Birlikte üsse gelmemizden 2 gün geçmişti artık eğitimler sıkılaşmış toplantılar artmıştı. Albay yani babam her daim tepemizde nefes dair aldırmıyordu, Barcayı çok az görüyordum,eğitim alanlarında birde akşam üzerileri yüzbaşı Kenan ile, birlikte konuşuyorduk aksi bir durum yoktu.
Beni güldürüyordu bana iyi geliyordu kendimi nasıl anlatsam iyi hissettiriyordu hiç olmadığım kadar bu bana başarım ile verilen bi his bile değildi yükselmek için çok çabalamıştım fakat başarı bu denli hissettirmemişti.
Kendimde itiraf etmeye zorlandığım değişiklikler yaşanıyordu neden olan kişi belliydi asla şikayetçi değildim ama her şeyin bi zamanı vardı. Bu his bana bile yabancıyken tutup ta harekete geçemezdim açıkcası korkuyordum. Korkusuz bir askerken birinin tavrından korkuyordum, sabredecek sonunun da iyiliği için savaşıcaktım.
Odamın penceresinden tıpkı onun gibi camı izlemeye koyuldum ellerimi geniş pantolonumun cebine attığımda Moskovada havalar oldukça modundaydı biz Ruslar bunun için doğmuştuk.
Başımı bir karış daha indirdiğimde gözlerimin görmeyi aradığı bedeni bulmuş gibi donakalmıştım. Beni bekliyordu aşağıda yüzbaşı Konstantin ve yüzbaşı Kenan ile konuşurken akşam eğitimi de bitmiş günün kritiğini yapıyordu.
Bir süre aşağı bile inemedim inerken onu izlemeyi kaybedeceğim süreyi bildiğimden, sol elindeki sigarayı dudaklarına götürüp geniş sırtı ile soğuğa asla alışık olmayan bedeni hafif hafif sallanıyordu.
Ağzındaki sigarısı ile ellerini cebine koyup bıyıklı dudaklarından çekiyordu zehirli dumanı, duman burnundan çıktığında sigarasını eline almamıştı. Eli üşüyor diye geçirdim içimden oldukça üşüyor olmalıydı ki sigarayı tuhaf içiyordu yalnız olsak ona binlerce şaka yapabilirdim.İstekle aşağı yöneleceğim sırada normalde sigara atılan hatta benim yüzbaşım Konstantinin sigarasını çoktan bitirip izmariti yere attığını görmüştüm. Söndürmemişti bile ama Barca o an üşüyen esmer tenine tezat kırmızı eliyle ağzındaki sigarayı alıp ta ilerideki çöpe gittiğinde, sigarayı metal konteynırda söndürüp izmariti çöpe atmıştı. Bunu görüp yaptığından utanan Konstantin yüzbaşı yere eğilip izmaritini aldığında Kenan yüzbaşı da komutanının yaptığı gibi yanına gidip sigarayı söndürüp atmıştı.
İçimi ısıtan dişlerim görünecek kadar gülümsememi sağlayan bu görüntü ile o kadar şaşkındım ki, Barca herkese iyi örnek olarak kalmıyor bana çok yakından tanıdığım birini, kendimi hatırlatıyordu. Barcanın eli Kenanın ensesine gittiğinde bir iki kere vurmuştu konteynır başında kesinlikle komik bir görüntüydü kim bilir neye kızıyordu.
Daha fazla kalamadım aşağı indim konteynır başındaki üç beden bana döndüğünde yüzbaşıları anında esas duruşa geçmişti. Gözlerim Barcanın suratını turlarken gülümsemesi tebessüme dönüşüp bana bakarken yakalamıştım "komutanım bugünkü eğitimde Yuriy çokça zorlandı diğerlerinden az şınav çekti" Konstantin yüzbaşımın sesi ile kulağım ondayken gözlerim karşımdaki bedende onu dinledim.
Yuriy' in performansının düşüklüğünün farkındaydım yarın ona daha çok eğitim verecek gün sonunda onu pişman edicektim sinirli bakışlarım Konstantini bulurken anlamıştı ben eğitimden kaçınmaya gelemiyordum bu eğitimler olası savaşta onların sınırları için önemliydi sorumsuz asker istemiyordum!
"Дайте Юрию ночную смену на 3 дня."
(Yuriy'e 3 gün gece nöbeti yaz)Başımı iki yana salladığımda Barca da Kenan ile konuşuyordu ben Yuriye oldukça sinirliydim, ellerim kaşınıyor istekle yumruklamak istiyordum Barcanın sert sesini duyduğumda bakışlarım ona çevrildi "Kenan Tolgaya söyle o aklındaki her neyse çıkarsın kafasından adam akıllı dursun eğitimlerde çok saldı kendini"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Binbaşı Imp Yb
AksiyonTürkiye'nin özel eğitimli timinin Moskova'da bir üsse 6 aylık eğitime gitmesi ile başlar. İki psikopat binbaşı nefretlerini gizlemezler ikisi de milliyetçelik doludur nefret sırasında yaşanacak olaylar ikiliyi birbirine nasıl çekicek? slowburn