BÖLÜM 11 PART II - SENİ MERAK ETTİM

86 3 0
                                    

susmasındı. Bir şey söylesin diye yalvarabilirdi. Biraz olsun yardım etsin istedi. Genç adam artık tek başına bu aşkın üstesinden gelemiyordu. Susmasın. sustukça yanlızlık çöktüğünü hissetti o an işte, sevdiği hala susmaya devam ederken. Ne kadar kırılsada ah etmezdi hakkı yoktu davetsiz bir misafirdi o. Yinede sordu kendi kendine. Bu yazık hikayenin... neresindeydi?



*

KORDELYA GARABED den

Iraz kalbimde daha önce hiç hissetmediğim duyguları hissetmeme neden olmuştu.

Onu istemiştim.

Onu tanımıyordum bu yaptığım yanlıştı belki ama onu bende istemiştim. Ne kadar birbirimizi tanımıyor olsak ta sanki hep etrafımdaymış gibi, o geçilmez kapılarını bir açsa belki de hep yanımdaymışım gibi hissedeceğim. Uzak bir yere gitmiş ve oradan dönmüş yarım bıraktığımız şeyleri tamamlıyormuşuz gibi.

Dün ve bugün olanlar... her şey çok hızlı gelişti. Ne durumdaydık ve ne duruma geldik. Bu sanki hayatımızın oynadığı bir oyun gibi. Ona karşı hoşlantı hissettiğimi biliyordum ama bu yaşananlardan sonra daha fazlası olduğunu anladım.

Biz onunla tanışmayacağız. Çünkü birbirimizin hayatına çoktan girdik. Tanışma gibi bir saçma bir şey ortaya atmıştım ama biz birbirimizin hayatında bir dönem başlatmıştık.

Ve şunu fark ettim ki... bizim aramızda çok büyük bir tutku var. Hissediyorum o benim hayatımda bundan sonra hayatımda önemli bir yerde olacak.

Odadan çıkar çıkmaz elimi tuttu. Merdivenlerden inerken onu inceledim. Beyaz dar bir tişört ,koyu lacivert tonu pantolon ve beyaz ayakkabıları ile göz dolduruyordu.

Mutfağa kahvaltı için girip masaya yöneldiğimizde içeride beş kişi fark ettim. Dördü genç oldukça güzel ,sarışın uzun boylu kadınlardı. Diğeri ise neredeyse ellilerine yaklaşmış, yaşlı ama bakımlı kadın.

Kızları görünce şalterlerim attı resmen. Kaşlarımı çatarak onlara kırk yıllık düşmanımmışçasına baktım.

Iraz bakışlarımı fark etmiş olacakki beni daha çok kendine çekip yapıştırdı.

Kısa ama güzel kahvaltının sonlarına doğru ıraz "züheyla abla, arabamı hazırlasınlar" dedi

Adının züheyla olduğunu öğrendiğim kadın kafasını sallayıp gitti.

Portakal suyumdan bir yudum daha alıp ıraz a baktım.

Ne kadar güzel, ne kadar da ulaşılmaz duruyor.

Ona bakışlarımı fark etmiş olacakki kafasını kaldırıp bana baktı. Gözlerimiz birleştiğinde iç çekmemek için kendimi tuttum. Siyah gözleri bir girdap gibi beni içine çekiyordu.

Aklıma gelen ile gözlerimi kısıp bir süre ona baktım. anne babasını hiç görmemiştim. Yurt dışında olabilirlermiydi acaba? Yada ıraz tek mi yaşıyordu ,ailesi başka bir yerdemi yaşıyordu?

Neyse zaten karşılaşmaya hazırda değilim.

Iraz da gözlerini kısıp gülümseyerek bana baktıktan sonra yanıma geldi.

Sandelyemi çekti ve elimi tutup beni ayağa kaldırarak sıkıca bana sarıldı.

Kısa bir süre afallasamda bende kollarımı ona doladım. Başımın üstünü öpüp benden uzaklaştı ve elimi tuttu.

Kaybolan SADAKAT (SUİKAST )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin