AVCIÖlümün rengi olsaydı kesinlikle kızın yeşil göz rengi olurdu. Boş ve ölü gibi bakan ama aynı zamanda ruhunu gören gözler. Aynı annesi -onu yaratan kişi- gibi. Göz renkleri farklı olsada gözler aynıydı. Varisin gözlerinin yeşil olması ne anlama geliyordu?
Tanrıçada gördüğüm bakışa sahipti bu yüzden ölmesi gerekiyordu. Yeniden. Evrenin düzeni yeniden bozulmadan. Zaten bir kere bozuldu yeniden bozulamaz. Bozulursa yaşam tamamen yok olabilirdi. Canlıların tümü onun gibi birisi yüzünden yok olmadan önce ölmesi gerekiyordu. Bilinç altı onu kendi dünyasından bizimkine getirdi. Bu sayede onu iple de olsa öldürebildim. O ip özel üretim nadir bir ipti. İpin üzerine kalıcı ve ölümcül büyüler okunmuştu nasılsa ilahi bir varlığı çıplak elle öldürmezdim.
Ölüm Tanrıçası yok olmadan önce tek bir yemin etmişti. Neslini devam ettirecek ve ölümü dağıtacak bir varis. Bu sayede tanrıçanın gölgesi hep üzerimizde olacaktı. Ve yaşamı gölgeleyecekti. Bu yemini en güçlü büyücüler bile engelleyemedi ya da geciktiremedi. Söylentilere göre tanrıçanın yok olmasının üzerinden asırlar geçmişti.
Yemin sonunda gerçekleşmişti. Olayı bilenler için yemin lanete dönüşmüştü. Bu yüzden tanrıçanın varisine lanetli olarak hitap edilirdi. Korkuyorlardı. Bu sıradışı güçten korkuyorlardı. Evrenin dört bir yanına vahşetini şaçmadan önce durdurulmalıydı. Onu durdurmak da benim görevimdi. Onu önceden öldürmüştüm. Acımasızca. Bu onun içindeki ölüm isteğini yavaş yavaş ortaya çıkarıyordu. Ben hissediyordum ama o da hissediyor muydu? Ne kim olduğunu biliyordu ne de ne kadar güçlü olduğunu.
Zamanım tükeniyordu. Yavaş yavaş güçlenmeye devam ediyordu. Kendi evrenime dönmem gerekiyordu. Elimi çabuk tutup işini bitirmeliydim. Aksi takdirde yaşam tanrısı da yok olabilirdi. Sadece ilahi bir varlık başka bir ilahi varlığı yok edebilirdi. Ama varis de iş görürdü. Bir kehanete göre varis yaratıcısının küllerinden yaratılmıştır. Bu da onu ilahi yapardı. Yani yaşam tanrısını yok edebilirdi. Bu da evrenin dengesini alt üst ederdi. Sonuç olarak kıyamet kopardı. Benim dikkat etmem gereken nokta ise avcı konumundayken av konumuna düşmemekti.
Devam edecek...
Yeni bölümü nasıl buldunuz?? Bu bölümü avcının yani kurdumuzun anlatımından okudunuz. Sizce nasıldı? İlerki bölümelerde başka karakterlerin bakış açısından da çokça okuyacaksınız. Olayların daha anlaşılır olabilmesi için küçük bir açıklama gibi de düşünebiliriz bu bölümü. Diğer bölümlere göre çok kısa oldu ama ilerki bölümlerde telafi edeceğim. Umarım😶
Yorumlarınızı bekliyorum. Olayların gidişatı hakkında ne düşünüyorsunuz? Sizce olay örgüsü böyle mi ilerlemeli?🤔 Bunları bir kenara bırakarak birşey soracağım. İyi sonla mı bitmeli kötü sonla mı?(benim fikrimi tahmin ediyorsunuzdur😈) Düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın. Kurguyu iki parçaya bölmeyi planlıyorum. Aynı evrende geçecek ve birbirinin devamı olacak. Yani iki kitaplık bir kurgu. Ne demek istediğimi ilerde anlarsınız. Bu kadar spoiler yeter. Bu bölümü de hemen atıyorum. Sonraki bölüm biraz geç gelebilir çünkü daha yazmadım.😇 Yazma, kontroller, arkadaşlara gönderip zorla okutturma felan derken anca 2-3 güne yetişir gibi. Neyse sonraki bölüme kadar kendinize iyi bakın.🍀 Seviliyorsunuzz yoldaşlarım. 🐾💞