2.

171 23 15
                                    

Maçın ertesi günü Vincenzo hoca tüm takıma hem mental hemde fiziksel açıdan dinlensinler diye tatil günü yapmıştı. Tabii bu esnada kendilerini zorlayacak hareketler yapmaktan kesinlikle kaçınmaları gerektiğinide üstüne basa basa eklemişti. Barış hocanın milli takım grubuna gönderdiği bu mesajı görüp derin bir oh çekti ve telefonu yandaki komodinin üzerine bırakıp yatağın üzerine uçurumdan atlarcasına bıraktı kendini.



Dün tüm gece ismail hakkında düşünmüştü. Biricik sevgilisinin neden ondan uzaklaştığını, neden ona hiç anlayış göstermediğini, en önemliside onun o melekleri dahi kıskandıran bedenine dokunmasına neden karşı çıktığını düşünüyordu. Onu en çok zorlayan kısımda buydu belki de. saatlerce düşünmesine rağmen bir cevap bulamadı kıvırcık adam. Belkide kendini o kadar suçsuz görüyordu ki semihle olan bu samimiyetinin ismaili bu duruma getirmiş olmasına gram inanmıyordu.





Bunları düşünürken odanın camından doğmaya başlayan güneşe çevirdi gözlerini. Sevdiğini düşündü yine, ne kadarda benziyordu ismail karşısında gördüğü ışık yuvarlağına. İşte bunları düşünerek uyuyakalmış ve montelladan gelen bildirim sesiyle uyanmıştı. Uykusu o kararda hafif değildi normalde ama şu son günler biraz bozulmuştu düzeni. Mesajı görüp yatağa uzandıktan sonra aklına gelen fikirle heyecanla yatakta oturur pozisyona geçti ve telefonunun rehber kısmına girip küçüğünü aradı.




Telefon çaldı, bir kez çaldı, iki kez çaldı, üç kez çaldı ama açan olmadı. Bu durum barışı germekten başka bir şeye yaramıyordu çünkü barış biliyordu ki sevgilisi telefonunu bir saniye bile yanından ayırmaz, hep seslide tutardı. Sıkıntıyla dilini damağında gezdirdi ve tekrar aradı. Yine açan olmayınca artık kendisinin hareket etmesi gerektiğini düşündü ve ayağa kalktı.




Dolabından bej rengi salaş bir pantolon ve beyaz gömleğini  alıp kırışmamasına dikkat ederek üzerine geçirdi. Bunu yaptıktan sonra duş almayı unuttuğunu fark edip sinirle bir küfür savurdu ve az önce kırışmasın diye yavaş yavaş giydiği kıyafetlerini yırtar gibi çıkarıp fırlattı yatağa. Hızlı bir duş aldı, düşündüğü gibi soğuk su ona iyi gelmişti. Havluyu beline dolayıp eline telefonunu aldı, ismail geri dönmüş mü diye bakmak için ama ne bir mesaj ne de bir arama vardı süt beyaz çocuktan.




Telefonu tekrar yatağa koyup yolu yine lavaoya çevirdi. bedenini kurulayıp gerekli bakımları yaptı ve çıktı oradan. Çıkardığı pantolon ve gömleği yeniden giyerken hafif kırışmış olmasını gram siklemedi. Telefonu arka cebine attı ve arabanın anahtarını aramaya başladı odada. O esnada milli takım grubuna gelen bildirimler yüzüne arka cebindeki telefon titreyip duruyordu. "Hay şu merihe o efekti öğreten kişinin ben cibiliyetini sikeyim." Diye geçirdi aklından ve bulduğu anahtarıda alıp hızlı adımlarla evden çıktı.



Rüzgarda uçuşan kıvırcık saçları onu oldukça rahatsız ederken bunu umursamadı ve arabasına binip küçüğünün evine doğru sürmeye başladı, bu esnadada milli takım grubuna girip merihe sevgi dolu ses kayıtları atmayı ihmal etmedi tabiikide. İsmailin evine geldiğinde arabadan indi ve içindeki heyecanı dindirmeye çalıştı. İsmaili her gördüğünde kalbi zaten normalin iki katı atıyordu ama son zamanlardaki yaşananlardan dolayı artık çok daha fazla stresli oluyordu ona karşı.




Derin bir nefes alıp yüzüne istemsiz bir sırıtış ekledi ve kapıyı tıktıklattı, kapının açılmasıyla tıklattığı saniyeler arasındaki sürede yerdeki betonları sayıyordu barış. Kapıyı açan bedenin küçük sevgilisi olmaması ile alperin gülümseyişinin solması bir oldu. Alnındaki ve boynundaki damarlar firar ediyordu. Fark etmeden yumruğunu sıkmıştı kıvırcık. Samet'in ismailin evinde ne işi vardı? Üstelik kendi telefonlarını açmazken. Sıktığı dişlerini biraz yumuşattı ve karşısında laubale bir şekilde otuz iki diş sırıtan adama baktı açıklama beklercesine. Daha çok boğazını kesecekmiş gibiydi bakışları ama sorun değildi.







Samet bir anda "Ah, pardon içeri davet etmeyi unutmuşum."  dedi ve seslice gülerek kapıyı iyice aralayıp kenara çekildi.
Barış duyduğu bu sesle tüm sinir hücrelerinin teker teker aktif edildiğini hissetti. Gözlerini bir kaç saniye kapalı tuttu. "Sakin ol barış, ismaili biraz olsun düşünüyorsan sakin ol." Resmen bu piç ismailin evine girmesi için onu davet ediyordu. Barış içeri girmeye bile tenezzül etmeden yapmacık bir gülümseyişle konuştu, hoş onu bile tam olarak yapamamıştı.




"İsmail nerede samet?" Az kalsın sevgilim nerede diyecekti ama tuttu kendini. 2 kişi dışında milli takımdan kimse bilmiyordu bu durumu çünkü ortaya çıksa ikisininde kariyerinin biteceği aşikardı. Kenan ve irfancan'da isteyerek öğrenmemişlerdi zaten ama tanrıya şükür onlara denk gelmişti, ikiside güvenilir insanlardı.




Samet yutkunup kollarını göğsünde birleştirdi. "İsmail yukarıdaydı, duşa girecekti en son." Barış sametin ağzından "ismail ve duş" kelimelerini bir arada duyar duymaz artık tepkilerini gizleyemez hale geldi. İşaret parmağının boğumunu yumruğunun üzerinden hafifçe ısırdı ve gözlerindeki yangını söndürmeye çalıştı. "Bizim ismaille çok önemli bir işimiz var samet, sana söyleyecekti ama unutmuş olmalı. Vincenzo hoca takım hakkında ikimize gizli bir görev verdi. Hadi sen git, sonra buluşursunuz ismaille."




Sametin yüzü anında düşmüştü fakat barışın anlam veremediği sinirinden bile öylesine tırsmıştı ki askılıktaki ceketini sırtına geçirip barışa döndü. "Tamamdır, kolay gelsin size." Barışın cevap vermesini bile dinlemeden kapıdan çıkıp gitti. Kapının kapatılışının evde yankılanan soğuk sesiyle barış arkasını döndü. Öncelikle sakin olmalıydı, sonrasındada sakin olmalıydı. Barış şu an sakinliğini korumalıydı. Gömleğinin birkaç düğmesini açıp yakasını çekiştirdi kıvırcık.




İsmail'se yukarıda olanlardan habersiz güzelce duşunu alıyordu, her ne kadar bu nadir boş günde alperle vakit geçirmeyi istesede gruptan semihin barışı fifa oynamaya davet ettiğini gördüğünde devamını okumaya bile tenezzül etmeden planını kurmuştu. onun semihle olduğunu düşünüp eve sameti çağarmıştı. Aklınca onunlayken bir kaç story atıp barışı kıskandıracaktı. Duşunu alıp bornuzunu giydikten sonra lavabonun kapısını açıp dışarı çıktı ve arkasını döndü.





Arkasını dönünce karşılaşacak bir çok şey bekleyebilirdi ama yatağının üzerinde bacaklarını aralayıp ellerini dizlerine koymuş, gömleğinin bir kaç düğmesi açılık şekilde oturan barışı görmeyi bekleyemezdi.



-


Çok müthiş yerinde kestim bi sonraki bölümde fıkıfıkı mı yapsam hemen siyw dusunuyorum dayanamitoeym ben bunlara 😍

Come for me. | BaismWhere stories live. Discover now