İyi okumalar 😚😚
•
(3 ay sonra...)
Bahar gelmiş, havalar ısınmış ve ağaçlar çiçek açmıştı. Sarayın arka bahçesinde oturan omega'lar ise çok huzurluydu.
Hoseok'un oğlu Seung-min ve Vien'in kızı Min seo biraz ilerde oyun oynuyor, Hoseok, Vien ve kraliçe Jimin ise biraz önce önlerine getirilen çayı içiyorlardı. Rüya gibi bir gündü, belki de rüyaydı.
"Doğuma da az kaldı, kraliçem. Bebeğe isim düşündünüz mü?"
Hoseok'un sorusunu duyunca elini kocaman karnına sarıp gülümsedi kraliçe. Doğuma az kalmıştı ama henüz isim düşünmemişti.
"Kralın önerileri var ama, henüz karar veremedik. Özel bir isim olsun istiyoruz."
"Haklısınız kraliçem."
İkilinin bakışları saatlerdir sessiz olan Vien'i buldu. Bahçeye çıktıklarından beri ağzını açmıyor, sessizce oyun oynayan kızına bakarak iç çekiyordu. Bugün epeyce durgundu.
"Vien, bir sorun mu var? Geldiğimizden beri sessizsin."
Dakikalardır elinde tuttuğu, soğumuş fincanı ortaya bırakıp geri çekildi. Vien'in boş bakışları kraliçe ve Hoseok arasında gidip gelirken, derin bir nefes alıp ayaklandı.
"Benim, gitmem gerekiyor."
"Nereye?"
"Uzağa.. çok uzağa."
Jimin ve Hoseok telaş içinde oturdukları yerden kalkıp Vien'i durdurmak için öne atıldılar. Omega, diğer ikiliyi beklemeden kızına doğru gidip onu kucağına alıp doya doya öptü. Kendisinin kopyası olan kızını yere bırakıp kendilerine dolu gözleriyle bakan kraliçeyi işaret ederek yanına gitmesini istedi.
"Vien, dur gitme!"
"Hyung, Min seo sana emanet."
Cümlesinin ardından yürüyüp gözden kaybolan omeganın arkasından ağlayarak seslenen Jimin, kocaman karnı ve kucağına tırmanan Min seo yüzünden yerinden hareket edemedi. Sadece ağladı ve gözden kaybolan kadının arkasından bağırdı acı içinde.
"Omegam, uyan.."
"Güzelim."
Son üç aydır olduğu gibi, uykusundan ağlayarak sayıklayan eşini nazik bir şekilde uyandırmaya çalışan alfa derin bir nefes aldı. O talihsiz olay yaşandığından beri omegası hiç iyi değildi. Hem nasıl iyi olsundu ki, kardeşinin başına gelenler az mıydı.
Eunwo, öldürülen babasının intikamını almak için kutlama günü kraliçeye saldıracakken Vien önüne atlamış, göğsünden hançerlenmişti. Eunwo orada yakalanıp zindana götürülmüş, daha sonra öldürülmüştü ve en iyi şifacılar saraya toplanmıştı.
Seokjin'in kucağına alıp şifahaneye götürdüğü omegasının orada suyu gelmişti. Bir yandan Vien'i yaşatmak diğer yandan ise bebeği sağlıklı bir şekilde doğurtmak çok zordu o an. Neyseki bebek sağlıkla doğmuştu ama Vien'in durumu hiç iyi değildi.
Komutan Seokjin kızının doğumuna bile sevinemeden aldığı acı haberle yere yığıldı. Bebeğin doğumunu büyük bir hevesle bekleyen herkes, o gün acı içinde ağladı. Anın şokuyla bayılan kraliçe ise kendine geldiğinde suçluluk duygusuyla kimsenin yüzüne bakamadan köşeye sinip içli içli kardeşi için ağlamıştı. Şimdi ise aradan koca üç ay geçmişti.
"Dayanamıyorum Jungkook.. boğuluyorum."
"Jimin'im, güzelim benim. Sen üzülünce bebeğimiz de üzülüyor, yapma böyle."
Birde Jimin'in kendinden önce düşünmesi gereken bir bebeği vardı. Üç ay önce, o gün bayıldığında hamile olduğunu öğrenmişti. Büyük bir heves ve inançla beklediği haberi duyduğunda ise daha çok yıkılmıştı. Böyle olmamalıydı, bu şekilde öğrenmemeliydi.
"Ama hayatta her istediğimiz olmuyordu işte."
Çok acı çekiyordu kraliçe. Kral Jungkook her daim yanında oluyor, iyi olması için uğraşıyordu ama olmuyordu. Kraliçe kendini suçlamaktan geri durmuyordu. Özellikle Min seo'yu her gördüğünde, çektiği acı ikiye katlanıyordu.
Jungkook, omegasını göğsüne çekip saçlarına dudaklarını bastırıp sıkıca öptü. İyi olsun diye uğraşıyordu ama her defasında çaresiz kalıyordu. Bebekleri dördüncü ayına girmişti ve kraliçenin sağlıklı, düzenli beslenmesi gerekiyordu. Kendini üzmemesi, stres yapmaması gerekiyordu ama artık bunlar hayatlarının bir parçası olmuştu sanki.
**
"Güzel kızım.. anneyi özledin değil mi?"
Komutan Seokjin, küçük kızının seyrek saçlarını okşayıp kısık sesle konuşuyordu. Min seo annesinin feromonlarını doya doya koklayamadığı için huysuzdu ve sürekli ağlıyordu. Seokjin ise saraydaki görevlerinden elini çekmiş tüm zamanlarını biricik kızına adamıştı. Birde eşi, güzeller güzeli omegası yanında olsaydı ondan mutlusu olmayacaktı.
"Bende çok özledim anneni. Mavi gözlerini, güldüğünde dudağının kenarında oluşan minik gamzesini, hayat veren kahkahasını çok özledim.."
Uyuyan bebeğe dolu gözleriyle bakıp iç çekti.
"Annene çok benziyorsun, biliyor musun? Keşke o da uyanıp görse senin bu güzelliğini.. Min seo, annen uyanır değil mi?"
Küçük kızından başka kimseye içini dökemiyordu rahatça. Doğumdan sonra Vien'in durumu git gide kötüleşmişti. Şifacılar ne kadar uğraşsa da omega uyanamamıştı. Yaşıyordu ama ölü gibiydi. Kral Jungkook pes etmemiş bu üç ayda şehir şehir en iyi şifacıları aramış ve saraya getirtmişti.
Üç aydır uyuyan omega'nın durumu şükür ki iyiye gidiyordu ama hâlâ gözlerini açmış değildi. Uyansın, biricik kızını, alfa'sını ve sevdiklerini görsün diye bekliyordu herkes.
Hoseok ise kardeşinin yaptığı hainlikten kendini sorumlu tutmuş ve ne ceza verilirse kabul edeceğini söylemişti. Ama onun da bir suçu yoktu ki. Zaten Eunwo, babasının ölümünden kraliçe ve abisi Hoseok'u sorumlu tutmuştu. Muhafızlar onu zindana götürdüğün oraya gelen abisi Hoseok'a saldırmaya çalışırken komutan Namjoon dayanamamıştı daha fazla, kellesini bedeninden ayırmıştı.
Vien'den bir ay sonra da Hoseok doğum yapmıştı ama o da ruhsuzdu kraliçe gibi. Lakin hepsinin iyi olması gerekiyordu. Zorlu bir hamilelik geçirecek olan kraliçe, kendi evladı ile birlikte Vien'in kızı Min seo'yu da emziren Hoseok ve Seokjin. Hepsi toparlanmalı ve iyi olmalıydı.
Komutan Seokjin, güzeller güzeli kızını kucağına alıp yan tarafta uyuyan eşinin yanına götürmek için ayağa kalktığında, kapıyı çalıp ardından içeri giren kraliçeyi görünce önünde saygıyla eğildi. Kraliçe Jimin, bir an olsun Vien'i yalnız bırakmıyordu. Sürekli odaya gelip başında saatlerce oturup konuşuyor, uyanması için dualar ediyordu.
"Hoş geldiniz, kraliçem."
"Min seo nasıl, iyi mi?"
Başını sallayıp onayladı Seokjin. "İyi kraliçem,daha da iyi olacak."
"Olacağız.."
Cılız feromon kokusunu soluması için Min seo'yu Vien'in yanına yatırmak isteyen Seokjin kraliçe ile birlikte kocaman odanın diğer ucuna geçti.
Gözleri kapalı omeganın yanına yaklaşıp Min seo'yu göğsüne yatırdığında kendisine dönen bakışlarla içi titredi alfa'nın. Aylar sonra omegası gözlerini açmış kendisine bakıyordu. Rüya mı görüyorum diye düşündü ilk başta, heyecanlı bakışlarını kraliçeye çevirdiğinde onun da kendisi gibi Vien'in solgun gülümsemesine baktığını görünce emin oldu.
Vien, omegası yaşıyordu ve sonunda gözlerini açmıştı.
••
Size kıyamadım yoksa toplu katliam vardı.yani bilin istedim.😏🥱

ŞİMDİ OKUDUĞUN
WİLD FLOWER
Fiksi Penggemar[Tamamlandı] Kraliçesi olduğun krallığa varis verebilmek için en fazla ne kadar ileri gidebilirsin ki? Jikook AlfaJk OmegaJm Mpreg #jikook 1.❄️ #bottomjimin 2.❄️ #omegajimin 1.❄️