6."You're really strong and look so fearless."

448 43 6
                                    

Bundan sonra devam edecek olan tek hikaye bu.

Alarmımın çalması ile hızla kalktım.Dolabımın kapağını açtım ve yatmandan önce belirlediğim esofman takımını ve duş almam gerekirse diye yanıma aldığım spor çantasını aldım.
Biraz parfüm sıktım.Stiles mırıldanmaya başladı.
"Nereye gidiyorsun?"
"Malia'nın yanına."dediğimde kafasını kaldırıp pencereye baktı.
"Hava karanlık.Saat kaç ki?"
"5.30.Neyse gitmem gerek Stiles diyerek hızla çıktım ve elimden gelen en hızlı şekilde Derek'in evine koştum.
Saate baktım,tam on dakikada vardığımı fark edince gülümsedim.
Malia beni fark etmemişti.Bağdaş kurmuş bir şekilde her zamanki kahve bardağından kahvesini yudumluyordu.
Uzaktan onu izlemeye devam ettim,bilmiyorum ama tek başına iken ne yaptığını merak etmiştim.
Biten kahve bardağını kenara koydu.
Telefonunu eline aldı,büyük ihtimalle beni arayacaktı.Saate baktım.5.45'di,beni uyandırma saatiydi.
Telefonum çalmaya başlayınca kapattım ama sesi duydu.
"Günaydın."dedim.
Telefonu kapatırken gülümsüyordu.
"Erkencisin."
"Sayende."diyerek omzumdaki çantamla ilerlemeye devam ettim.
Çantayı bir kenara bıraktım ve gülümsyerek ben de ona bakmaya başladım.
"Bugün ne çalışacağız?"
"Bugün koşmayacaksın merak etme."diyimce yanına oturdum.
"Pekala.Ne yapacağız?"
"Ne yapmak istersin?"dediğinde aklıma gelenleri ona söylersem beni öldüreceğine emindim.
"Senin gibi olmak istiyorum."dediğimde gülmeye başladı.Kahkasının arasında "Benim gibi mi?"dediğini duydum.
"Sen gerçekten güçlüsün ve korkusuz görünüyorsun."
Yüzündeki gülümseme birazcık daha azalınca kendi kendine mırıldandı."Evet,öyle görünüyorum."
"Derek'i alt ettin.Onu ben de yapmak istiyorum."

Gülmeye başladı,susmayınca ben devam ettim.
"O kadar mı umutsuz vakayım yani?"
"Hayır,hayır.Iyisin,söylemedim ama çok hızlı bir koşucusun."
Bana iltifat etmesi hoşuma gitmişti.
"Reflekslere çalışalım mı o zaman?Sonra da yakın dövüşe geçeriz."dediğinde gülümsedim.
"Sen ne diyorsan o."

"Elma mı?"diyerek elindeki kıpkırmızı elmaya baktım.
"Biraz kolaydan başlayalım dedim."
"Pekala."diyerek ayağa kalktım ve yanına gittim.
"Elmayı yere düşmeden yakala,senin olsun.Elma seversin değil mi?"dediğinde evet dercesine gülümsedim.

Ayak uçlarımız birbirine değecek şekilde yakınında durdum.Kafamı ayaklarımdan kaldırıp ona baktım.

Kurala göre elmaya bakmamam gerekiyordu.Sadece yüzüne bakmam gerekiyordu.
Bu şekilde yüz hatlarını inceleyecek vaktim olmuştu.
Kahverengi saçlarını yukarıdan toplamıştı,yanaklarının kenarında o yüzünden hiç düşmeyen gülümsemesinden dolayı çizgiler vardı.
Sonra elmanın yere düştüğünü duydum.
Elmayı tekrar eline aldı,bu sefer dudaklarını incelemeye başladım.
Bu sefer gülmüyordu.Belki de onun yüzünü süzmemden rahatsız olmuştu.
Gözlerimi gözlerine diktim.Kahverengi gözleri de benim gözlerime bakıyordu.
Bir süre bakıştık,ifadesi düşünüyormuş havasına büründü ve sonra gözlerini kaçırdı.Tekrar eğilip elmayı aldı,yere düştüğünü bile duymamıştım.
Bir şey demeden yine pozisyonu aldık.
Gözlerinde yine dalıp gittiğimi hissediyordum,gözlerimi gözlerinden çekmemi sağlayan şey ise dudağını yalaması oldu.
"Odaklan."dediğinde yüzüne bakmaktan vazgeçtim.Çünkü ona bakınca başka bir şeye odaklanmak zor oluyordu,üstelik bu kadar yakınken.Gözlerini kapattığında odaklanmak daha kolay hâle geldi.
Elmayı attığını hissettim ve elma yere düşmeden tuttum.
Düz bir sesle "Güzel."diyip döndü.Normalde gülümserdi.
Elmadan kocaman bir ısırık aldım.
"Bugün bu kadar yeter."dedi.Arkası dönüktü,ayakkabısının bağcıklarını bağlıyordu.
"Ama daha yeni geldim."
Sırtı bana dönüktü, kafasını bana çevirdi.
"Bugün yeterince yol kat ettin."dedi.Ayağa kalkıp gülümsedi.
"Yarın tekrar gelirsin.Iyi günler,git ve güzelce bir uyu."

Onunla biraz daha vakit geçiririm sanıyordum.Bugün uyandığımdaki,beni buraya kadar erkenden getiren heyecan gitmişti,tıpkı benim yarısını yediğim ve yemeye devam ettiğim elmamla birlikte gidiyor oluşum gibi.

Malisaac|FreeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin