Spor odamda yankılanan telefonumun sesiyle kendime geldim saatlerdir hiç durmadan yumrukladığım kum torbasına son bir kez daha vurup telefonuma bakmaya gidecekken son vuruşumla patlayan torbayı görünce bütün şanssızlık ların beni bulduğuna birkez daha emin olmuştum yıllardır bu lanetli hayatın içindeydim o adamla(üvey baba),
o kadının (üvey anne) ve diğerlerinin bana bıraktığı tek şey ölü bir bedendi çocukluğum gençliğim ve insanlığı mı almışlardı ruhsuz bir beden gibiydim ölmek bile umrumda değildi hata ölme düşüncesi beni mutlu ediyordu artık ben daha çocukken öğrenmiştim karanlıktan değilde ışıktan korkmam gerektiğini karanlık hiçlik ti yanlızlıktı yani benim huzurlu ve yanlız olduğum tek yerdi benim için ışık ise acı ve pişmanlıktır derdim çınar dan önce işte en büyük yanılgılarım dan biride yine buydu çınar benim ışığım oluğu an aslında ışığın ne büyük bir şans ve lütuf olduğunu anlamıştım o benim karanlığım da ortaya çıkıp bir ay gibi ışığıyla parlamış tı onu ilk kucağıma aldığımda herkezin korktuğu o duygusuz adamı tek bir gülümsemesiyle yerle bir etmişti gülümserkenki o kahkahası gözlerime bakan o parlayan gözleri bana nefes olmuştu beni hayata döndüren hayat nefesimdi çınar işte o an karar vermiştim mafya işlerinden uzak duracaktım oğlum normal bir çocuk gibi büyüyecekti benim yaşamadığım çocukluğu o doyasıya yaşayacaktı benim bazı geceler soğuktan sığındığım o parklarda
o oyunlar oynayacak kahkahalar atacaktı
benim çocukken o adamdan beklediğim o küçücük sevginin bin katını oğluma ben verecektim gerekirse oğluma annede olacaktım. Çocukken bir çocuk annesiyle pasta yaptığını heyecanla anlattığı zaman bir umut bizde belki yaparız diye o kadına sorduğumda yediğim o dayağı oğlumla yaptığımız pastaları ve diğer tatlıları yaptığımız o mutlu anılarla deyiştireceğime oğluma iyi bir baba olacağıma gerekirse oğluma iyi bir anne olacağıma söz vermiştim oğlumun yüzünde gördüğüm her gülümseme ise hayatım boyunca bana verile bilecek en büyük hediye olmuştu.
bu düşüncelerden beni yine kaçıncı kez çaldığını bilmediğim telefonum kendime getirmişti telefonumu elime alıp kimin aradığına baktım kürşat bey yazısını görünce telefonumu açıp söyleyeceklerini dinlemeye başladımKürşat B:merhaba oğlum umarım seni rahatsız etmiyorum dur deyince sinirle
B:bunu beni defalarca arabadan önce düşünmeliydiniz kürşat bey ne için aramıştınız deyince
Kürşat B.haklısın oğlum ama telefonlarını açmayın ca merak ettik deyince telefonun hoppörlörde olduğunu anlamıştım ama umursamayarak yine sorumu tekrarlamak zorunda kaldım
B:ne için aramıştınız bey diyerek tahammülsüz bir sesle sordum oda beni daha fazla sinirlendirmemek için direk konuya girdi
Kürşat B:yarın akşam işin yoksa bize yemeye gelebilir misin diye soracaktım oğlum.yarın çocukluk arkadaşım ve ailesi yemeye gelecekler seninle tanışmayı da çok istiyorlar oğlum. ama işin varsa yada gelmek istemezsen seni anlarım deyince daha fazla muhabbeti uzatmamak için
B:yarın gelmeye karar verirsem size önceden haber veririm deyip hayırlı akşamlar diyerek telefonu kapattıktan hemen sonra spor odasından çıkıp duş almak için odama geçtim banyodan sonra üzerime rahat birşeyler giyinip çınara bakmak için çınarın odasına gittim bugün hayvanat bahçesinden aldığımız peluş oyuncağa sarılmış uyuyordu yanına gidip kafasına tüy kadar hafif bir öpücük kondurup
B:sen bana Allah'ın verdiği en güzel hediyesin oğlum.deyip birkez daha saçından öptükten sonra üzerini de iyice örtüp biraz dinlenmek için odama geçtim
Peluş oyuncak
Barlas ın giydiği
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek Ailem (-Erkek Versiyon-)
Genç KurguDuygusuz ve Acımasız bir iş adamı(Mafya)'nın yıllar sonra doğduğu hastahanenin arayıp DNA testi için çağırması ile başlıyor acaba ilerde bizi neler bekliyor?.. Bu arada bu benim ilk kitabım o yüzden lütfen bunu dikkate alarak okuyun