"Vur şanlı silahınla
gönül mülkü düzelsin;
Sen öldürüyorken de
vururken de güzelsin!"~
Okan Hoca , gözünden usulca akan yaşı silmeye zahmet etmeden izledi yoğun bakım kapısını. Biricik , canı gibi sevdiği yeğeni kaza yapmıştı. Haberi aldığı ilk an , koşarak gelmişti hastaneye.
İnanmak istemiyordu. Küçük kızı , içeride çaresiz bir şekilde yatıyordu. Ona , bir şey olma ihtimali adamı deli ediyordu. Korkuyordu. Uzun zamandır hissetmediği bir duygu idi korku.
"İster misiniz?"
Şevval , elindeki çayı adama uzattı. Kafasını , teşekkür ederim der gibi salladı adam. Kızın elindeki çayı alıp dudaklarına götürdü. Tadı yoktu ki. Elif'i uyanıp ben iyileştim dayı , diyene kadar hiçbir şeyin tadı yoktu.
"İyi olacak. Benim arkadaşım , çok güçlü." dedi Şevval.
Onun da yüreği yanıyordu fakat güçlü durmak zorunda hissediyordu kendisini. Elif , ona böyle söylemişti. Güçlü duracaksın , demişti.
Kaza haberi , ilk ona ulaşmıştı. Haberi duyduğu ilk an , bayılacak gibi olmuştu genç kız. Koşarak varmıştı hastaneye.
Şimdi arkadaşı , yoğun bakımda yatıyordu. Doktorlar durumu için ağır , demişti. Fakat biliyordu , Elif iyi olacaktı. Neleri atlatmıştı kadın , bunu da atlatacaktı.
"Nasıl olmuş?"
Okan Hoca , sordu. Yanıtladı Şevval , adamı.
"Bilmiyorum. Kaza yaptığını biliyorum yalnızca." dedi.
Onlar , kendi arasında konuşup durum değerlendirmesi yaparken kapıda Barış belirdi. Koşup vardı Şevval'in yanına.
"Şevval misin sen?"
Hocasına , bakmıyordu. Bakamıyordu.
"Evet." dedi Şevval , "Benim."
"İyi mi? Nasıl? Ağır mı hâlâ durumu? Hayati tehlike devam ediyor mu?"
Barış'ın ardı ardına sıraladığı sorular ile kaşlarını çattı Okan Hoca. Anlamamak için aptal olmak gerekirdi. Biliyordu ya , aralarında bir şey vardı.
Eğer yeğeni , Barış Alper yüzünden bu haldeyse ve ona bir şey olursa hiç düşünmez öldürürdü Barış'ı.
"Sakin ol. Hayati tehlike hâlâ var , yoğun bakımda ama geçecek , iyileşecek." dedi Şevval , Barış'ı teselli ederek.
Adamın gözlerinden , yaşlar birer birer süzüldü. Yaslandığı duvarın dibine çöktü. Ellerini , yüzüne kapatıp ağlamaya başladı.
"Ona bir şey olmasın. Ona bir şey olmasın , Şevval. Affetmem kendimi , iyi olsun n'olur!"
İçi sızladı , Şevval'in. En başından bu yana , biliyordu Laren'in hislerini. Ve görüyordu ki , arkadaşı platonik bir sevgi beslemiyordu Barış'a. Hislerinin , karşılığı vardı...
"Hocam? Okan hocam? Hocam , Elif... Elif , iyi mi?"
Tıpkı , Barış gibi koşarak geldi Berkan. Çöktü , Okan hocasının dizinin dibine. Ağlayarak konuştu.
Birde bu mesele vardı... Biliyordu , Şevval. Arkadaşı , aklındaki şüphe ile sorduğunda anlamıştı. Berkan , seviyordu Elif'i.
Delirmesine ramak kalmıştı , Okan hocanın. Dünyada başka kız mı kalmamıştı?
"Ağlama oğlum." dedi Berkan'a , "Ölmüş gibi ağlama... İyi olacak yeğenim." diye ekledi.
İnanıyordu. Kızı , iyi olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Perestiş | Barış Alper Yılmaz
FanficOkan Buruk'un yeğeni , Elif Laren Demir ; anne ve babasının ısrarı üzerine kabul ettiği akşam yemeği esnasında Barış Alper Yılmaz ile rastlaşır. 🃏 "Laren..? O gece , orada olmasaydın eğer nasıl bulacaktık birbirimizi?" "Bulamayacaktık , Barış."