Karanlık odada sadece Aybars'ın nefes alışları duyuluyordu. Önündeki adam, metal bir sandalyeye zincirlenmiş, acıdan kıvranıyordu. Adamın yüzü kan içinde, gözlerindeki korku her şeyden belli oluyordu. Aybars ise soğuk ve duygusuz bir ifadeyle adamı izliyordu. Elindeki paslı demir çubuğu yavaşça adamın bacağına sürterek, onun korkusunu artırmanın keyfini çıkarıyordu.
"Acıyı hissetmiyorsun değil mi?" dedi alaycı bir gülümsemeyle. "Henüz başlamadık bile."
Aybars, demir çubuğu sert bir hareketle adamın dizine indirdi. Adamın haykırışı odanın dört bir yanına yankılandı. Ama Aybars, bir sanat eseri yaratıyormuşçasına keyifle hareket ediyordu.Daha da ileri gitti. Çelik bıçağını çıkardı, adamın parmaklarını keskin bir hareketle hafifçe sıyırdı. Kan süzülmeye başladığında, Aybars kahkahalarla güldü. Tamamen kontrolünü kaybetmiş, deliliğin sınırlarında dolaşıyordu. "Seninle oynarken, içimdeki gerçek ben ortaya çıkıyor," diye mırıldandı. Kan kokusu odaya yayılırken, Aybars gözlerini kapatıp bu anın tadını çıkardı. İçinde bir boşluk vardı, bu baluğu sadece işkence doldurabiliyordu. Adam artık kendinden geçmişken, Aybars son bir hamleyle onun canını aldı. Fakat daha soğumamış cesedin başında telefonunun titrediğini hissetti. Öfkeli bir şekilde telefonu cebinden çıkardı ve ekrana baktı. Bir mesaj.
"Asena elimde. Gel al."
Aybars'ın kanı beynine sıçradı. Mesajın altında bir isim yoktu, ancak kimin yaptığını anlamıştı. Onu böyle öfkelendirebilecek tek kişi vardı: Bora.
Baskın Gecesi
Aybars, Bora'nın olduğu siteye tek başına geldiğinde gözlerinde intikam ateşi vardı. 14. kata hızla tırmanırken, içindeki öfke büyüyordu. Kapının önüne geldiğinde, kapıyı tek bir vuruşla parçaladı ve içeri daldı. Bora, sakin bir şekilde koltuğunda oturmuş sigara içiyordu. Asena ise sırtı dönük halde duruyordu.
Bora, sigarasını söndürüp alaycı bir gülümsemeyle Aybars'a baktı. "Oyy nasıl özlemişse kapıyı açmama bile sabredemedi" dedi sahte bir samimiyetle.
Bora'nın bu rahat tavırları, İçindeki öfkeyi daha da körüklüyordu. Tek bir hamleyle Bora'yı yakasından tuttu ve onu cam pencerelere doğru fırlattı. Camlar büyük bir gürültüyle çatladı. Asena çığlık atarak yerinden fırladı ve şaşkınlıkla Bora'ya doğru koştu.
"Ne yaptığını sanıyorsun Aybars?! O benim kardeşim!" diye bağırdı Asena gözyaşları içinde Bora'ya yardım etmeye çalışırken.
Aybars, ne duyduğuna inanamayarak duraksadı. "Kardeşin mi?" dedi fısıldayarak. O sırada Bora, yerden kalktı, elindeki kanı silerken yüzündeki arsız gülümseme kaybolmamıştı.
"Sana da merhaba eski dostum," dedi Bora, gözlerini Aybars'a dikerek. "Yoksa beni unuttun mu?"
Aybars'ın irislerini Boraya dikmiş derin nefesler alıyordu yüzünü parçalamamak için, birden gözleri Aseneya kaydı, onun gözünde ki imajını zedeleyemezdi. Alaycı bir tavırla başını kaldırdı ve gülmeye başladı, "Hatırladım, hatırladım. Seni o kadar özlemişim ki, sarılayım derken yanlışlıkla duvara fırlattım kusura bakma" dedi gülerek. Bora da sahte bir şekilde gülmeye başlayınca Asena biraz olsun rahatlamış hissetti. "Siz tanışıyor musunuz? Çok samimi görünüyorsunuz, yani muhteşem mizahınız ve şakalarınız bir-birini andırıyor".
Aybars derin bir nefes aldı ve koltuğa oturarak bacak bacak üstüne atarak gülümsedi. "Hmhm evet, bu "bilmediğim kardeşin" benim ortaokul zamanlarından arkadaşım olur kendisi" Asena şaşırmış bir şekil de Boraya baktı, Bora onaylarcasına başını salladı ve birlikte Aybarsın olduğu kanepenin önüne geçtiler. Aybars gerginlikten tırnaklarını yese de, kendini frenleyerek gülümsüyordu, Asena odadan ayrılırsa Borayı boğarak öldürecekti, Bora da bunu çok iyi biliyordu.
Bu yüzden ola bildiğince Aybarsın üzerine gidiyordu ve eskilerden bahsediyordu. "Lise'de Aybarsa "ezik" lakabı takmışlardı" dedi kahkahayla gülerek. "Her kesin ayak işlerini yapardı ve boyu küçük olduğu için sürekli ensesine tokat yerdi" Aybars sakince onu dinliyor arada Asena ona bakınca yalandan samimice gülümsüyordu.
"Benim yardımcımdı kendisi, her işimi yapardı sağolsun" Bora bir an duraksadı ve gülümsemeyi kesti. Aybars bunu farkedince tek kaşını kaldırarak onu süzdü. "Sonra Aybars bi' anda boy atmaya, vücudu irileşmeye başladı. Bu yüzden popülerliği arttı ve herkes onunla arkadaş olmak için sıraya girmeye başladı resmen. Aybars en iyi abisini unuttu tabi, artık benimle ilgilenmiyor işlerimi yapmıyordu. Hatta benimle arkadaş bile olmak istemiyordu, oysa ben onu çok seviyordum" dedi sakin bir sesle.
Asena havada ki gerginliği hiss ediyordu tabi, "Abicim istersen biz artık kalkalım, zaten Aybarsla birkaç yere gideceğiz. "Hay, hay" dedi Bora ayağa kalkarak, Aybars hâlâ onu süzüyordu. Bora aklından nelerin geçtiğini biliyordu, çünkü onu herkesten iyi tanıyan birisiydi. Kapıdan çıktıkların da Bora arkalarından seslendi. Asena tatlı bir şekilde ona el sallarken, Aybars sesinin en kalın tonun da "Senin için geleceğimden emin olabilirsin" dedi. Bora kapıyı kapatırken kahkaha atarak, "Biliyorum" diye yanıt verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK ÇIĞIR | 18+
Novela JuvenilHiç karanlığa ilgi duydun mu? - - - - - - - - - - - - Aybars, yeraltı dünyasının en tehlikeli liderlerinden biri olma yolunda ilerlerken, hem geçmişinin hem de içindeki karanlığın efendisi olmaya mecbur. Çocukluğundan gelen yaralar ve bastıramadığı...