Binbaşı Imp Yb

1.

Ankara/Türkiye
Günlerden pazartesi olmak üzereydi Barca komutan her askerini hazırlatmış sabah 5 te istanbul havalimanından Moskovaya kalkmak üzere İstanbula gidiyorlardı

Her askeri düşünceli ve yeniliğin getireceği hafif heyecan vardı ne olucaktı nasıl bi yerdi hepsi düşünüyordu askerler İstanbula varmışlardı hepsi sivil kıyafetleriyle havalimanında beklerken Barca komutan ve Yüzbaşı kenan birlikte havalimanına gelmişlerdi Barca komutan oldukça sportif ve şık gözüküyordu tüm askerleri öyleydi kalkışsa son yarım saat kala Barca komutan askerlerini uyarıyor her uyarışında sinirleniyordu.

"Kız arkadaşlarınız anneleriniz kız kardeşleriniz hepsi burada kalacak özleminizi içinizde tutacaksınız asker anlaşıldı mı" hepsi bir ağızdan anlaşıldı komutanım derken havalimanında birkaç göz onlara çevrilmişti Barca komutan bilerek az insan olan yerde yapıyordu bu konuşmalı çünkü şimdi sivillerdi

Kalkış anonsu yapıldığında Barca ve kenan komutan önden uçağa doğru ilerlediler yanlarında yeterli kişisel eşyaları vardı askeri kıyafetleri ve eşyaları Türk konsolosluğundan alıcaklardı.

Hepsi uçaktalardı yüzbaşı ve Barca birlikte askerlerinin dosyalarına bakıyor ve gidecekleri üssü konuluyorlardı askerler ise kendi aralarında gırgır şamata döndürüyorlardı tam çaprazlarındaydı komutanlar çok ses çıkarmadan konuşmaya çalışsalalarda her biri bir ağızdan konuşusunca uğultu oluyor Barca komutanın tek bir bakışı onların seslerini kesmelerine yetiyordu

Ölüm Timi
Emir aralarında yön bilgisi en kuvvetli askerdi bi çeşit timin pusulasıydı
Mete aralarında en atik olanıydı koşularda hep birinci askerdi lakabı flaş tı
Tolga aralarında en iyi yüzen askerdi lakabı deniz erkeğiydi
Ulaş aralarında en kısası (180) ama en iyi keskin nişancısıydı
Kenan yüzbaşı Barca binbaşından sonra timin en rütbeli kişisiydi
Barca binbaşı takımın beyni en donanımlı en bilgili en zeki komutanı lideri

2 saatlik uçulun ardından Moskova'ya soğuk memlekete inmişti Tim ellerinde valizler havalimanında oldukça kasvetli soğuk hava ile camdan dışarı bakıyorlardı Barca komutanın yönlendirmesiyle tüm tim arkaya araçaların onları alacağı yere gittiler bu araçlar bizzat Korhan albay tarafından hazırlanmış Türk milletinin özel araçlarıydı Binbaşı ve yüzbaşı öndeki araca diğer tim üyeleri arkadaki araca iki konvoy halinde konsolosluğa gidiyorlardı Barca elinde üssün krokisi inceliyor yüzbaşı aracı süren rus şoföre gerekli bilgileri söylüyordu tek Rusça bilen kenandı

Öncelikle tim konsolosluğa gitti orada çok güzel karşılandılar hatta konsolos üyesi Barcaya çok yakın davranmıştı herhangi bir durumda aramasını her dakika telefonunu açık tutacağını söylemişti Barca bunu aklına not ederek eşyalara baktı her askerine üniforma Rusya ya da gelseler tabiki ki şanlı Türk üniforması giyeceklerdi ve gerekli silah teçhizatların olduğu iki arabaydı konsolos üyesi öndeki malzeme dolu pikapta ve birkaç Türk konsolos üyesi daha üsse kadar eşlik edeceklerdi bunları bizzat albay Korhan hazılamıştı

Mete gergince arkadaşlarına "oğlum napıcaz şimdi" derken Emir "25 dakika sonra Rus askerlerle karşılaşıcaz olucak olan o" dediğinde herkes gergin nefes vermişti.

Arkadaki araçta Barca ve Kenan "sanırım benimde rusça öğrenmem lazım neydi şu binbaşının ismi" dediğinde,kenan gülümsedi "Igor hem onlar Türkçe öğrensin komutanım" dedi gülümsediler gerginlik alıcı bir andı.

Yazardan

Kapılar açıldı zaten beklenen araçlar içeri girdi 4 zırlı araç aynı anda dizilip durdu ilk inen kişi Türk konsolosluğu ve üyeleriydi o sırada üssün ana binasının önündeki bahçede tek sıra halinde dizilmiş askerlerin hepsi araçlara bakıyordu başlarında Aleksey albay ve Igor maxim binbaşı vardı hepsi gelecek olan askerleri bekliyordu yarısı kinle yarısı öfkeyle yarsı da bilinmezlikle fakat Igor ise öfke ve önyargıyla bakıyordu başı dik boyu ve kalıbı ortadaydı zaten çok uzaklardan gözükürdü Igor dikkat çekerdi o boyu ve fiziğiyle Igor sert çehresinden bakarken iki arabanın her kapısı açıldı ve içerisinden Türk askerleri indi belliydi Türk oldukları Ruslar gibi sarışın değillerdi esmer veya kumraldı tabikide bunlar bi genellemeydi ama askerler de öyleydi işte