Yeniden Harry'e döndük..
Bu bölüm myherotommo ithafen ♡♡♡♡
HARRY STYLES
Gözlerim onu gördükten sonra direk mutfağa yöneldim.Üzerimdeki montu çıkarırken "Merhaba Laura." dedim içeriye doğru.Laura ortalıklarda görünmüyordu.Üzerime geçirdiğim hastane tişörtünden sonra birinin bana seslendiğini duydum.
"Tatlım!Geldiğini görmedim." dedi Laura bana yaklaşarak.Sarıldıktan sonra yüzünden hiç eksilmeyen gülümsemesiyle "Dışarıda bir bayan var.Seni bekleyeceğini söylemişti." dedi.
"Ahmm evet onunla konuşacağım." dedim zorla sırıtan bir gülümsemeyle.Geriye dönerek çıkışa geldim.Kafeteryada masaların olduğu kısıma geldiğimde ellerini önünde birleştirmiş bir şekilde oturduğunu gördüm.Masaya yaklaşarak durdum.
Hareketlilik hissetmiş olacak ki kafasını kaldırarak benim olduğum kısıma baktı."Harry." dedi parlak gözleriyle.Sandalyesinden kalkarak kollarını etrafıma sardı.Benim kollarım iki yanımda durarken kafamı yavaşça arkaya doğru çektim.Belki beni yetimhaneye bırakmasalardı çok güzel bir geçmişim olabilirdi.Belki de şuan hiç burada çalışmak durumunda olmayacaktım.Ama onlar bunu mahvetmişti.Hayatımı mahvetmiştiler.
"Oğlum."
Bakışlarım ona çevirdim.Yüzünden gülümsemesi hiç eksik olmuyordu sanki.O yerine geçerken ben de karşısındaki sandalyeye oturdum."Ne için geldin?Seni en son gördüğümde bir daha karşıma çıkmamanı söylediğimi hatırlıyorum." dedim ellerimi masanın üzerinde kavuşdururken.
Gülümsemesi yavaş-yavaş silinirken bakışlarını kaçırdı."Sadece beni dinleye bilir misin?Yorum yapmadan.Sadece sonuna kadar beni dinlemeni istiyorum." dedi önüne düşen bir tutam saçı kulağının arkasına iterken."Peki dinliyorum." dedim memnuniyetsiz bir bakışla.Derin bir nefes aldı konuşmasını uzun olduğunu ima edercesine.
"20 yaşında olduğumda birden bire mide bulantım,baş dönmelerim dahil olmuştu hayatıma.Önce midemi üşüttüğümü sandım ama sonra arkadaşım Mary bana test yapmam için gebelik testi almıştı.Testi yaptığımda pozitif çıkmıştı.Harry!Tanrı şahidim olsun ki o an dünyadaki en mutlu insandım sanki.Babana hamile olduğumu söylediğimde tepkisi tüm mutluluğumu eliyle bir kenara itmişti. İlk söylediği söz 'Bebek için fazla genciz Anne.' olmuştu.Bundan sonra nasıl mutlu olabilir ki.."
Söyledikleri hamile olduğumu Louis'e söylediğimde verdiği tepkileri aklıma getirmişti.Annemin anlattıkları,Louis'in söyledikleri,hamilelik hormonlarım gözlerimin dolması için fazlasıyla ortam yaratıyordu.Gözlerimi kaçırdım dolmasını engellemek istercesine.Bakışlarım yeniden yüzünü buldu sonra.Ne kadar kaçabilirdim ki.Gözleri gözlerimi bulunca bakışlarında bariz pişmanlık okunuyordu.Yeniden onu dinlemeye başladım.
"Yaşadığım hayal kırıklığı o kadar fazlaydı ki Harry.Ona hiç bir şey söylemedim.Sonraki gün çektirdiğim ultrason fotoğrafını göstertim ona.Pes etmiştim aslında.Aldıracaktım seni ama fotoğrafı gösterdiğimdeki yüzünün hali,gözlerinindeki ışıltıs bana yeniden güç vermişti.Karanlıkta kayıp olan umudumu yeniden bulmuştum o ışık sayesinde.Onunla gittim doktora bu sefer.Seni gördüğünde gülümsedi.Gözleri dolmuştu hatta.O kadar net hatırlıyorum ki.Aldırmamaya karar vermiştik.Hamileliğim ilerlerken seninle ilgili hayaller kurmaya başladık.İsminin Edward mı yoksa Harry mi olmasıyla ilgili sorun karşısında kaldığımızda Def (Harry'nin babası) isminin Harry Edward Styles olmasını istedi.Ben de beğenmiştim ismini.Aylar geçerken seninle birlikte bende büyümüştüm.Hem fiziksel hem de ruhsal olarak.Balon gibiydim sanki fizik açısından.Şişmanlamıştım bayağı.Anne olduğunu hissetmek olgunlaştırıyordu insanı ruhsal bakımdan.Daha olgun yaklaşıyordum olaylara.Sonra sancılarım falan derken doğmuştun bile.Seni ilk elime aldığım zamanı hatırlıyorum dün gibi.Günler geçerken artık bazı şeyler değişmeye başlamıştı.Akşamları uyku düzenimiz bozulmuştu.Def iş adamı olduğu için sabahları erkenden kalkardı hep.Ama evde bebek olduğu için o da fazla yorgun oluyordu.Sonra bir gün Def buna bir çözüm üretmemizi istemişti.Bakıcı bile tutmuştuk ama çocuktun işte.Nasıl o duruma gelmiştik bilmiyorum ama seni bırakmayı düşündük.O kadar aptal,o kadar duygusuz bir varlıklarız ki, o küçük halinle bırakmıştık seni yetimhaneye.Ben bile fazla sorun çıkarmamıştım.O kadar bencilim ki.O-o kadar bencilim ki,seni bıraktığım için rahatlamıştım bile.Sabahtan ağlayan bebek yoktu artık.Pişman olmam tam 5 yılımı aldı.Nasıl aklım başıma gelmişti bilmiyorum ama tüm imkanlarımızı kullanarak seni aramaya başlamıştık.Önce başka bir yurda gönderildiğini söylediler.Sonra kovulduğun açığa çıktı.Tüm umudum ellerimden kayarken ilk gün yanımda gördüğün adam seni bulmuştu.Ona o kadar minnettarım ki.Seni gördükten sonra beynimde şimşekler çakmıştı sanki.Neleri kaybettiğimi anlıyordum.Senin büyüdüğünü görememiştim.İlk yürüyüşünü.İlk konuşmanı.İlklerin yurt duvarlarında hapis olarken biz kendi hayatımızı yaşıyorduk." dedi son sözleri hıçkırıklarla tamamlarken.
İlk defa duyuyordum nasıl bu radeye geldiğimizi.Kendilerini kurtaracak bir kelime bile kullanmazken aslında bunu onları kurtarmak için değil de sadece benim öyrenmem için söylüyordu.
Hissediyordum.Bakışlarım ne kadar donuk olsa da yanağımdan yavaşça süzülen gözyaşını hissediyordum.Elimi kaldırarak sildim onu.Bakışlarımı masadan yüzüne çevirdim.Çimen rengi gözleri gözlerimi bulurken yeniden hıçkırdı.
"Nasıl yaşadığımı biliyor musun?! Nasıl zor şartlar altında..Kendimi anlamaya başladığım zaman yetimhanedeki insanlar kötü davrandı.Her zaman ezildim.Bir çöp bile olamadım.Kovdular.Sebebini bilmek ister misin?? Gay olduğum için..Kasım ayıydı.Düşünsene donarak ev arıyorduk sokakta.İyiki arkadaşım vardı yoksa herhalde 'oğlunla' bir mezarlıkta konuşacaktın." dedim.'Oğlun' kelimesi alayla çıkmıştı ağzımdan.
"Üzgünüm.Üzgünüm tatlım.Sana bunları yaşattığım için.Ço-çok pişmanım." dedi hıçkırıkları arasından.Hüngür hüngür ağlıyordu karşımda.Çaresizce.
"Evlat edindik biliyor musun?"
Gözlerimi gözleriyle birleştirdim tekrardan.Ona karşı beslediğim yaranın üzeri kabuk bağlamaya yüz tutarken son söylediği yeniden kanatmıştı kalbimi. Nefeslerim sıklaşmıştı.Benim hayatımı başkası mı yaşamıştı bu zamana kadar?Benim olması gereken aileye başka birisi mi sahip olmuştu bu zamana kadar?
Sertçe ayağa kalktım.Masayı geriye doğru sertçe iterken "Git buradan." dedim sadece.Yüz hatlarımın aksine sakince söylemiştim bunu.Belki de fırtına öncesi sessizlikti bu yaşadığım."Defol!" dedim tekrar elimle çıkışı gösterirken."Harry.O-Oğlum lütfen.Onu senin kovulduğun yetimhaneden aldık.Ona bakarak vicdan azabımızı azaltacağımızı düşündük.A-ama olmadı işte.Onu seviyorum ama hiç bir zaman senin yerini tutmadı. " dedi ağlayan gözleri eşliğinde kolumu tutmaya çalışırken."Defol!!" dedim ilk defanın aksine yüksek tonda."Hemen burayı terk et!" dedim bir adım geriye giderken.Kafede olan bir kaç insanın bakışlarının üzerimde toplandığını hissediyordum.Geriye dönerken bir adım attım.İkinci adımım ise boşluğa gitmişti sanki.
Gözlerim de karanlıktan başka bir şey görmüyordu zaten.
Merhabaa!!!
Eski okuyucularıma bir mesaj :
Hikayenin içeriği değişti.Kafamdaki kurgu kısa bitecekti.O yüzden değiştim.Ben bile bilmiyorum ne olacağını.Bu arada aynı kısımları da var.Smutlar meselaaa♡♡♡
Neyse byeeee
Seviliyorsunuz.Hele bir de yorum yapınca. ..♡♡♡
《GB》
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dangerous passion. || larry.
FanfictionKafede çalışan genç bir çocuk -Harry- ve her gün bu kafeye gelen bir iş adamı -Louis- Bir tutam da fantezi?? Daddy!Kink. Tops!Louis!24 Bottom!Harry!20