13."Do you want me to go?"

424 37 7
                                    

Elinde tuttuğu topu oldukça hızlı bir şekilde attı,topu tuttuğumda ona meydan okuyan bakışlar attım.
Ardından attığı iki topu da tuttum,tekrar havalı bir hareket yapmak için yeltendim ama bir anda üzerime hızla top atmaya başladı.
Hiç durmuyordu ve güçlerini kullanarak bir insanın oldukça üzerinde olan hız ve güçle atıyordu.
Topları yakalmakta zorlanmaya başlamıştım.
"Pes!Pes!"
Çünkü topların çocuğunu yakalayamamış,suratıma,karnıma yemiştim.
"Benim sıram!"diyerek yaklaşıktı.
Elimdeki sopayı aldı,ben de onun yerini aldım.

Aynı bana yaptığı gibi yavaştan başladım,sonra hızımı arttırdım.
Son topu da attığımda isyan ettim.
"Yapamadığın bir şey var mı senin?Nesin sen gerçekten?"
"Bir Hale'im,bu yeterli mi?"
Dudak büzdüm,Hale'ler iyilerdi ama Malia harikaydı.
"Susuzluktan öleceğim.!"diyerek su şişemi kafama diktim.
Su içmeyi bitirip Malia'ya döndüm,gözlerini bir yere dikmişti,bana doğru bakıyordu.
"Sen iyi misin?"diyerek yaklaştım.
"Evet,evet,iyiyim."dedi ama onu çok iyi tanımıştım.Kafasına taktığı bir şey vardı.
"Hayır,bir sorun var.Anlat."diyerek elimi elinin üzerine koydum.
"Sadece.."diyerek kafasını yerden kaldırıp dudaklarını dişledi.
"Sözümü yine tutamamaktan korkuyorum."
"Korkuyorsun?Sen?"
Alayla söylediğim soruma kafasıyla onay verdi.
"Sorun benim kontrol edemem mi?"
"Değil.Sorun sen değilsin."

Gözlerimi kahverengi gözlerine diktim.
"O zaman sorun ne?"
Bir süre gözlerimin içine baktı,sonra gözlerini kapatıp açtı.
"Hiçbir şey."

"Malia.."diye fısıldayarak bana doğru bakmayan suratını yavaşça kendime çevirdim.
Çenesinin altından narince tuttum ve gözlerimin içine bakmasını sağladım.

Gözlerimin içine bakıyordu o da.Gözlerimi dudaklarına indirdim.Dudaģını dişliyordu,dudaklarına baktığımı fark edince bıraktı.
Onu öpmek istiyordum.Hem de çok.Aramızdaki çekimi hissediyordum,cok uzun bir süredir.

Kafamı yavaşça ona doğru yaklaştırdım ve aramızdaki boşluğu yavaşça kapatmaya başladım.

Geri çekildiğinde öylece kaldım.Biraz daha acele etseydim,belki de şuan uzun zamandır merak ettiğim dudaklarının tadına bakıyor olabilirdim.
Belki de şuana kadar yaşadığım en büyük hayal kırıklığıydı bu.

Az önce böyle bir olay yaşanmamış gibi ayağa kalktı.Yüzünde samimi olduğuna neredeyse inanabileceğim bir gülümseme vardı.
"Bugünlük bu kadar yeter.Yarın tekrar gelirsin."
"Aslında biraz kendi başıma vakit geçirmek istiyorum."dedim kırık bir sesle.
O beni arkadaşı olarak görüyordu ama ben daha fazlasını istiyordum.Kendime gelene kadar biraz ondan uzak durmak en iyisi gibiydi.
"Sen bilirsin ama lacros maçından önce mutlaka gel."
Derken sopayı yanına bıraktı.
Birkaç saniye sessiz bir şekilde geçti.
Tek yaptığım öylece oturmaķtı.
"Bak.."diyerek ilgimi çekti.Kafamı kaldırıp spor kıyafetlerinin içinde bile mükemmel olan görüntüsüne baktım.
"Sen gerçekten çok iyi birisin bu yüzden sakın bana karşı ilgi duyma."
Çok geçti,duymuştum bile.O geldiğinden beri sabahın köründe kalkmak bile zor gelmiyordu.Her an onun yanında olmak istiyordum ama şuan yanında olmaktan fazlasına ihtiyacım vardı.
Beni sevdiğini biliyorum,benim istediğim şekilde değil belki ama seviyor.
Onu bana aşık ederim,diye düşündüm ama yapamazdım.
Güçsüzdüm,benden her türlü daha iyiydi.Benim gibi birini elbette ki istemeyecekti.

***

"Isaac?Sen iyi misin dostum?Kira'ya süpriz yapacağım,fikrini istiyorum.Bir sorun mu var?"dedi Scott.
"Ha-hayır.Iyiyim."
"Yalan söylüyorsun,kokundan anlayabiliyorum."diyerek kaşlarını çattı.
"Bir şeye canım sıkıldı sadece.Neyse,sen ne diyordun?"diyerek konuya odaklanmaya çalıştım ama tek düşünebildiğim O'ydu.
"Kira'yı nereye götürmeliyim sence?Randevu için?"
Kollarımı kavuşturdum ve kaşlarımı ukala bir tavırla kaldırdım.
"Bir kızın asla ilgisini çekememiş ve sonunda da beni sevmese de kızla takılmayı başardığında da onu hemen kaybedip ortalıkta boş boş gezen birinden tavsiyemi istiyorsun?Yanlış adama sordun,dostum."diyerek ikisinin yanından uzaklaştım.
Scott'ın arkamdan "Nesi var bunun?"dediğini duydum.
Stiles ise her zamanki bilmiş tavırlarını sergiledi."Sanırım birine abayı yakmış."

***

Yemekhanede Scott ve Stiles ile oturuyorduk.Yemeğimi yemekle uğraşırken burnuma tanıdık olan bir koku geldi;Çikolatalı şampuan.

Herkes çikolatalı şampuan kullanabilirdi,o olamazdı.En azından onun kendi tenine ait olan özel kokuyu aldığımda kafamı kaldırdım.
Lydia ile tepsilerini almış bir şekilde bizim bulunduğumuz masaya doğru ilerliyordu.

Lydia sadece kızların anlayabileceği tarzda bir şey söylediği zaman yüzünde o tanıdık ve benim durup saatlerce izleyebileceğim kahkasını attı.
Sonunda masaya vardıklarında kahkasını durdu ve hepimize gülümsedi.
Dur bir dakika?Onun okulda ne işi vardı? Dün de buradaydı ama okul çıkışı antrenmandı.
Okul saati içinde burada olmaması gerekiyordu.Tabi ki,burada olması harikaydı.
"Bu saatte okulda ne işin var?"dedim kaşlarım çatık,sesim sertti.

"Gitmemi istiyorsun?"derken gülüyordu ve çantasını sandalyesine koyup oturdu.
"Hayır."dedim yine aynı şekilde.Sert ve ciddi.
Bana sanki asla sahip olamayacağım bir şeyi istediğimi söylemişim gibi baktı.
Belki de,ona asla sahip olamayacaktım.

Bölüm ve hikaye hakkında ciddi yorum istiyorum.Lutfen beni kirmayip yorum yapın.
Ve "yb gelsin" yorumu olmasın.Lutfen

Malisaac|FreeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin