Önemli şeyler uçup gider, bir küçük ayrıntı kıymık gibi batıp kalır bellekte.
- Vedat Türkali.
🍂
Tam olarak iki haftadır köşe bucak Araz'dan kaçıyordum. Okula gitmek dışında evden çıkmıyor, çıkışı beni yakalamasın diye süratle arabaya bindiğim gibi eve gidiyordum. Arkadaşlarımla bile buluşmuyor, bize gelmelerini rica ediyordum. Çünkü nereye gidersem gideyim beni bulacağını biliyordum.
Bazen tanıdık parfüm kokusu adımlarımı durduruyor, etrafımda onu aramama sebep oluyordu. Gördüğüm tüm ela gözlerde, onun bakışlarını arıyordum. Sınıfta pencereye odaklanan gözlerim, bankın üzerinde aynı yüzün hayalini kuruyordu. Bazen dayanamayıp kapıya dayanacağı ihtimalini düşünüyordum. Böyle anlarda bana ne olduğunu, nasıl ve ne ara bu hâle geldiğimi sorgulayıp duruyordum. Onu hiç bu kadar uzun süre görmediğim olmamıştı. Aradan geçen iki hafta, hislerim konusunda artık yanılma payının olmadığını kanıtlar nitelikteydi.
Durup durup sürekli Seferihisar'da geçirdiğimiz zamanı düşünüyordum. Sanki bana karşı olan tutumunu bunca yıldır anlamamıştım da, orada geçirdiğimiz iki gün içinde her şeyi anlamıştım. Mutlu olmam için yaptıklarını görmüştüm. Bana içini açmıştı. Hayatına dair bilmediğim detaylar, ona daha yakın hissetmemi sağlamıştı. Sahil kıyısında saatlerce konuşmuştuk ve o anlarda hiç olmadığı kadar samimiydi. Şimdiye kadar beni her şeyden sakınan bir adamı, elimin tersiyle itmekten başka bir şey yapmamıştım.
Artık bunu anlıyordum; sıradan hayatımda, Araz olmadan bir şeyler hep eksik kalacaktı.
Yine de bir şekilde devam etmem gerektiğini biliyordum. Çiğdem'i okuldan sonra iki kez eve getirmiş, saatlerce birlikte vakit geçirmiştik. Birkaç kere de Efsun'la telefondan konuşmuştuk. İşinden memnun olduğunu, onun açısından her şeyin hiç olmadığı kadar yolunda gittiğini söylüyordu. Bu aralar beni memnun eden tek şey buydu. Günlük rutinim son bulduğunda, Araz'ın gönderdiği ve cevapsız bıraktığım mesajları okuyordum.
- Beni çıldırtmak mı istiyorsun?
- Sorun her neyse, konuşalım.
- İki hafta oldu! Yüzünü görmeden geçirdiğim koca iki hafta!
- Seni görmeden geçirdiğim her dakikanın hesabını vereceksin.
- Yarın okuldan sonra bana gelmezsen, dayınla yaşanacak olan sorunları umursamadan yanına gelirim.
- Bunu yapmak konusunda geç kaldığımı biliyorsun.
- Okula da gelebilirdim, ama ben hâlâ aptal gibi seni küçük düşürmemek için elimden geleni yapıyorum.
Buna benzer onlarca mesaj vardı. Aramalarını yanıtlamadığım sürece mesajların şiddeti daha da artıyordu. Artık kaçışım olmadığını biliyordum. Aslında benimki bir kaçış değildi. Sadece olanları sindirmeye çalışmak için yalnızlığı tercih etmiştim."Araz'a, birinden hoşlandığını söylersen, seni bırakır." Telefonun diğer ucundan konuşan Nevin, mutsuzluğuma gölge düşürmek yerine daha da mutsuzluk kattı. Resmen Kaya Kızıltan'la aynı fikirde olduğunu söylüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP YILDIZ
ChickLitO gece bir cinayet işlendi ve bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Nida Yıldırımlar; kardeşi için kendisini feda eden, hayatın sürprizlerle dolu tarafıyla henüz tanışmayan bir kadın... Araz Kızıltan; durmadan isteyen, elde edemedikçe çıldıran, r...