on dört ~ Uğruna Öldüğün Aşk

711 78 64
                                    

"Vur şanlı silahınla
gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de
vururken de güzelsin!"

~

Okan Hoca , gözünden usulca akan yaşı silmeye zahmet etmeden izledi yoğun bakım kapısını. Biricik , canı gibi sevdiği yeğeni kaza yapmıştı. Haberi aldığı ilk an , koşarak gelmişti hastaneye.

İnanmak istemiyordu. Küçük kızı , içeride çaresiz bir şekilde yatıyordu. Ona , bir şey olma ihtimali adamı deli ediyordu. Korkuyordu. Uzun zamandır hissetmediği bir duygu idi korku.

"İster misiniz?"

Şevval , elindeki çayı adama uzattı. Kafasını , teşekkür ederim der gibi salladı adam. Kızın elindeki çayı alıp dudaklarına götürdü. Tadı yoktu ki. Elif'i uyanıp ben iyileştim dayı , diyene kadar hiçbir şeyin tadı yoktu.

"İyi olacak. Benim arkadaşım , çok güçlü." dedi Şevval.

Onun da yüreği yanıyordu fakat güçlü durmak zorunda hissediyordu kendisini. Elif , ona böyle söylemişti. Güçlü duracaksın , demişti.

Kaza haberi , ilk ona ulaşmıştı. Haberi duyduğu ilk an , bayılacak gibi olmuştu genç kız. Koşarak varmıştı hastaneye.

Şimdi arkadaşı , yoğun bakımda yatıyordu. Doktorlar durumu için ağır , demişti. Fakat biliyordu , Elif iyi olacaktı. Neleri atlatmıştı kadın , bunu da atlatacaktı.

"Nasıl olmuş?"

Okan Hoca , sordu. Yanıtladı Şevval , adamı.

"Bilmiyorum. Kaza yaptığını biliyorum yalnızca." dedi.

Onlar , kendi arasında konuşup durum değerlendirmesi yaparken kapıda Barış belirdi. Koşup vardı Şevval'in yanına.

"Şevval misin sen?"

Hocasına , bakmıyordu. Bakamıyordu.

"Evet." dedi Şevval , "Benim."

"İyi mi? Nasıl? Ağır mı hâlâ durumu? Hayati tehlike devam ediyor mu?"

Barış'ın ardı ardına sıraladığı sorular ile kaşlarını çattı Okan Hoca. Anlamamak için aptal olmak gerekirdi. Biliyordu ya , aralarında bir şey vardı.

Eğer yeğeni , Barış Alper yüzünden bu haldeyse ve ona bir şey olursa hiç düşünmez öldürürdü Barış'ı.

"Sakin ol. Hayati tehlike hâlâ var , yoğun bakımda ama geçecek , iyileşecek." dedi Şevval , Barış'ı teselli ederek.

Adamın gözlerinden , yaşlar birer birer süzüldü. Yaslandığı duvarın dibine çöktü. Ellerini , yüzüne kapatıp ağlamaya başladı.

"Ona bir şey olmasın. Ona bir şey olmasın , Şevval. Affetmem kendimi , iyi olsun n'olur!"

İçi sızladı , Şevval'in. En başından bu yana , biliyordu Laren'in hislerini. Ve görüyordu ki , arkadaşı platonik bir sevgi beslemiyordu Barış'a. Hislerinin , karşılığı vardı...

"Hocam? Okan hocam? Hocam , Elif... Elif , iyi mi?"

Tıpkı , Barış gibi koşarak geldi Berkan. Çöktü , Okan hocasının dizinin dibine. Ağlayarak konuştu.

Birde bu mesele vardı... Biliyordu , Şevval. Arkadaşı , aklındaki şüphe ile sorduğunda anlamıştı. Berkan , seviyordu Elif'i.

Delirmesine ramak kalmıştı , Okan hocanın. Dünyada başka kız mı kalmamıştı?

"Ağlama oğlum." dedi Berkan'a , "Ölmüş gibi ağlama... İyi olacak yeğenim." diye ekledi.

İnanıyordu. Kızı , iyi olacaktı.

Perestiş | Barış Alper YılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin