Birden var olan rastgelelik. Bazen rahatsızlık değil mutluluk sahroşluğunu getirir yanında.
Rin dünden beri telefonunda var olan numaraya inanamadan bakıyordu. Gerçekten oradaydı. Onunla konuşmuş ve tanışmıştı. Rüya değildi bu tamamen gerçeklerdi.
İsagi'ye mesaj yazıp onunla konuşmak istiyordu ama aynı zamanda korkup tereddüt ediyordu. Bu yüzden dün yazdığı merhaba dışı tek bir şey bile yazamadı.
Kendini rezil hissediyor. Ne yazabiliyor ne de önünde duran kitaba odaklanabiliyor. Ne de soyduğu mandiladan yiyebiliyordu. Telefon elinde öylece dururken masaya iyice yaslanmış kollarınıda masaya tamamen uzatıp öylece telefona bakıp bakıp duruyordu.
Rin iç çekti ve masadan çekilip sandalyesine yaslandı. Gerçekten umutsuz vakaydı ve bir konuşma başlatmanın bu kadar zor olduğuna inanamıyordu. Basit bir günaydın yazmak bu kadar zor olamaz...
Ama sanırım çok fazla insanlarla iletişime girmediği için ona zor geliyordu. Tuhaf olmak veya öyle gözükmek istemiyor. Her şeye rağmen iyi bir izlenim bırakmak istiyor. Belki psikologta tanıştığı biri için boş endişelere sahip olabilir. Onu yargılayacağını düşünmesi boş endişelerdir sadece.
Yinede korkuyor. Her şeyi eline yüzüne bulaştırıp onu kaçırmaktan korkuyor.
Rin yine umutsuzca iş çekerken bildirim ekranında beliren mesaja baktı.
"İsagi: Günaydın Rin. Uyanık mısın? "
Tabiki uyanığım diye geçirdi içinden Rin. Yinede ne yazacağını başta bilemedi. Ama çok mutlu olmuştu. Çünkü ilk İsagi yazmıştı ona.
Daha fazla İsagi'yi bekletmemek için hızlıca bir mesaj yazdı.
"Günaydın. Kahvaltı ettin mi?"
Tarzı bir şey yazıp hızlıca yolladı. Bir süre İsagi ile beraber mesajlaşıp durdular. O süre boyunca Rin gülümsemeden duramadı. O kadar mutluydu ki. İsagi onu çok mutlu ediyordu. Tarif edemeyeceği hislerdi o an hissettikleri.
Sanki zaman durmuş ve her şey geçip gitmişti. Tüm acıları uçup gitmiş ona acı veren her şey silinmişti. Sonrada zaman tekrar akmaya başlamış ama bu seferde oldukça hızlı bir şekilde akmıştı zamanın kum taneleri.
Rin kıkırdardı. İsagi'nin bu kadar büyüleyici olması inanılmazdı. Tıpkı rüyalarında gibiydi. Mükemmel bir insandı her hali ile. Arada sırada çok random konuşuyo bir şeyler atıyordu. Dün çektiği ay veya kedi resmi gibi.
Rin bu rastgeleliği sevdi. Tuhaf bir şekilde bilinmez hareketleri çok hoşuna gidiyordu. Birden bir şey diyip o konu hakkında susup başka konuya geçmesi. Bazı anlattığı şeyleri yarım bırakıp başka şeyler anlatmaya başlaması. Oldukça rastgeleydi. İsagi'yi bir yandan özel yapan şeyde buydu. Başkası yapsa büyük ihtimalle rahatsız olurdu. Bilinmez ve yarım kalan şeylerin büyük bir hayranı değildi. Anlatılan şeyin sonu, başı ve ortası olsun isterdi. Aradan birinin bile eksik olması rahatsız ediciydi.
Ama İsagi ona rahatsız edici gelmiyordu. Aksine rahatlatıcı geliyordu. Sanırım onu o yapan şeyde bir yandan buydu. Bu yüzden özel geliyordu ona.
MERHABAAA
NASILSINIZKısa tatlı(?) bir bölüm atıp yok olmaya geldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
portre, rinsagi
Fanfictionangst intihar ve intihar söylemleri. Rüyalarımda gördüğüm adam. Büyük ihtimalle gerçek hayatta kalabalık arasında gördüğüm hiç tanışmayacağım bir yabancı. Yinede beynim o kadar insan arasında onu aklına kazıdı ve rüyamda bana sundu.