aksiyonlu bir günün ardından size bölüm yazmaya geldim, ne zaman yayınlarım bilmiyorum maksat taslakta bölüm biriktirmek 🫡
💐
Genç adamın adımları doğrudan o bilindik sokaklara düşmüştü, her bir adımı yerde biriken su göletlerini havaya kaldırıyor gürültü yapıyordu üstelik çamurlu su nedeniyle botları ve paçaları kahverengiye bürünmüştü. Giydiği kapüşonlunun şapkası kapalıydı kafasına geçirdiği siyah şapkanın sert ucunu yüzüne doğru indirmişti, tamamen tanınmaz haldeydi.
İşinde başarılı etrafa neşe saçan ve her zaman bir elinde çantasıyla duran diğerinde ise bir demet rengarenk çiçeklerle gezen Jeon Jungkook'tan eser yoktu. Eskiden karşılaştığı her insana güzel gülümsemesini sunup iyi günleri olması için dilekler tutardı, hiç onları tanımamasına rağmen hem de.
Evden çıkmadan bayan Choi ile tüm ciddiyetiyle konuşmuştu işinin fazla uzun süreceğini haber etmişti kadına, neyse ki Beomgyu ona sorun çıkarmamış Yeonjun ile oyuna dalmıştı. Genç adamın şimdilik tek dileği ona zarar gelmemesiydi, zaten sarışını kaybetmişken ona bir şey olursa asla kaldıramazdı.
Zavallı kadın Jungkook'a kapıyı ilk açtığında çığlığı basmıştı, nerden bilsin genç adamın karşısına zebani gibi çıkacağını ortalığı birbirine karıştırmıştı. Neyse ki bay Choi sayesinde sorun çözülmüş Jungkook onlardan onayı aldıktan sonra apartmandan ayrılmıştı. Onlara büyük bir sıkıntısının olduğunu söylemişti belki geriye sağ sağlim dönemeyeceğini ima etmişti. O yüzden yetimhanenin adresini bir kağıda yazıp dönmezse çocuğu oraya bırakmalarını söylemişti.
Ne kadın ne de onun eşi buna razı olmuştu, Beomgyu ile kısa süredir tanışıyor olmalarına rağmen onu fazlasıyla sevmişlerdi. Hem yaralı bir çoğu travmaları olan yetimhaneye bırakmak istememişlerdi. Jungkook yürüdüğü yol boyunca onların ne kadar hayırsever bir aile olduklarını düşünüp durmuştu.
Park malikânesinin kapısında bekledi ve sert botlarını devasa demir kapıya geçirdi. İçeriden silahlı bir adam çıkmıştı Jungkook'un hareketlerine dayanamayıp. Genç adam onun üzerine doğru yürüdü ve saniye olsun düşünmeden adama yumruklarını geçirmeye başladı. Aynı zamanda içeriden çıkan bir başka adamla mücadeleye girmişti. En nihayetinde galip gelerek silahlarını aldı ve kot pantolonunun beline yerleştirdi üzerine kapüşonlusunu indirip silahları gizledi.
"Neredesin şerefsiz?!" diye bağırdı üç katlı geniş malikâneye doğru. Silahlı birkaç adam ona uzaktan bakmakla yetindiler, belli ki üstlerinden emirler almışlardı bu yüzden işlevsiz bekliyorlardı.
Jungkook kimsenin dışarıya çıkmayacağını anlamış giriş kapısını zorlayıp içeri dalmıştı. Gerçi kapı kilitli olsa bile pencereleri kırarak da içeriye girebilirdi. O derece deliye dönmüştü, adını bile unutacak haldeydi. Jungkook'un yerine bambaşka bir adam gelmiş onu kontrol ediyor gibiydi. Öfkeli, merhametsiz ve intikam arzusuyla dolmuş bu adam pekte güvenli değildi.
"Yine çamurlu ayaklarınla evimi mahvetmeye gelmişsin. Tam da senden beklenecek hareket." uzun merdivenlerden inen adamı görünce Jungkook'un içindeki öfke daha da körüklendi. Yakasına yapışıp onu saatlerce dövmek iseyecek kadar öfke doluydu hatta öldürecek kadar...
"Mujin'in adresini ver bana. Jimin'i alıkoymak neymiş göstereceğim." dedi dişlerini sıkarak. Jimin'in babası önce zengin kahkahası olarak adlandırılan hiçte samimi olmayan kahkahayı sundu. Jungkook'un hâli pek hoşuna gitmişe benziyordu, onu biraz daha delirtmekten çekinmeyecekti.
"Ne o seninki yine mi kaçtı eski nişanlısına. Belli ki dediğin kadar becerememişsin, ilk fırsatta başkasının koynunda nefes aldığına göre." geniş koltukta yayılarak oturdu, evin beyazlığından olsa gerek Jungkook ona bakarken gözlerinin ağrıdığını hissetti. Bu kadar beyaz herkes için göz yorucuydu.
![](https://img.wattpad.com/cover/358537505-288-k373345.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Metro ٭ Jikook
FanfictionJungkook, sevdiği kadına aldığı çiçekleri metrodaki sarışın çocuğa vermişti. Sanıyordu ki bu karşılaşmaları bir tesadüftü ama bilmiyordu ki yaşadığı her şey oyundan ibaretti. semejk, ukemin Başlangıç Tarihi: 19.12.2023 Bitiş Tarihi: 1# metro 10.02.2...