Uzun ve Seda

90 10 1
                                    

"Merhaba Uzun" dedim arabanın ön farlarına yaslanmış ve elindeki bira şişesini kafasına diken adama.

Kör kötük sarhoş olduğu belliydi. Oysa o istese sarhoşluktan hızlıca çıkabilirdi.

"Defne?" Dedi sarhoş adam.

"Uzun," dedim gülerek ve sarhoş adamın yanına doğru yürümeye başladım.

Her adımımı dikkatlice izliyordu ve benim gerçekten de burda olup olmadığımdan emin olamıyor gibi görünüyordu.

Yüzündeki o endişenin, korkunun, öfkenin, sevincin ve bir çok duygunun birleştiği o ifade onun neler düşündüğünü anlamamı zorluyordu.

"Defne değil ben Seda" dedim tıpkı o intihar mektubuna yazdığım gibi.

11 yaşından itibaren artık ben Defne değil Seda'ydım.
Lakin baş düşmanlarım için artık Arzhel'dim.

"Seda... Sen ölmedin mi?" Diye sordu sarhoş adam gülümsemeye çalışarak.

"Hani ölmüştün... Bak yine inandım, yine olsa yine inanırım" dedi ve sanki minik bir çocukmuş gibi omuz silkti.

"Uzun" dedim ve onun yanına oturarak kolumu onun omzuna attım.

"Eskiden sana hep çok kızardım" dedim ve kolumu geri çekerek başımı onun omzuna yatırdım.

"Neden?" Diye sordu masumca.

"Çünkü sen çok uzundun ve benim hep kısa olduğumu söylerdin..
Sana bu yüzden Uzun diyorum. Diğerleri sana hep deve derken ben sana Uzun diyordum" dedim ve gülümsedim.

"Ölmedin değilmi?" Diye sordu konudan bağımsız.

"Sen 11 yaşındayken de öldüğünü söylemiştin ya hani ben de o gün intihar edicektim ancak sen son anda geldin... Ve şimdi de son anda geldin" dedi ve o da kafasını benim kafama yaslayıp derin bir nefes çekti.

"İntihar mı edicektin?" Diye sordum şaşkın bir şekilde.

Beni intihar edicek kadar mı önemsiyor... İyide ben onun için en fazla neyim ki?

"Çoğu kez olduğu gibi bu kez de... Mesela sen evlenirken de intihar ediyordum ancak Enes abin ve Yağız abin beni yanlarında zorla tutuyorlardı, kaçmama izin vermiyorlardı." Dedi ve kahkaha atarak kelimelerine devam etti.

"Sen bir ruhsun!" Dedi gülümseyerek.

"Ve bu ruh bana sarılabilirmi?... Gerçekten sana sarılmaya çok ihtiyacım var Defne!"

-Ne diyeceksin Seda.
-O bana Defne dediyse ben sadece Defne'yim iç ses.
-Ona sarıl Defne... Pişman olmayacaksın.
-Teşekkürler iç ses.

Kafamı evet anlamında salladım ve ilk hamleyi yine ben yaptım. Sımsıkı sarıldı.
Hiç beklemeden ve ya düşünmeden o da bana sımsıkı sarıldı... Gerçekten kaybetmekten korkuyor gibiydi.

"Ölmemişsin" dedi mutlulukla.

"Ölmedim" dedim aynı mutlulukla.

Hani bazı dönemlerimizde yaşamaktan ilk defa o kadar mutlu olursunuzki ölmenin ne olduğunu unutursunuz... Sadece o an o şey için yaşamak istersiniz.

Ben Uzun'un yani Nazım'ın o mutluluğunu gördüm ya... O an ölmek benim için son şey bile değildi.

"Vaveyla ne demek bilirmisin?" Diye sordu bana sımsıkı sarılırken.

Aşk NedirHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin