Arkadaşlar ileriki bölümlerde Hint müzikleri olacak. İnşallah bu bölümü de beğenirsiniz. İyi okumalar :)
Multimedya: Kumru
Bölüm şarkısı: Linkin Park-Castle Of GlassNot: Bölüm düzenlenmiştir.
****
Göz kapaklarımın sızlamasıyla gözlerimi yavaşça açarken, güneşin ışığı gözüme gelmesinden dolayı gözlerimi kısmaya başladım. Aynı zamanda kolumdan birinin beni hayvan gibi dürttüğünü hissettim.Yatağın sağ köşesinde yatıyordum, sol tarafıma hızlıca dönünce abimin bana seslenerek uyandırmaya çalıştığını gördüm.
Tabi hayvan gibi sallamak uyandırmak oluyorsa.
"Kumru uyan! Okula geç kalacaksın."
Tabii ya bugün pazartesiydi ve 3 ay tatilin sonuydu. Ne kadar berbat bir cümleydi öyle. 3 Ay tatilimin sonu. Evet her öğrencinin ağzındaki o kelimeler 'Pazartesi Sendorumu'. Ama bendeki pazartesi değil Okul Sendromuydu.
İçime birden titreme geldi ve bu kelimler bende iki telaşa neden olmuştu. Birincisi okul yeni başladığı için tatilimin ışık hızıyla geçtiğiydi, ikincisi ise benim yeni üniversiteye başlamam ve okuldaki çömez olacağımın telaşı.
12. sınıfı okulun varisi gibi ve okulun en büyükleri havasından uçurumdan düşercesine yaşadığım bu düşüş, benim için büyük değişikliğe neden olacaktı. Geniş açıdan bakarsak lisedeki okulumda belirli bir duruşum vardı. Arkadaş ortamı açısından da, öğretmenler açısından da. Şimdi bu üniversiteye alışmak benim için bir hayli zor olacaktı.
Kafamda oluşturduğum düşüncelerin kötülüğüyle kafamı iki yana salladım ve yataktan doğruldum. Abime sitem edercesine bakışlarla;
"Keşke beni uyandırmadan önce insanlığını unuttuğun yerden alıp öyle uyandırsaydın. Uyandırırken kibar olmayı deneyemez misin sen?" diye çıkışmaya başladım uykunun verdiği sersemlikle.
Abim konuşmanın devamını getirmesiyle sersemliğimi atmaya ve kafamı iyice açmaya çalıştım. "Kumru uğraştırma beni, ya da ben niye seninle uğraşıyorsam ne halin varsa gör," dedi. Abim odamdan çıkarken arkasından öldürücü bakışlarımı attım doğal olarak. İstemeye istemeye sevgilimden ayrılırcasına ayrıldım yatağımdan. Gerçi, hiç sevgilim olmamasına rağmen bu durumu biliyordum. Sanırım etrafımdaki arkadaşlarım ve çevremdeki insanların yaşadıklarından kendimce tecrübeler ediniyordum.
Bunları bir tarafa bırakarak ayaklarımı yere sürüte sürüte banyoya doğru yürümeye koyuldum. Banyoya geldiğimi fark edince direk yönümü aynaya çevirdim. Çünkü banyoya girince yaptığım ilk iş hep aynaya bakmaktı, nasıl göründüğüme bakmaktı.
Aynanın karşısına dikilip kendime baktığımda aynada duran görüntüye pörtlemiş gözlerle baktım.
Saçımın halini görünce ufak çaplı bir şaşkınlığa uğradım. Saçım resmen ötmeye hazırlanan horozun kafasından kalkan tüylere benziyordu.Şaşkınlığımı bir kenara bırakıp hızlıca elimi yüzümü buz gibi akan suda bir kaç defa yıkadım. Suyun soğuğuyla kafam iyice açılmıştı. Yüzümü yıkadıktan sonra kafamı lavabodan kaldırırken aynaya baktım ve bakmamla ufak bir çığlık atmam bir oldu.
Çığlık atmamın nedeni, içeri sinsice girip arkamda beliren Abimdi.
Abim, alaycı bir şekilde kahkaha atmaya başlayınca elime akan sudan arkama dönüp yüzüne attım. Suyla arası benim gibi pek iyi değildi. Abimle sabahın köründe su savaşı yaparken, abimin güçlülüğünden dolayı en çok ıslanan ben olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUH ÇIKMAZI
Ficção AdolescenteBir kız çırpınıyordu, ruhunun gölge ettiği karanlığın arasından. Kimse görmüyordu kaybını, çıkmazda olduğunu. Çırpınışları arasından feryat olarak attığı çığlıkları, kimse duymuyordu. Çırpındıkça okyanusa gömülüyordu bedeni. Kendi yaptıklarının bede...