Kısa saçlara bakış açım değişti bildiğin 0.O ♡♡♡
Neyse iyi okumalar...
HARRY STYLES
"Çift kaşarlı tost Harry." dedi Laura ön taraftan bağırarak.Elimdeki kurulanmış tabağı sehpaya koyarak dolaba yaklaştım.Malzemeleri aldıktan sonra hep sıcak olan tost makinesine yaklaştım.Tost ekmeğine hafif yağ sürdükten sonra 2 tane kaşar peynirini alarak ekmeğin üzerine yerleştirdim.Diğer ekmeği de üzerine koyduktan sonra tostu alarak makinenin içine koydum.Üst kapağı indirdikten sonra peçete ve tabak almak için yandaki dolabı açtım.Tepsiye tabak ve peçete yerleştirdikten sonra olan tostu alarak tabağa koydum.
Tepsiyi alarak mutfaktan çıktım.Tostu bekleyen 13 yaşlarındaki çocuğa verdikten sonra yeniden mutfağa dönüyordum ki, gözlerim kahvesini alan Liam'ı buldu."Hey.." seslendim.Bakışları beni bulurken kahvesini de alarak benim olduğum tarafa doğru "Naber?"dedi gülümsemeyle.
"Bir sorun mu var?Bir kaç saat önce aynı evdeydik ya.." dedi devam ederek."Tamam o zaman seni rahatsız etmeyeyim." dedim dudaklarımı büzerek."Saçmalama.Sadece merak etdim." dedi kahvesinden yudum alarak."Harry 2 Vişne suyu." dedi Laura yeniden ."Gidiyorum." dedim Liam'a.Elindeki yarısı bitmiş kahve kutusunu çöpe atarken "Akşam arabada bekleyeceğim. " dedi gülümseyerek.
"Peki." dedim ben de tebessüm ederek mutfağa dönmeden önce.
Neydi?2 kahve?Hayır hayır.Vişne suyu.İyi seçim..
____________________
Çıkış saatim gelmişdi."Laura işler bitti.Gideyim mi?" dedim.Laura kasa kısmında faturalara bakıyordu."Evet canım.Gide bilirsin." dedi Laura gülümseyerek."İyi akşamlar." dedim ve montumu almak için soyunma kısmına geldim.Montumu giydikten sonra kafeteryadan çıktım.Liam beni arabada beklemiş olmalıydı.Hastaneden çıktıktan sonra park alanı tarafına yöneliyordum ki,birinin seslenmesiyle durdum.
"Harry?" dedi bir kadın sesi."Benim." dedim yüzümü ona çevirerek.Tanımıyordum karşımdaki kadını.40 yaşlarının başlarındaydı sanki."Ben .. " dedi kadın bakışlarını kaçırarak."Be-ben Anne.Anne Styles" dedi.Kaşlarımı çattım.Benim soyadımı taşıyordu.Kimdi?Neslimden biri?Ya da annem?Annem olamazdı değil mi?Beni yıllar önce terk eden karşımdaki kadın değildi değil mi?
"Sen.Sen be-benim.."
"Annenim Harry." dedi gözünden düşen göz yaşını silerek.
"Hah.Kamera şakası herhalde.Nerede kamera?El sallayalım değil mi?" dedim yalancı bir kahkaha atarak.
"Harry.Annenim ben.Bu zamana kadar seni bulmam gerekirdi.Seni hiç bırakmamam gerekirdi.Çok pişmanım Harry -hıçkırır- Affet beni.Affet oğlum." dedi ağlayarak.
Bakışlarım donuklaşmıştı.Yalancı gülümsemem şimdi durgunlukla bakıyordu artık.
"Se-Sen ne hakla buraya geliyorsun?" dedim gözlerim dolmasını görmezden gelerek.
"Pişmanım oğlum.Senden vaz geçtiğim için."
"Bana oğlum deme!Senin oğlun doğmadan öldü!Oğlunun katilisin sen!Defol burdan hemen!" dedim sesimin çatallaşmasını umursamayarak.
"Harry..Lütfen" dedi hıçkırarak.
"Ben senin kim olduğunu bile bilmiyorum ya.Bana karşı o kadar yabancısın ki.Şuan yoldan geçen her kes bana oğlum dese gerçek annemin kim olduğunu bulamam ben.Annem yok benim.Anlıyor musun?Annem yok!Defol buradan!Eğer buraya vicdanını rahatlatmak için geldiysen merak etme.Vicdanın rahat ola bilir.Hâla yaşıyorum.."
"Har-"
"Defol dedim!!"
Ağlayarak geri döndü karşımdaki kadın.Hah.Annemmiş.Sikerim.Bunca yıl sonra gelip bana annem olduğunu söylüyordu.Annem yoktu benim.Ne annem ne babam.İkisi de ölmüştü.Benimle birlikte ölmüştüler.Yetimhaneye gittiğim ilk gün.Dövüldüğüm ilk gün.Acı çekdiğim için ağladığım ilk gün..
3 tane mezar vardı kalbimde.Geçen yıllar sonrası bedenler çürüdü ve yalnızda kemikler kaldı.Onları da ben kenara attım.Fazlalıktan başkası değillerdi..
"Harry."
Liam'ın sesini duymamla kafamı gök yüzüne çevirerek göz yaşlarımın kurumasını umdum."O kimdi?Hey?Harry?Noldu?Neden ağlıyorsun?" dedi Liam yanaklarımı tutarak."Eve gitmek istiyorum Liam." dedim burnumu çekerek.
"Peki.Peki.Hadi gidelim.Ağlama.." dedi bana eliyle destek vererek.Arabaya geldikten sonra kapımı açarak oturmamı sağladı.Burnumu çektim tekrar.Düşündükçe ağlamak geliyordu içimden.Onu görmüştüm ilk defa.Ağlarken parlayan gözlerini de.Yemyeşil olan gözlerini.Kahverengi saçları.Babam kimdi peki?Yaşıyormuydu?O nasıl biriydi?
Siktir!Beni bırakan insanları düşünecek kadar saftım.Onları merak edecek kadar aptal.Gözümden firar eden damla yanağımda süzülürken hıçkırdım.Ne zaman arabaya bindiğini bilmediğim Liam'ın bakışları bana dönerken "Harry.Ne oldu?Sakin ol.Anlatma.Eve gidelim sonra anlatırsın.Ağlama Harry Lütfen." dedi hafifçe eğilerek.
"Elimde değil tamam mı? Yıllar sonra annem olduğunu imâ eden bir kadın geliyor ve-ve zorla yoluna soktuğum bu sikik hayatımı boka çevirerek gidiyor.Çok şey istemiyorum ben.Bebeğimle rahat bir hayat yaşamak istiyorum sadece.Bu-bu kadar mı zor ha?Sikeyim!!"
Hıçkırarak ağlıyordum Liam'ın karşısında.Göz yaşlarım yağmur misali süzülürken ellerimi yüzüme dayayarak ağlamaya devam ettim.Hiç bir şeyim yolunda gitmiyordu.Yeni bir hayata başlamışken hayatımdaki sikimkonik insanlar gelerek her şeyi mahvediyordu.
"Harry.Tamam.Sakin ol.Ne olduğunu bilmiyorum ama seni hiç kimse bu kadar ağlatamaz.Bebeğini düşün.Sen ağlarsan bebeğin de bunun etkisi altında kalır.Hadi sakinleş." dedi Liam sırtımı sıvazlarken."Hadi Harry."
Arabasının ön kısımınsan çıkardığı plastik şişedeki suyu verdi.Bir kaç yudum içerken biraz daha iyidim sanki.
Hâla akmaya devam eden gözyaşlarımı silmeye çalışdım.Siliyordum ama yenileri ekleniyordu.Kendimi iyi hissetsem bile akan gözyaşlarımı kontrol edemiyordum.Nefes aldım derinden.Ellerimi gözlerime kapatarak bastırdım.Derinden nefes aldım yeniden.Bebeğimi düşündüm.Benim gibi olmayacaktı o.Ona kimsenin -Louis'den bahsediyor- yokluğunu hissettirmeyecektim.
Gözyaşlarım dinmişti az da olsa.Hâla iç çekişlerim duyuluyordu ama bu elimde değildi."İyi misin?" diye sordu Liam.Yavaşça kafamı salladım.Cevap veremeyecek kadar yorgundum.
Arabayı çalıştırdı.Hâla hastanede olduğumuzu daha yeni anlıyordum.Son bahar olduğu için hava çoktan kararmıştı.Hastanenin olduğu caddeden dönerken 10 dakika yolcuğun ardından eve gelmiştik.İndim arabadan.Soğuk hava beni kucaklarken montuma sarılarak eve yürüdüm.Arkamdan gelen Liam anahtarı ile kapıyı açtı.İçeri girdim.Sıcak ev mayışmamı sağlarken Liam yeniden soru sormaya başladı.
"Uyuyacak mısın?Yoksa anlatacak mısın bana olanları?"
"Anlatmam gerek.Yoksa yine ağlamaya başlarım." dedim ağlamaktan kısılmış sesimle.Salona yöneldim montumu üzerimden çıkararak.Koltuğa oturdum bacaklarımı kendime çekerek."Ah en baştan başlayayım değil mi?" dedim yalandan tebessümle.
En baştan.Beni bıraktıkları zamanlara.Anne baba kavramını anlamadığım zamanlara.Kendi hayatımı bir başkasının ağzından dinlediğim zamanlara.-Harry yetimhaneye bırakılırken çocuk olduğu için bir şey anlamıyordu.Büyüdüğü zamanlarda yetimhanede çalışan Sara teyze anlatmıştı-
"Yetimhaneden başlayalım..."
Önerileriniz varsa söyleyin lütfen
Oylarımızı unutmayalım
Mucklarrr
《GB》
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dangerous passion. || larry.
FanfictionKafede çalışan genç bir çocuk -Harry- ve her gün bu kafeye gelen bir iş adamı -Louis- Bir tutam da fantezi?? Daddy!Kink. Tops!Louis!24 Bottom!Harry!20