20. BÖLÜM

30 3 1
                                    

Orada, kedilerin dallarda uyuduğu bahçede, ışık da sendin gölge de. Bendim kirpiklerine tutunan uzaklık.

- Şükrü Erbaş.

🍂

Aynı anda hissettiğim duygular, bedenimde hiç sonu gelmeyecekmiş gibi gezinen sancılara yer açıyordu. Oturduğum koltukta dizlerimi karnıma doğru çekerek kollarımı da bacaklarıma doladım. Araz, gece boyunca içtiği sigaralarla neredeyse ikinci paketi bitirdi. Ondan bir dalı da kendim için istesem, ne yapardı acaba?

Sorduğu soruya yine bir cevap vermeden kaçmam, epey öfkelenmesine sebep olmuştu. Bahçede yaktığı sigaradan son nefesi çektiğinde, camla kaplı duvarın ardından onu izliyordum. Hareket ettiğinde, içeriye bakacağını hissettiğim gibi bakışlarımı kaçırıp başka bir yere sabitledim. Saniyeler sonra içeri geldi ve çaprazımda duran koltuğa oturdu.

"Ailenin seni merak edeceğini düşündüğün için endişelenip duruyorsun." Elinde tuttuğu telefonumu çevirip durarak söylendiğinde, ona bakmak zorunda kaldım. "Neden aklına hiç o piçin merak edeceği gelmiyor?" Kendince beni köşeye sıkıştırmanın yollarını aradığının farkındaydım. "Yoksa öyle biri yok mu?" Tepkisiz kalıyor olmam, sinirlenmesine yol açıyordu. Telefonu birkaç kez dizine vurup öfkeyle başını salladı. "Susmaya devam etmen, düşüncelerimin doğru olduğu anlamına mı geliyor?"

"Ne söylesem inanmıyorsun. O yüzden boşuna çenemi yormayacağım." diyerek bakışlarımı bir kez daha deli gibi beni izleyen gözlerinden çektim.

"Aferin sana."

"Hı hı, aferin bana."

Yeniden cebinden sigara paketini çıkarması uzun sürmedi. Bir dejavunun içine sıkışıp kalmışım gibi hissediyordum. Saatlerdir tartışıyor, suskunluğa gömülüyor, köşelerimize çekiliyor ve yeniden laf dalaşına girmek için bir araya geliyorduk. Tüm bunların bir adım ötesine geçememiştik.

"Kendini sigarayla öldürmek mi istiyorsun?" Salonda oluşan sis tabakasını dağıtmak için elimi havada salladım.

"Alkol kullanmayı tercih ederdim, ama sen rahatsız oluyorsun." Sözlerini ağzından kaçırdığı gibi yanlış anlamamam için yeniden sert ifadesine bürüdü. "Ayrıca sana kızgın olduğum bu anda, beni düşünüyormuş gibi davranma." Büyük bir kısmı dolu olan kül tabağını dizinin üzerine bırakıp sigaranın ucunda biriken külü silkti.

"Seni ne düşüneceğim? Ne istiyorsan onu yap." diyerek tersledim.

Onu düşünüyormuş gibi davrandığımı söylemesinin tek sebebi, canımı yakmaktı. Nitekim başarıyordu da! Oysa bilmeliydi ki, ben hiçbir zaman hissettiğim şeyin aksini söylemezdim. Tabii şu an yaşadığımız durumlar, bunun tam tersini yansıtıyordu. Onu düşünüyordum, bu kadar sigaranın ona vereceği zararı düşünüyordum ve tüm bu düşüncelerimi saklamak gibi bir zorunluluğum vardı.

"Lan bu herif, seni niye merak etmiyor?" Aniden yükseldiğinde, bana değil de daha çok elinde döndürmeye devam ettiği telefona bu soruyu soruyormuş gibiydi.

"Birkaç saat yok oldum diye senin gibi ortalığı velveleye mi vermesi gerekiyor?" Uyuşan bacaklarımı serbest bırakıp koltuktan aşağı indirdim.

"Neden hep benimle karşılaştırma yapıyorsun?" diye sorduğunda, büyük bir açık yakalamış gibi tek kaşını kaldırarak, başını sorgular biçimde salladı.

Sanki yeryüzünde gördüğüm ve tanıdığım tek erkek Araz'mış gibi davranıyor, herhangi birini ölçüp biçmek için onun dışında kimseyle kıyas yapamıyordum.

KAYIP YILDIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin