Aybars ve Asena, evden çıkarken ortamda belli belirsiz bir gerginlik vardı. Asena, Aybars'a dönerek şüpheli bir ses tonuyla konuşmaya başladı:
"Gerçekten her şey yolunda mı? Yani, son zamanlarda... çok farklı görünüyorsun."Aybars, bakışlarını kaçırmadan ona güvenceli bir şekilde baktı, ama içindeki karmaşayı saklamayı başardı. "Yolunda, Asena. Her şey kontrolüm altında," dedi, ama bu kelimelerin ardında büyük bir belirsizlik yatıyordu. Soruları ustalıkla çarptırıyor, başka konular açarak sohbeti yönlendiriyordu.
Aybars, bir anda konuyu değiştirerek, "Bu hafta sonu bir parti var. Seninle gitmek isterim. Eğlenceli olur," dedi, Asena'nın yüzünde beliren sıcak gülümsemeyi görünce rahatladı. "Gerçekten mi? Tabii ki gelirim!" dedi Asena, heyecanla.
Aybars, gözlerini Asena'dan ayıramıyordu. İçinden ona övgüler yağıyor, ama dışarıdan hiçbir şey belli etmiyordu. Düşünceleri dalgalanıyor, Asena'nın güzelliği, saflığı ve huzuru zihnini ele geçiriyordu. Bir an için Asena'nın sesini bile duyamadı; sanki etrafta başka bir dünya yoktu, sadece o ve Asena.
-------
Aybars, yatakta kısa bir süre gözlerini kapatmadan önce derin bir nefes aldı. Bir şeylerin ters gittiğini fark ediyordu. İlaçları aldıktan sonra düşüncelerinin bulanıklaştığını, kaslarının kontrolünü zorla geri kazandığını hissettiği her seferde, bunun ardında bir şeyler olduğunu biliyordu. Ancak bugün daha fazla beklemeye niyeti yoktu.
Ona düzenli bir şekil de ilaçlarını veren Emine Hanım kapıyı sessizce kapatıp karanlık koridora doğru adım attığında, yüzünde huzursuz bir gülümseme vardı. Bora'yı aradı ve telefonu kulağına koydu. Tam o sırada, karanlıkta bir gölge belirdi. Emine, kendi gölgesinden daha büyük bir gölge fark ettiğinde ürperdi. Ani bir hareketle arkasını döndü, ve orada Aybars’ı, o korkunç gülümsemesiyle karşısında buldu. Bu, onun gördüğü son şeydi.
Aybars elinde ki baltayı kaldırdı, soğukkanlı bir şekilde kadının kafasına indirirken, kanın yüzüne sıçramasına aldırmadı. Emine daha çığlık bile atamadan yere yığılmıştı. Aybars, yerden telefonu aldı ve kulağına götürdü.
"Bu biraz kolay oldu sanki ha? Beni öldürmek için daha kalleşçe bir yol bulmalısın, tabi buna pek zamanın olmayacak" dedi sakin ve tehditkar bir ses tonuyla. Ardından telefonu kapatıp, kadının cansız bedeninin üzerine fırlattı.
Aybars, üzerindeki kanları önemsemeden banyoya yöneldi. Duşunu aldı, kıyafetlerini değiştirdi ve dışarı çıkmak üzere hazırlandı. Bora'nın planlarını altüst etmeye karar vermişti. Aybars, adamlarını çoktan çağırmıştı. Evden çıkarken, kapının önünde onu bekleyen adamlardan biri ona doğru yaklaştı.
“Ne yapmamızı emredersiniz?” diye sordu adam saygıyla.
Aybars, kısa ve net bir emir verdi: “Evi yakın”
Adam, hiç tereddüt etmeden emirleri yerine getirmek için harekete geçti. Aybars arabasına bindi ve süratle oradan uzaklaştı. Yolda giderken kendi kendine hafifçe gülmeye başladı. “Asena, seni özlemiştim zaten…” diye mırıldandı. Asena’nın onu özlediği, sarıldığı anları hayal ettikçe keyfi yerine geliyordu.
Evinde yangın çıktığını haber verdiğinde, Asena’nın endişeli yüz ifadesini düşündü ve gülümsemesi daha da genişledi. "Ah, beni önemsemesi... benim için endişelenmesi bile beni çıldırtıyor..." dedi içinden.
Aybars, Asena’nın evine vardığında, kapıyı pijamalı ve dağınık saçlı Asena açtı. Aybars, Asena’ya bakarken bir kez daha içinden düşünmeye başladı. "Bir insan nasıl her haliyle bu kadar mükemmel olabilir?"
Aybars, Asena’nın doğal, sade hali karşısında tekrar şaşkına dönmüştü. İçindeki düşünceler birbirine karışmıştı. "Her haliyle kusursuz, onu gerçekten seviyorum, çok seviyorum. Herşeyden saklamak isiyorum, sadece benim olsun istiyorum" diye düşüncelere boğulurken, Asena ince parmaklarıyla elini yüzünün önünde sallayarak Aybars’ın dikkatini topladı. “Aybars, ne oldu? Neden bu kadar dalgınsın?” diye sordu.
Aybars bir an duraksadı ama kısa süre içinde kendine geldi. Ona her şeyi anlatmak yerine, geçmişte yaşananlardan sadece bir kısmını söyledi. Konuşmaları ilerledikçe Aybars'ın kasvetli havası biraz dağıldı, Asena onu rahatlatmak için elinden geleni yapıyordu. Onun pozitif enerjisi Aybars’ı biraz olsun sakinleştiriyordu.
Gece ilerlerken, Asena kanepeye oturdu ve Aybars’ın başını dizlerine koydu. Aybars, onun sıcaklığını ve varlığını hissetmekten büyük bir huzur buluyordu. Asena uykuya dalmışken, Aybars gözlerini bir an bile kapatmamak için çabaladı. Onunla geçirdiği her an, adeta zamanı durdurmak istiyordu.
"Keşke bu an hiç bitmese, bu kadar huzurlu hissettiğim başka bir an yok," diye geçirdi içinden. Asena’nın derin nefesleri, sakinliğini daha da arttırıyor, onun varlığı Aybars’ı tamamen etkisi altına alıyordu. Sabaha kadar böyle kaldılar, Aybars’ın gözleri, Asena’nın her nefes alışında gülümsemekten başka bir şey yapamıyordu.
Güneş doğduğunda, Asena hafifçe kıpırdanmaya başladı. O an, Aybars gözlerini kapadı, sanki tüm gece boyunca uyuyormuş gibi yapmak için. Gözlerini açtığında, yeni bir güne Asena ile başlamanın huzuruyla gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK ÇIĞIR | 18+
Novela JuvenilHiç karanlığa ilgi duydun mu? - - - - - - - - - - - - Aybars, yeraltı dünyasının en tehlikeli liderlerinden biri olma yolunda ilerlerken, hem geçmişinin hem de içindeki karanlığın efendisi olmaya mecbur. Çocukluğundan gelen yaralar ve bastıramadığı...