Bundan çok emin değilim ama yeme bozukluğu uyarısı eklemem gerektiğini düşündüm. Lütfen sizi rahatsız ediyorsa bölümde o kısımları geçin veya direkt bölümü okumayın. Diğer bölümde görüşmek üzere. Lütfen kendinize dikkat edin ve güvenli kalın.Otobüs durağındaki buluşma.
Rin dağılmış saçlarını toparladı. Ardından aynada iyice kendini kontrol etti. Bugün için en iyisi olması gerekiyordu. Hatta ondan daha iyisi. Kusursuz olmalıydı. Sadece arkadaşca bir buluşma ama yinede Rin kendini çok kaptırdı. Sanırım İsagi ile dört aydır konuşuyorlardı. Sonunda bir buluşma ayarlayabilmişlerdi.
Rin bir kez saçlarını kontrol ettikten sonra çantasını kapıp evden çıktı. Buluşma için seçtikleri bekleme yeri otobüs durağıydı. Oradan buluşup bir kafeye gidip bir şeyler yemeyi planlamışlardı. Rin bir şeyler çizmeyide planlıyordu. Belki İsagi'nin göz atmasına izin verebilirdi. Temiz bir defterdi. Geçmişte yaptığı potreler bu defterde yoktu. O yüzden içi rahattı. Mükemmel buluşmasını hiçbir şey bozamaz.
Buluşacakları yere vardıklarında Rin durmadan sağ ve soluna baktı. Heycanlıydı.
İsagi ona doğru gelirken el sallayıp gülümsedi. "Merhaba!"
"Merhaba! Sabahın nasıldı?"
İsagi kıkırdadı. "Sabahım? Meh iyiydi sanırım. Senin nasıldı? "
"İyiydi. Seni gördüm daha iyi oldum şimdi."
"Büyük laflar."
"Biliyorum."
İsagi, Rin'in koluna girdi. Beraber yürümeye başladılar. Kafe durağa çokta uzak değildi. O yüzden çok sürmeden varmışlardı. İsagi limonlu cheesecake alırken Rin frambuazlı almıştı. Beraber oturup sohbet ederken cheesecakelerini yediler. Rin aynı zamanda defterine bir şeyler karalıyordu. İsagi ise büyülenmiş bir şekilde onu izliyordu. İsagi için Rin çok yetenekli bir insandı.
"Cheesecake nasıldı?"
"Güzeldi. Hatta gözüm senin frambuazlıda bile kaldı. Bu yüzden bittiği için üzüldüm."
"Benimkinin kalanını yemek ister misin? Onun yerine yeni bir dilimde alabiliz."
"Olmaz yoksa şişmanlarım."
"Şişmanlamak?" Rin bir süre İsagi'yi süzdü. "Bir dilimin daha sorun çıkaracağını sanmıyorum."
"Yok midemi tutmam lazım."
"Buna ihtiyacın olduğunu sanmıyorum. Kilon gayet iyi duruyor. Hatta boyuna göre zayıfsın. Bence fazla yemen daha yararlı olur."
"Hayır olmaz. Zaten gerek yok bir dilim daha yersem kusarım. Çok yemem ben öyle midem bulanır sonra. "
"Yani... Sürekli bu düşünce ile kendini aç mı bırakıyorsun? Bu zararlı İsagi yemek yemelisin."
"Şişman olmak istemiyorum. Açta kalmıyorum. Hem zaten çok yememe gerek yok dedim. Doydum ben."
"Bir dilim daha istediğini söylemiştin..."
"Hayır söylemedim ben öyle bir şey."
"Başka bir şey yiycek misin?"
"Hayır gerek yok. Aç değilim dedim."
"Ama gelirken sabah bir şey yemediğini söylemiştin."
"Öyle demedim. Yedim ben gelmeden önce. Börek yedim otobüste otururken. O an abartmışımdır farkında olmadan. Aç değilim ve doydum. Lütfen daha fazla bu konuyu konuşmayı kes. Midem bulanıyor."
"Ben özür dilerim. Gerçekten amacım bu değildi. Endişelendim sadece. Özür dilerim üstüne gittiysem. Amacım cidden bu değildi özür dilerim."
"Sorun yok..."
"Hadi gel kalkalım." Rin eşyalarını toplayıp ayaklandı. Hızlıca ödemek için kasaya doğru yürüdü. Ardından çok sürmeden geri geldi.
"Hadi gidelim." Bu sefer İsagi'nin koluna girmişti Rin girmişti. "Oturmak için güzel bir park biliyorum. Orada biraz oturur eve gideriz." İsagi olumlu anlamda başını salladı."Güzel olur sanırım parka gitmek."
İkisi parka gidip oturdular. Ufak tatsızlıklarını çabucak unutup konuşmaya daldılar. En azından Rin unutmuştu.
"Gitme vakti yaklaşıyor. Geç kalmayım ben ailem merak eder." İsagi istemeye istemeye kalktı. Rin de onunla beraber kalktı. "Haklısın. Çok geç olmadan gidelim." Beraber otobüs durağına doğru yürüdüler. Nereden bilinmez birden üniversite konusu açılmıştı. Rin biraz untanmıştı çünkü daha önce hiç İsagi'ye bu konu hakkında soru sormamıştı. Ve aradan dört ay geçtiği düşünülünce biraz düşüncesiz hissetti. Öte yandan İsagi bunu umursamadı. Meraklı bir şekilde Rin'in okulu hakkında sorular sordu. "Yani güzel sanatlar fakültesinde okuyorsun? Bu çok havalı."
Rin kızardı. "Yok ya o kadarda değil." Eliyle boynunu kaşıdı. "Sen hangi bölümü okuyordun?" İsagi durakladı. "Havalı bir şey değil. Zaten bana göre bir bölümde değil."
"Eminim havalı ve sana göre bir bölümdür."
"Yok hiç değil. Halkla ilişkiler okuyorum ben. Daha doğrusu okuyordum. Dondurdum bu sene. Okumuyorumda diyebiliriz sanırım o yüzden."
"İyi bir bölüm bu arada. Kötü değil. "
"Grafik tasarım kadar havalı değil ama. Kabul etmen lazım şimdi."
"Yok be. O da havalı bir şey değil ki."
"Öyle diyorsan öyledir sanırım."
"Ah bak! Otobüsün geldi. " Rin parmağı ile gösterdi. "Dolmadan bin çabuk. Eve varınca yaz."
"Sende öyle. Görüşürüz."
Rin, İsagi'yi otobüse bindirdikten sonra banklardan birine oturdu. Geriye kendi otobüsünü beklemek kalmıştı. Bir süre öyle durduktan sonra sıkıldı ve telefonu ile oynamaya başladı. Biri ona Instgramdan mesaj atmıştı. Bu Rin'i şaşırttı. Çünkü Rin'in hesabı neredeyse kimsenin takip ettiği bazı çizimlerini paylaştığı boş bir mesajtı. Birinin özellikle tabımadığı birinin yazması onun için şaşırtıcıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
portre, rinsagi
Fanfictionangst intihar ve intihar söylemleri. Rüyalarımda gördüğüm adam. Büyük ihtimalle gerçek hayatta kalabalık arasında gördüğüm hiç tanışmayacağım bir yabancı. Yinede beynim o kadar insan arasında onu aklına kazıdı ve rüyamda bana sundu.