11.BÖLÜM - KİRLİ OYUN
"Heyo!" Gülerek durdum çıktığım şirket kapısının önünde. Ferdi gelmişti. "Gezelim mi?"
"Tabi ki."
"Atla bakalım."
Sağ kapıya gidip kapıyı açmadan sordum.
"Nereye gidiyoruz bebeğim?"
"Artvin, Hopa bebeğim." Kapıyı açıp yerime oturdum. Kemerleri taktık.
"Ne yapacağız?"
"Karalar ailesine bir evrak götüreceğiz. Fabrika ortaklığı yapıyorlar. Onların da çay fabrikası var."
"Ay gezesim gelmiş, tamam."
"Tatlı insanlar senin gibi."
"Ya sensin tatlı şebek."
Yola çıktık. Müzik açtı Ferdi. İzmir'de doğmuş büyümüş ama Karadeniz'i içine çekmişti. Sadece Karadeniz şarkıları dinliyorduk birlikte. Amcam aradı beni, o beni kolay kolay aramazdı.
"Efendim."
"Geliyor musun kızım?" Ne bu kızım kızım? Bir şey isteyecek herhalde.
"Artvin'e gidiyorum ben."
"Niye?"
"Gezmeye."
"Ne gezmesi akşam akşam, eve gel çabuk. Kimle gidiyorsun sen oraya?"
"Ferdi'yle gidiyorum, yola çıktım bile."
"Seninle konuşacaklarım var benim."
"Ben konuşacak durumda değilim amca. Yoldayım şimdi. Hem geç gelirim ben, sabah söylersin ne söyleyeceksen. Kapatıyorum." Kapattım. Hiç keyfimizi bozmadık. Mısırı kıruttun mi türküsünü duyunca son ses açtık. Bir yandan story çektim aylar sonra. Sosyal medyayı aktif olarak kullanmam ama bazen böyle bir ritim yakaladığım biri oluyordu yanımda ve bir sürü şey paylaşıyordum. Fotoğraf da çekerim atarım. Yanımda çok yakışıklı bir çocuk var çünkü. Bahar sitem eder ama olsun.
Epey bir yol geçtik. Yaklaşırken müziği kapattı Ferdi.
"Murat abi var üsteğmen, yakın zamanda sevdiği kızı kaybetti."
"Ne diyorsun sen?"
"Onu da görürüz orada, halini sorgulama diye diyorum. Ben bayağıdır tanıyorum, normalde çok eğlenceli bir adamdı ama işte başına bu geldi maalesef."
"Ay çok üzüldüm."
"Hele biz. Cenazesini görsen tıklım tıklımdı. Bir tabur asker geldi, meğer şehit kızıymış."
"Ferdi beni boğdun."
"Ben uzun süre şokta kaldım Deniz, o kadar üzüldüm ki. Ah fena oldum yine. Geldik" diyerek bir bahçeye girdi. Evden genç bir çocuk çıktı.
"Mısırı kıruttun mi? Ambarda duruttun mi?" diye söylüyor, oynuyordu. Ferdi'yi etiketledim, o da molada story koydu. Herhalde bu çocuk onu gördü. Arabadan indik. "Hoş geldin."
"Hoş buldum Mete." Sarıldılar. "Tanıştırayım Deniz, arkadaşım."
"Sende hoş geldin." El sıkıştık.
"Hoş buldum."
"Buyurun buyurun, kaynananız seviyor sizi, yemeğin üstüne geldiniz." Eve girdik. Montlar çıkarıp çantamla birlikte astıktan sonra mutfağa geçtik.
"Merhaba."
"Hoş geldinuz, hoş geldinuz" dedi evin annesi. Hemen sıradan tanıştım herkesle. Afife Hanım, Dursun Bey, Darhan Yüzbaşı, eşi Nuray, Üsteğmen Murat. Murat'a nasıl baktıysam başını iki yana salladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YİNE DE SEN
Romance" Ona dokunma Tufan. Lütfen. " " Ben senden başka kimseye dokunamam Yasemin. Sana yemin ederim ona elimi bile sürmeyeceğim." "Kendi ellerimle ateşe attım sanki seni. Kalbim sıkışıyor Tufan, yapma. Vazgeç bu evlilikten, gidelim buralardan." "Kaçmad...