdeki endişeyi gizlemek imkansızdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hridayeş | Taekook
FanfictionOkula yeni gelen, öğrenci sahesinde hayatnın değişeceğininden habersizdi, jungkook... Texting, Düz Taekook