(Düzenlenmiştir.)
Harry'nin kendini rahatlatması ve duş alıp evden çıkması yaklaşık yarım saat sürdü. İşe bir saat gecikmişti ve patronunun nasıl tepki vereceğini bilmiyordu. Kafeye geldiğinde hemen mutfağa girip önlüğü boynuna geçirdi. Önlüğü hiç bir zaman kendisi bağlayamazdı. Bu yüzden Niall'ın yanına gitti. Niall'a yaklaşıp arkasını döndü hiç bir şey demeden. İlk olmadığı için Niall bir şey demeden bağlardı hep. Ama bu sefer sırtında el hissetmeyince kafasını arkaya çevirdi. Niall durgun ifade ile yüzüne bakıyordu. Ne olduğunu anlamayarak bedenini çevirdi bu sefer. "Ne oldu Niall?" dedi olayı anlamaya çalışarak. Niall kafasını öne eğdi ve, "Üzgünüm, Harry. Patron seni kovdu." dedi kırık sen tonuyla.
Harry duyduklarıyla şoka uğrayarak transa girmiş gibi aynı noktaya bakıyordu. İki eliyle tuttuğu önlüğün iplerini bıraktı. Ailesi yoktu ve dolayısıyla da geliri azdı. Paraya ihtiyacı vardı ama o bu şansı bir piç -Louis- yüzünden kaybetmişti. Yüzü kıpkırmızı olmuştu; sinirliydi, ama siniri sadece kendineydi. Hiçbir şey yapamayan götün tekiydi. Hırsla önlüğü boynundan çıkararak kapıya doğru ilerledi koşar adımlarla. Gözleri dolmuştu çaresizce.
Kapıdan çıkarken çarptığı bedene bile bakmadı hırsından. Kime çarptığı umurunda bile değildi. Adımlarını hızlandırarak öylece koştu. Göz yaşları birer birer süzülüyordu yanaklarından. Ciğerleri yanıyordu artık. Yavaşlattı adımlarını. Yorulmuşdu. Issız bir sokağa gelmişti. Nefesini kontrol etmek için duvarın kenarını oturdu. Ne yapacağını düşünmeye başladı:
Kirayı zor ödediği bir evi vardı, bir oda bir salon olan. Çalıştığı zamanlar kazandığı parayla hem kirayı ödüyor, hem faturaları kapatıyor hem de kendi ihtiyaçları için harcıyordu. Ama şimdi parası yoktu. Maaşını almasına daha vardı. Bu yüzden hiç bir şey yapamıyordu. Gözyaşları süzülüyordu yanaklarından. Çaresizdi.
*
Hava kararana kadar oturdu duvarda sessizce. Ayağa kalkıp evine doğru yürüdü. Kapıyı açıp sessizce evine girdi. Montunu çıkarıp astıktan sonra kapı yendiden çaldı. Kapıyı açarak gelene baktı. Ev sahibiydi. Neden gelmiş ki, diye düşündü. Ev sahibi otuz beş yaşlarında bir adamdı. Yüzünde bir sırıtışla içeri girmeye
çalıştı.*
İçeri geçmeye çalışmasıyla ellerimi göğüsüne koyup itmeye çalıştım. Kollarımı tutup beni içeri iterek eve girdi. "Ne yapıyosunuz?" dedim yüzüne bakarak. "Ah, Harry, iyi ki evi sana vermişim. Rüyalarımı nasıl süslüdiğinden haberin var mı?" dedi Mark yüzünden silinmeyen iğrenç gülümsemesiyle.
Gözlerim hızla açılırken geriye gitmeye başladım.
Bundan sonra ikinci tecavüzü kaldıramazdım. Bir şeyler yapmalıydım. Aklıma gelen bir fikirle birkaç saniye düşündüm: Kendimi sürtük gibi hissedecektim ama tecavüz edilmektense iki dakika sürtük olmayı tercih ederdim; yapmak zorundaydım.
Yüzüme yerleştirdiğim sahte gülümseme ile yaklaştım ev sahibime. "Ah, duygularımızın karşılıklı olduğunu söylememe gerek yok ha? " dediğimde şaşırmıştı. İstediğimi elde etmenin sevinciyle daha da sırıttım. "Ihm seni odada bekliyorum. Çağıracağım. Üzerimde sadece boxer olacak ve onu senin çıkarmanı istiyorum," dedim dudaklarımı ısırarak.Tanrım ne kadar iğrençdim . "Tamam bebeğim." dedi lafları uzatarak.
Hemen odaya girdim ve komidinimin üstünde olan boş sürahiyi elime alıp kenara bıraktıktan sonra hemen kıyafetlerimi çantaya koymaya başladım. Yarısına geldiğimde çantanın ağzını yarım kapatarak, birazdan eski ev sahibim olacak adamın görmeyeceği bir yere koydum, endişelenmesin diye onu çağırdım: "Bebeğim, hadi gel, seni bekliyorum." dedim, ama şuan kusmamak için kendimi kasıyordum. Ayak seslerini duymamla kafasına vurmak için aldığım sürahiyi elimle sıkıca tutup kapının arkasına geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dangerous passion. || larry.
FanfictionKafede çalışan genç bir çocuk -Harry- ve her gün bu kafeye gelen bir iş adamı -Louis- Bir tutam da fantezi?? Daddy!Kink. Tops!Louis!24 Bottom!Harry!20