2 - Kırmızı Leydi

174K 9.5K 776
                                    

Medyada, LADY IN RED - Chris De Burgh. Hikayeme çok uygun olduğunu düşündüğüm bir çalışmadır. Dinlerken iyi okumalar dilerim :)

*************


Öfke ve utanç bedenimi kavururken, ne yapacağımı bilmeden baktım yüzüne tanımadığım adamın. Buraya ne için gelmiştim ve ne duruma düşmüştüm. Birden öfkeyle patladım,

''Gidip o hayvana dünyanın kaç bucak olduğunu göstereceğim!'' dedim hışımla. Tam arkamı dönüp Orkun'a iyi bir ders vermek için yürüyecekken, kolumdan tuttu beni Yabancı.

''Bunu nasıl yapmayı planlıyorsun acaba?'' dedi yine sakin sesiyle.

''Nasıl olacak! Oraya gidip suratına okkalı bir tokat patlatacağım ve ona benim oynadığı diğer kızlar gibi olmadığımı göstereceğim.'' dedim. Bana sanki hırçın, küçük bir çocuğa bakar gibi baktı ve,

''Bence bu onun ertesi gün unutacağı bir ders olur. Senin ona hiç unutamayacağı bir ders vermen lazım.''

''Nasıl bir ders?'' Şimdi dikkat kesilmiş, hiç tanımadığım bu yakışıklı adamın bana söylediklerini dinliyordum.

''Ona ders vermen için sana yardım ederim ama bir şartla.''

''Neymiş o şart? Bak sakın abuk sabuk bir şey isteme bir tokatta sen yersin suratına!'' Ben böyle çıkışınca,

''Korkma ne abazanım, ne de sevgilin gibi bir avcı. Sadece benim de senin yardımına ihtiyacım var. Yani bu karşılıklı yardımlaşma olacak sadece.''

''O benim sevgilim falan değil. Onunla çıkmıyordum. Yani sadece bu gece çıktım! Anlat dinliyorum. Ama çabuk ol.''

''Şimdi oraya gidip, hiç bir şey olmamış gibi masaya oturacaksın ve ben beş dakika sonra yanına geleceğim. Ne söylersem söyleyeyim bozuntuya verme ve ben söyleyince kalkıp benimle gel. Anlaştık mı?''

''İyi de bu o züppeye nasıl bir ders verecek? Bana yaptığı yanına mı kalacak?''

''Sus ve masaya dön. Dediğimi yap. Sakin ol ve hiç bir şey olmamış gibi beni bekle. Ama ben sana yardım edince sen de bana yardım edeceksin. Söz mü?'' 

Bakışları ve sesi çok ikna ediciydi. Benden kaç yaş büyüktü bilmiyorum ama olgun tavrı Orkun'dan farklı olarak güven vericiydi. Ne yapacağını, ona nasıl yardım edeceğimi anlamamıştım ama ''Peki'' deyip derin bir nefes aldım ve masaya dönmek için arkamı döndüm. Sonuçta -benimle yat- diyecek hali yoktu ya? En kötü ne olabilirdi ki istediği yardım?Ben bunları düşünerek yürümek üzereyken,

''Adın Lal değil mi?'' Arkama döndüm ve,

''Evet. Adım Lal.'' dedim. Bana gülümsedi ve,

''Adın da elbisen kadar kırmızı. Git ve beni bekle Kırmızı Leydi.'' dedi. Garip bir adamdı. Herkes Lal'ın anlamının sadece konuşamamak olduğunu düşünmesine rağmen, o direk adımı aldığım kırmızı taşa ithafta bulunmuştu. Hım demek ki zeki ve kültürlü bir adam. Bakalım birazdan Orkun'a nasıl bir ders verecek- diye düşünerek masama döndüm. Orkun beni merak etmişti.

''Lal! İyi misin? Seni merak ettim. Neredeyse bakmaya gelecektim.'' dedi. Kendimi kontrol etmeye çalışarak, yüzüme sahte bir gülümseme oturtup,

''İyiyim. Bir sorun yok. Sadece bir telefon görüşmesi yaptığım için geciktim.'' dedim. Neyse ki Orkun bir şey anlamamıştı. Müge ve Pelin de kendi alemlerindeydi. Ben ise diken üzerindeydim adeta. Adını bile bilmediğim bir adamı bekliyordum. Birazdan gelirim demişti ama ortalarda yoktu. Etrafta onu ararken gözlerim Orkun durumu çakmasın diye çabalıyordum. Aslında niye çabaladığımı da bilmiyordum. Şimdi kalkıp içtiği alkolü kafasından boşaltıp suratına da tokadı patlatmadığım için hata yapıyordum. Ya adam beni kandırdı ise? O da benimle dalga geçtiyse tıpkı Orkun gibi? Tam ben bunları düşünürken Yabancı'nın masamıza doğru geldiğini gördüm. Benden tarafa yaklaştı ve,

SAHTE MASAL-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin